Unia sendikası, ücret kaybı olmaksızın daha kısa çalışma saatleri kampanyasını resmen başlattı. Hazırlanan bildirge 9 Aralık’ta yapılan delegeler toplantısında kabul edildi.
Yaklaşık yüz delegenin katıldığı Unia’nın 9 Aralık’ta Bern’de düzenlenen delegeler toplantısında, mali ve politik değerlendirmelere dair kararların yanı sıra delegeler «Yaşamak için daha fazla zaman – işi yeniden düşünmek» başlıklı bildirgeyi de kabul etti. Bu bildirge, sendikanın herhangi bir ücret kaybı ya da iş yoğunluğunda artış olmaksızın çalışma saatlerinin azaltılması ve dolayısıyla ücretli çalışmanın yanı sıra daha fazla boş zaman lehine yürüttüğü kampanyanın resmi olarak başlatılması anlamına geliyor. Unia’nın son olağan kongresinde bu konu iki tutum belgesinde gündeme gelmişti. Sendikadan yapılan açıklamada, «Bu elbette siyasi bir kampanya ama tek kampanya değil. Amaç aynı zamanda toplu sözleşme görüşmeleri sırasında çeşitli sektörlerde daha fazla tatil, erken emeklilik, daha kısa bir çalışma haftası ve ücretli molalar ve seyahatler gibi kazanımlar elde etmek» ifadelerine yer verildi.
Yoğun çalışma sağlığa zararlıdır
Bildirgede çalışma saatlerinin azaltılması lehinde bir dizi argüman öne sürülüyor. Unia’ya göre haftada 40 saat ya da daha fazlası aşırı! «Ortalama 41.7 saatlik çalışma haftası ile İsviçre’de insanlar Avrupa’nın diğer yerlerinden daha uzun saatler çalışmaktadır. Birçok insan daha da uzun saatler çalışıyor çünkü yasalar haftada 50 saate kadar çalışmalarına izin veriyor» deniliyor bildirgede. Sendika, bu aşırı çalışma saatlerine karşı aileye, sosyal sorumluluklara, dinlenmeye ve boş zamana daha fazla zaman ayrılması çağrısında bulunuyor.
Daha az çalışmak aynı zamanda daha sağlıklı olmak demektir. Bugün İsviçre’de çalışanların %28’i iş yerinde stres yaşıyor ve özellikle düşük gelirli kişiler arasında tükenmişlik riski artıyor. Unia’ya göre bu adil olmayan bir durum. «Daha kısa çalışma saatleri, sağlığa verilen zararı ve bunun yol açtığı muazzam maliyetleri büyük ölçüde azaltmayı mümkün kılacaktır.»
Ayrıca, herkes daha az çalışırsa, ücretsiz işlerin erkekler ve kadınlar arasında daha adil bir dağılımı ve dolayısıyla daha fazla eşitliği söz konusu olacaktır. Unia şöyle açıklıyor: «Tam zamanlı bir iş için gereken yüksek saat sayısı, gerekli aile ve ev işlerini üstlenmeyi imkânsız hale getiriyor. Bu nedenle yarı zamanlı çalışma, özellikle kadınlar arasında, gelirler ve emeklilik maaşları üzerindeki bilinen olumsuz etkisiyle birlikte bu kadar yaygındır.»
Yaşam Felsefesi
Ekonomik verilere bakıldığında, Unia’ya göre çalışma süresinin azaltılması talebi meşrudur. Yapılan değerlendirmede: «2016 ve 2021 yılları arasında işgücü verimliliği %8 artarken, ücretler nominal olarak sadece %2,5 arttı. Daha fazla boş zaman şeklinde telafi, ücret artışlarına önemli bir katkı sağlayacaktır. Önemli bir katkı sağladığımız katma değer ve kârdan payımızı almak istiyoruz.» Denildi.
İklim değişikliği ve dijitalleşme ile bağlantılı olarak iş dünyasının kaçınılmaz dönüşümünü dikkate almak da çok önemlidir. Bu da yeni bir iş bölümü gerektirecektir. «Çalışma süresinin azaltılması, bu değişimin sosyal açıdan adil bir şekilde gerçekleştirilmesini mümkün kılacaktır, çünkü hem insanlar hem de çevre üzerindeki kısıtlamaların, hiç kimseyi göz ardı etmeden azaltılmasına yardımcı olacaktır.»
Son olarak ve belki de en önemlisi, çalışmayı bir hayat felsefesi olarak yeniden düşünmekle ilgili şu cümlelere vurgu yapılıyor: «Sadece çalışmak için yaşamak istemiyoruz diyor bildirge. İş, yaşam kalitesine katkıda bulunmalıdır. Gelecek nesiller için çalışmanın nasıl bir şey olacağını düşünmek, sonsuz kuralsızlaştırma ve esnekleştirme talep eden işverenlerin hazır formüllerini takip ederek yapılamaz. İhtiyaçlarımıza uygun daha fazla zamana sahip olabilmemiz için çalışmayı derinlemesine yeniden düşünmek istiyoruz. Yaşamak için daha fazla zaman istiyoruz.»
Tüm bu nedenlerle, Unia ve delegeleri önümüzdeki haftalarda halkı manifestoyu toplu olarak imzalamaya çağırıyor. (Arkadaş)