Halktan iki ressamın eserlerinden izlenimler

Resim:Fondation Beyeler Facebook sayfası

Woman with Children goes for Water – Oil on oilcloth – cm 111×92 – Georgian National Museum Sh Amiranashvili Fine Art Museum Collection – Georgian National Gallery

 

Nilgün Özdal

Basel,her yıl ocak ayında düzenlenen bir müzeler gecesini daha yaklaşık 120.000 ziyaretçiyle geride bıraktı. Avrupa’nın belli başlı şehirlerinde her yıl bir akşam müzeler gecesi düzenleniyor ve oldukça yoğun ilgi görüyor. Akşam altıda başlayan etkinlikler gece ikiye kadar devam ediyor. Bütün devlet müzelerine ve özel müzelere tek bir biletle girilebiliyor. Ücretsiz ulaşım araçları da buna dahil olmak üzere. Ayrıca müzeler arası taşıma araçları hizmete sunuluyor.Biletler çocuklar, gençler, ve geçici oturum izinleri olan göçmenler için ücretsiz ve diğer dar gelirliler için indirimli olarak elde edilebiliyor.

Müze gecesinin amacı kultur, sanat ve bilime olan ilgiyi artırmak, bilgiyi aktarmak, esin kaynağı oluşturmak ve her kesiminden halkın bir araya gelerek bundan faydalanmasını sağlamak. Müzikten, görsel sanatlardan, edebiyattan, zanaatkarlardan ve bilimin her kesimden insanları bir araya getirmek gibi olanaklar sağlıyor. Müzeler çeşitli hedef gruplarına yönelik özel programlarıyla açık bir öğrenme alanı sunuyor. Çocuklar ve yetişkinler için eğlenceli atölye çalışmaları, gizemli ve merak uyandıran çeşitli oyunlar, müzik, dans, skeçler farklı gösteriler düzenleniyor.

MÜZECİLİK ZENGİN

Müzeleri gezmeyi çok seven biri olarak her yıl müze gecelerini takip ediyorum. Benim için zaman makinesiyle yolculuk yapmak gibi gizemli ve eğlenceli. Her seferinde yeni şeyleri keşfetmek gözlemlemek heyecan ve ilham veriyor. Önümüzdeki kuşaklar için bilgi biritirmenin ve iyi bir şeyler bırakmanın ne kadar önemli olduğunun altını çiziyor. Geçmişten günümüze yaratılan sanat eserleri, kültürel objeler, geliştirilen aletler, kullanılan eşyalar ve onları gelişim aşamalarını görmek, halkın yaşam biçimine ve düşüncelerine, bilim dallarina göz atmak, bugünü, içinde yaşadığımız kültürü ve farklı kültürleri anlamak için önemli bilgiler, ipuçları sunuyor. Duygu ve düşünce dünyasını zenginleştiriyor.
Yaklaşık 40’dan fazla müzeden her sene programına göre en az 7-8 tanesini seçiyorum ama her seferinde muhakkak resim ve kültür müzeleri içinde oluyor

İKİ FARKLI KITADAN VE HALKTAN 2 RESSAM

Bu seneki favori sergilerim ise Fondation Beyeler resim sanat ve kültür müzesinde eserlerini ilk kez yakından görme ve inceleme firsati buldugum Niko Pirosmani ve Kültür müzesindeki John Neba Shun tablolarıydı. İki farklı kıtadan ve halktan iki ressamın yalın ve saf anlatımları karanlığa hakim gelen aydınlık fırça darbeleriydi. İlginç bir şekilde benzer duygulara dokunan,onları derinleştiren bu tabloların önünde saatler geçirdim. İçimdeki derin, biraz buruklukla karışık sevginin sıcaklığına dokunmuşlardı. Gecenin karanlığındaki bulutsuz berrak bir gecedeki yıldızlar gibiydi her iki ressamın karanlığa aydınlık güzellik katan sade fırça darbeleri. Büyülü bir şekilde içine çekiyorlardı. Ne kadar çok bakarsan o kadar kopmakda geçip gitmekte zorlanıyordu insan. Çok sevdiğin birinden gözünü alamamak gibiydi. Söze ihtiyaç duymadan duygularin dile gelmesi gibi insanin içine ılık ılık işliyordu.
Pirosmani, hic bir sanat eğitimi olmayan Gürcistan’da küçük bir köyde doğmuş; hayatı yoksulluk içinde geçmiş; hatta mezarının bile tam olarak yeri belli olmayan bir ressam. Kendine özgü bir tarz geliştirmiş ve bununla Naif sanat kategorisinin öncüsü olmuştur. Rus şair İlya Zdaneviç tarafından keşfedilmiş ve bu sayede eserlerini sergilemek fırsatı bulmuştur. Tabloları dünyanın ünlü müzelerinde paha biçilmez eserler olarak dünyayı geziyorlar ve ressam duygularını resim aracılığıyla milyonlarla paylaşıyor. Ölümsüzlük bu olsa gerek diye düşündüm resimlerinin içine daldığımda. Yüz yıl sonra bile diğer insanlarla duygu birliği kurabilmek, yaşanmışlığını aktarabilmek.

Diğer bir ressam ise kültür müzesinde düzenlenen “ Gece: rüya görmek yada uyanik olmak” (Nacht:Rüya träumen oder wachen) adli sergiye ay geçişi (moon crossing) isimli eseriyle katılan, Kamerun’llu ressam John Neba Shun. Onun tablosunda tarladan akşam eve dönen kadınların yolunu bulmasına yardımcı olabilecek tek ışık, ayın aydınlığı karanlıktaki kötülüklere karşı bir korunak ve umudunu, kendi çocukluğunda yaşadığı izlenimlerini resmetmesiydi. Karanlıkta aydınlığın gizemli çağrısı, umudu, yolunu bulmanın mümkün olduğunu gösteriyordu. Gerçeklikle soyutu harmanlanmış olan tabloyu seyretmekten de kendimi uzun süre alıkoyamadım. Birinin kalbini bütün açıklığı ve sadeliği görmek dokunmak gibi derin duygularla sanat dolu bir geceden duygu bilgi zenginligiyle dönmenin mutluluğu ile ayrıldım müzelerden