Yoksulluk en çok çocukları vuruyor

Emekçilerin çocukları boş zaman faaliyetlerinden mahrum bırakılıyor.

Çocukların maruz kaldığı yoksulluk ‘refah’ ülkesi İsviçre’de acı bir gerçek. İsviçre Federal İstatistik Ofisi’ne göre, emekçi ailelerin çocuklarının yaklaşık %6’sı, ücret karşılığı yapılan boş zaman faaliyetlerini karşılayamaz durumda. Tüm bunlar çocukların gelişimi ve sosyal entegrasyonu üzerinde olumsuz bir etki yaratıyor. Federal İstatistik Dairesi (OFS), eksikliklerin veya sınırlamaların olabileceği bir dizi alanı araştırmış. Örneğin, bir çocuk günde en az bir öğün sıcak yemek yiyebiliyor mu? Anketin sonuçlarına göre: her yüz çocuktan biri düzenli olarak bu öğünden vazgeçmek zorunda. Çünkü ebeveynleri maddi zorluklarla karşı karşıya.

Sadece küçük bir grup etkilenmiş gibi görünse de bu izlenim aldatıcıdır. Çeşitli yardım kuruluşlarının yaptığı sosyal istişareler, artan fiyatlar karşısında birçok ebeveynin gıda alımlarını önemli ölçüde sınırlamaktan başka çaresi olmadığını gösteriyor. Emekçi ailelerin çocukları sağlıklı ve dengeli bir beslenmeye çoğu zaman erişemez durumda. Hatta ebeveynler çocuklarını doğru düzgün besleyebilmek için kendileri bir öğünden mahrum kalmayı tercih ediyor. Buradaki istatistikler buzdağının sadece görünen kısmını ortaya koyuyor.
Araştırmanın diğer soruları, çocuğun yaşına uygun faaliyetlere ve dolayısıyla sosyal hayata katılma imkânları ile ilgili. Buna göre, çocukların %2,5’i için mütevazı bir doğum günü partisi bile olanaksızdır. Maddi nedenlerle düzenli ücretli boş zaman faaliyetlerine katılamayanların oranı (%5,5) ise bunun iki katından daha fazladır.

SOSYAL ETKİNLİKLER LÜKS OLUYOR

Bir futbol kulübüne katılmak, bir enstrüman çalmayı öğrenmek veya arkadaşlarıyla yüzmeye gitmek bu çocukların ulaşamayacağı şeyler. Bu durumda boş zaman faaliyetlerinin organizasyonunu belirleyen şey ilgi alanları ya da yetenekleri değil, ailenin mali durumu oluyor. Bu durum, hobi, spor ve sosyal aktivite seçeneklerini ve dolayısıyla aynı yaştaki çocuklarla paylaşılabilecek aktiviteleri ciddi şekilde sınırlıyor. Bu da çocukların gelişimi ve sosyal entegrasyonu açısından olumsuz sonuçlar doğuruyor.
OFS’nin Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırmasının (SILC) «Çocukların yoksunluğu ve sağlığı» modülünün sonuçları ürkütücü. Sonuçlara göre 16 yaşın altındaki çocukların toplam %6,4’ü yoksunluktan mustariptir. Bu da çocukların sosyal ve zihinsel gelişimi için önemli olan 17 alandan en az üçünde ciddi bir sınırlama anlamına gelmektedir. Neredeyse dörtte biri (%23,4) bu alanlardan en az birinde yoksunluk yaşamaktadır.

GÖÇMENLERİN ÇOCUKLARI DAHA YOKSUL

Araştırma ayrıca çocukların durumlarına bağlı olarak daha fazla veya daha az savunmasız olduklarını ortaya koymaktadır. Göçmen emekçilerin çocukları, İsviçre vatandaşı olan çocuklara kıyasla yoksunluktan neredeyse iki kat daha fazla etkilenmektedir. Araştırma, ebeveynleri mesleki eğitim almamış çocukların ortalamanın çok üzerinde yoksunluk yaşadığına dair açık göstergeler sunmaktadır. Tek ebeveynli ailelerde yaşayan çocukların yarısı en az bir alanda kısıtlamalarla yaşamak zorunda kalırken, %15’i üç alanda da yoksunluk çekmektedir.
Çocuklar yetişkinlere kıyasla daha sık yoksunlukla karşı karşıya kalıyor olmaları daha trajik bir durumdur, çünkü bu konuda yapılan tüm çalışmalar, yaşamın ilk birkaç yılının gelişim ve eğitim fırsatları açısından ve dolayısıyla daha sonraki yaşamda yoksulluktan uzak bir yaşam sürme olasılığı açısından belirleyici olduğunu açıkça göstermektedir. Bu nedenle yoksulluk içinde ya da yoksulluk riski altında bulunan ailelerin desteklenmesine yönelik tedbirler toplumsal açıdan hayati önem taşımaktadır.
Bu eğilime karşı koymak için siyasi seçenekler iyi bilinmektedir. Bu kapsamda İsviçre’de faaliyet gösteren yardım kuruluşları, aileler için ek yardımların ülke çapında başlatılması, herkes için uygun fiyatlı çocuk bakımı ve sağlık primlerindeki bireysel indirimin uzatılması çağrısında bulundular. (Arkadaş)