FEDERAL KONSEY ÇOCUK YAŞTA EVLİLİKLERİ ARAŞTIRIYOR
Şu anda İsviçre’de reşit olmayanların evlilikleri iptal edilemiyor. Federal Konsey bunu değiştirmek amacıyla yasayı yeniden düzenlemeyi planlıyor. Ancak beyan edilmemiş vakalar ve zorlamanın kanıtlanamaması nedeniyle pek çok birlikteliğe yaptırım uygulanamıyor.
İsviçre’ye gelmek için Afganistan, Suriye ya da Irak’tan kaçmışlar: genç kadınlar, bazen ebeveynleriyle, bazen de refakatsiz. Yaşları 18’in altında olmasına rağmen bazıları çoktan evlenmiş. Eşlerine eşlik edemeyen kocalar ya kendi ülkelerinde ya da Avrupa’da bir mülteci kampında mahsur kalmış durumda.
Reşit olmayanların yurtdışında yaptıkları evlilikler İsviçre’de genellikle geçerlidir, ancak İsviçre’de insanlar sadece 18 yaşından itibaren evlenebilirler. Buna rağmen, bu tür evlilikler çok nadiren feshedilebiliyor. Dahası, bunların çoğu ancak ilgili kişiler reşit olma yaşına yaklaştıklarında veya reşit olduklarında ortaya çıkmaktadır. Bu tür davalarda mahkemeler genellikle evliliklere dokunmamakta ve menfaatlerin dengelenmesine başvurmaktadır; reşit olmayanların evliliklerinin sadece bir kısmı iptal edilebilmektedir.
Reşit olmayanların evlilikleri genellikle zorlamayla bağlantılıdır ve çoğu zaman – ama her zaman değil – kadınlar ergenlik çağındadır. Federal Konsey yasayı değiştirerek bu tür evlilikleri önlemeyi ya da etkili bir şekilde cezalandırmayı amaçlıyor. Kantonlar Konseyi tasarıyı incelemeye devam ediyor.
ÇOK SAYIDA BİLDİRİLMEMİŞ VAKA
İsviçre’de her yıl yaklaşık 350 zorla evlendirme vakası bildiriliyor. Vakaların neredeyse %40’ı reşit olmayanların evlilikleriyle ilgilidir: her yıl, ergenlik çağında iken bir evlilikten endişe duyan 130 kişi bildirilmektedir. Uzmanlar, bildirilmeyen vakaların sayısının oldukça fazla olduğunu düşünüyor.
Yeni yasa tasarısının merkezinde, bir evliliğin iptali için yasal işlem başlatma süresinin ayarlanması yer alıyor. Gelecekte, reşit olmadan evlenen kişiler ve resmi makamlar, her iki eş de 25 yaşına gelene kadar evliliğe itiraz edebilecek. Şimdiye kadar bunu ancak 18 yaşına kadar yapabiliyorlardı.
İlgili kişilerin menşe ülkelerinde bu evlilikler genellikle daha yaygın ve hatta resmi evliliklerden daha kısıtlayıcıdır. İsviçre’de dini nikâha ancak önceden resmi nikâh kıyılmışsa izin veriliyor. Aynı zamanda, yurtdışında tanınan dini evlilikler İsviçre’de de tanınmaktadır.
TATİLDE EVLİLİKLER YAYGIN
İsviçre’de imam ve rahiplerin 15 yaş ve üzeri gençleri törenlerle evlendirdiği vakaları biliniyor. Hatta bu evliliklerin bazıları gelin ve damadın yokluğunda ve internet üzerinden yapılan görüşmelerle gerçekleşmiştir. Koruyucu yaştaki çocuklar, yani 16 yaşın altındakiler, bazı ülkelerde ailelerinin isteği üzerine evlendirilmektedir. Geleneklere göre, romantik bir ilişkiye girmeden önce çevreleri tarafından istedikleri erkekle tanıştırılıyorlar.
Gözden geçirilen yasa, çocukların sözde tatil evliliklerini de engelleyecek. İsviçre’de yaşayan yabancı kökenli kadınlar düzenli olarak kendi ülkelerinde tatildeyken evlenmektedir. Tatil evlilikleri çoğunlukla Türkiye, Sri Lanka, Kosova, Kuzey Makedonya, Eritre, Somali ve Pakistan’da gerçekleşiyor.
Yasadaki değişikliklere rağmen: Reşit olmayan evlilikler ve zorla evlendirmelerin mahkemelerde tespit edilmesi ve cezalandırılması zor olmaya devam edecek. Kanıt: Zorla evliliklere karşı federal yasanın yürürlüğe girdiği 2013 yılından bu yana, İsviçre’de bu birlikteliklerle ilgili olarak sadece on mahkumiyet kararı verildi.
ŞÜPHE MAĞDURUN YARARINA DEĞİLDİR
Yeni yasada yapılan düzenlemelere rağmen, küçük yaşta evliliklerin önlenmesinin uygulamada son derece zorlu olmaya devam edecek olmasının en önemli nedeni, reşit olmayanların evlendirilmesi durumunda menfaatlerin tartılmasının yasada yer almaya devam edecek olması. Bu, gelecekte de bu tür evliliklerin, 18 yaşın altındaki ilgili kişiler itiraz etse bile onaylanabileceği anlamına geliyor. Hukuk uzmanları, bir kişinin evlenmek istemediğini kanıtlamanın zor olması nedeniyle «bu durum bir boşluk yaratıyor» eleştirisinde bulunuyorlar. Sonuç olarak, reşit olmayan evliliklerle mücadele etmeyi amaçlayan yasa revizyonu pek yardımcı olmayacaktır. Hukuk uzmanları, söz konusu kişilerin akrabaları tarafından büyük baskı altında tutulduklarını, sık sık tehditlere maruz kaldıklarını ve ailenin onur ve itibarına zarar vermekle suçlandıklarını belirtiyor. (Arkadaş)