Emine Sarıaslan
1991 yılından bu yana, 25 Kasım (Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü) ile 10 Aralık (İnsan Hakları Günü) tarihleri arasındaki 16 gün Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddete Karşı 16 Günlük aktiviteler organize ediliyor. Bu tarihler özellikle kadına yönelik şiddetin bir insan hakları ihlali olduğunun altını çizmesi açısından da önem taşıyor.
Kasım ayı Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’dür ve Mirabal kardeşlerin öldürülmesinin anıldığı gündür. Patria, Minerva ve Maria Teresa Mirabal, aylarca süren zulüm ve işkencenin ardından 1960 yılında 25 Kasım Dominik gizli servisi tarafından vahşice öldürüldü.
Şiddetin birçok yüzü vardır ve her yerde karşımıza çıkar: evde, işte, kamusal alanlarda ve internette. Şiddet sadece fiziksel değildir. Tehditler, küfür, sözlü taciz, taciz ve bir partner tarafından kontrol de şiddet biçimleridir. Her sosyal sınıftan ve yaştan insanı etkileyebilir: Evde, toplum içinde, işte veya internette. Yakın partner şiddeti, örneğin evlilik, birliktelik veya yakın ilişki gibi aile içi bir ilişki içinde yaşayan veya yaşamış olan kişiler arasındaki şiddet eylemlerini ifade eder. Fiziksel şiddet, güç ve kontrolü amaçlayan bir davranış biçiminin sadece bir yönüdür. Mağdurlar genellikle fail tarafından aşağılanma, tehdit, gözdağı, sosyal izolasyon veya ekonomik baskı gibi psikolojik şiddete de maruz kalmaktadır.
İsviçre’de de kadına karşı şiddet arttı
İsviçre, kadın hakları konusunda dünya sıralamasında geri sırada yer alıyor. Her dört haftada bir kadın esi veya hayat arkadaşı tarafından öldürüldü, iş yerlerinde ayrımcılık, taciz ve mobbing olayları yoğun olarak yaşanmaya devam ediyor. Haftada 53 saate varan ev işlerini hâlâ sadece kadınlar yapıyor. Ev işleri, hala kadın işi olarak görülüyor. İsviçre’de kadınlara şiddete karşı koruma sağlayan sığınma evlerinin, uluslararası anlaşmalara rağmen kapasiteleri yetersiz ve şiddete maruz kalan kadınların taleplerini karşılamıyor. Parlamentonun Haziran 2017’de onayladığı İstanbul Avrupa Konseyi Sözleşmesine göre her 10.000 kişi için bir konaklama yeri gerekmesine rağmen, İsviçre gerekli 800 yerin yarısına dahi sahip değildir. Federal Hükümet´in yayınladığı polis istatistikleri, İsviçre’de her yıl binlerce kadının aile içi şiddete maruz kaldığını gösteriyor. Ancak kadınlar şikâyet de bulunmaya çekiniyorlar. Kadınların polise gitmemesinin ana nedenleri utanç (%64), adaleti yerine getirme şansının olmadığını hissetmesi (%62) ve inanılmayacağından korkmasıydı (% 58).
Evinizde, çevrenizde psikolojik şiddete uğruyorsanız, polise başvurabilirsiniz, bölgenizdeki kadın danışma merkezlerinden destek alabilirisiniz. Her kantonda kadınlara danışmanlık hizmeti veren ve onları hakları konusunda bilgilendiren danışma büroları bulunmaktadır.
İşyerinde cinsel taciz
İşyerinde cinsiyetçilik ve cinsel taciz birçok şirket ve kuruluşta görülmektedir. Bir kişiyi cinsel olarak taciz edebilecek birçok davranış türü vardır: Bir kişinin cinsel özellikleriyle ilgili sözler ve şakalar, müstehcen jestler ve bakışlar, cinsel içerikli mektuplar, e-postalar ve kısa mesajlar, dokunma ve fiziksel saldırılara kadar. Cinsel çağrışım yapan ve tacize uğrayan kadın tarafından istenmeyen olarak algılanan her türlü davranış cinsel tacizdir! İş yerinde cinsel taciz; bireysel olarak mağdurlar üzerinde çok boyutlu yıkıcı etkilere sahip olmanın yanı sıra; ailesel, kurumsal ve toplumsal düzeylerde de derin etkiler bırakan bireysel ve toplumsal bir sorun niteliğini taşımaktadır.
Çırak eğitiminde cinsel taciz
Unia sendikasının 2019 yılında yaptığı bir anketin sonuçlarına göre, çırak eğitimi alan gençler arasında da cinsel tacizin yaygın. Ankete katılanların üçte biri çalışırken cinsel tacize uğradığını söyledi. Bu oran kadınlar- da yüzde 36, erkeklerde yüzde 25. Bu durum kadınların daha fazla cinsel tacize uğradığını gösteriyor. Meslek eğitiminin başında ve reşit olmayan bu gençlerin böyle bir durumla karşılaşması korkunç̧ ve korkutucu.
Kanun işyerinde cinsel tacizi yasaklıyor
Cinsel tacize karşı kendinizi savunabilirsiniz! Birçok kadın işyerinde cinsel tacize uğruyor. Unia Sendikası mağdurları desteklemekte ve işverenleri sorumlu tutmaktadır. Her 3 kadından 1’i ve her 10 erkekten 1’i işyerlerinde cinsel tacize uğramaktadır. Cinsel tacizin sonuçları, mağdurların kariyerleri ve sağlıkları açısından yıkıcı olabiliyor. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Yasası’nın 4. Maddesi, işyerinde cinsel tacizi açıkça yasaklamaktadır. İşyerinde cinsel tacizin sıklığı ve kapsamı, yasanın uygulanmasının iyileştirilmesine acil ihtiyaç olduğunu göstermektedir.
İşverenler çalışanlarını korumalıdır
İşvereniniz sizi cinsel tacize karşı korumakla yükümlüdür. Cinsel tacize karşı mücadele etmek için, işverenler cinsel tacize karşı sıfır tolerans politikasını temel almalı ve kuralların açık olarak yazıldığı yönerge çıkarmalıdırlar. İşyerinde veya işyeri dışında bir danışma kurumu oluşturmalı ve cinsel tacizde bulunan çalışanlara yaptırım uygulmalıdır. Çünkü, işverenler, çalışanlarını Cinsiyet Eşitliği Yasası kapsamında korumakla yükümlüdürler. İşveren işyerinde cinsel tacizi önlemek için önlem almazsa, bunun için onlara dava açabilirsiniz.
Kendinizi savunun – hakkınız var
Cinsel tacize karşı kendinizi savunmak kolay değildir. Tacize uğrayanların çoğu, yaşananlardan kısmen de olsa kendilerini sorumlu tutarlar- durum böyle olmasa bile! Birçok kadın ciddiye alınmayacağından ya da işini kaybedeceğinden korkar. Ancak kendinizi savunma hakkına sahipsiniz!