Yaşam zorlaşacak, mücadele kaçınılmaz

 

 

Federal Konsey’in korona önlemleri ile fazlasıyla meşgul olduğu bir dönemde patlak veren Ukrayna savaşı az çok tahmin edilen gelişmeler arasında  olmasına rağmen kısa bir süreliğine de olsa konseyinbu konuda nutkunun tutulmasına neden oldu. Farklı partilerin temsilcilerinden oluşan konseyde görüş ayrılıkları bir uzlaşı rotasının hemen ilan edilmesine pek olanak sağlayacak durumda değildi. Kuzey akım projesi dahilinde zaten bir süredir Rusya karşıtı çevrelerden ülkedeki Rus yatırımları nedeniyle fırlatılan okların hedefi halinde olan İsviçre, Gasprom’un İsviçre’deki firması Nord Stream karşıt dalgayı göğüslemeyerek bünyesinde çalışan 150 çalışanının işine son verdi faaliyetlerini pasif düzeye çekti. Rus ordusunun Ukrayna’ya girişinden kısa bir süre sonra yaşanan bu gelişme NATO ve müttefiklerinin izlediği politik hattın az çok kendince pragmatist bir yol haritası çizerek ilerlemeye çalışan Federal Konsey için giderek daha güçlü bir baskı ve sıkıştırma aracına döneceği netlik kazanınca dümen, baskıları hafifletmek üzere AB çizgisine doğru kaydırıldı. AB’nin ilan ettiği yaptırımlar hemen benimsenerek kabul edildi. Bu çerçevede AB ve NATO güçleri yeterli görmese de bazı yaptırımları sembolik düzeyde yürürlüğe koyarak Rusya ile ekonomik çıkarlarının derinden zedelenmesine neden olacak uygulamalara da pek yönelmedi. Ama fırsatçı bazı firmalar yaptırımları gerekçe göstererek Rusya ile iş yapmayacaklarını ilan eden uluslararası bazı tekellerin yerlerine sıçramak üzere hareket ettiler ve bunun gereğini de riskleri göze alarak yaptılar. Savaşın en şiddetli olduğu dönemde İsviçre’ye Rusya’dan 3 ton altının girişine izin verilmesi dış politikada izleyecekleri ‘çıkarlarını koruma’ politikasının devam ettirileceğine dair sinyal oldu. 2022 yılında bu tutum daha fazla esnetilmeyerek korundu. Ancak savaşla birlikte belirginleşen siyasal ekonomik ve sosyal sonuçlar Avrupa’nın diğer ülkeleri gibi İsviçre’yi de önemli oranda etkiledi. 2021 yılında %0,6 olan enflasyon kısa bir süre içerisinde %3,5 seviyesine çıktı.

Yine bu sürede Ukrayna’dan 70 bin sığınmacı özel statüyle İsviçre’ye getirildi. Mevcut siyasal atmosfer ülke egemenleri tarafından fırsata çevrilerek silahlanma ve orduya ayrılan bütçenin arttırılması; yeni F35 savaş uçaklarının alınması, ordu envanterinin yenilenmesi hızlıca gündeme getirilerek rıza vermeye ‘hazır’ halk hızlıca ‘ikna’ edildi. Dünyada yerinden oynayan taşlar karşısında İsviçre ‘masum’ kalamaz kaderine razı olmazdı. Güvenliği için oyun kurucularla ortak iş tutmak gerekliydi ve bu çerçevede ‘tarafsız’ ülkenin ordusunun, NATO ordularıyla birlikte eğitim yapma ve bazı yerlerde de eğitim amaçlı asker bulundurma gibi daha aktif bir dış politikanın öznesi olmasının gerekliliğine halk ikna edilmeye çalışıldı.

Büyüme oranı geriye çekildi. Emekçi sınıfların hak ve kazanımlarına yönelik saldırılar; çalışma yasalarının reformlarla kuşa çevrilmesi, emeklilik haklarının budanması ve yaşının yükseltilmesi; toplu iş sözleşmelerinin sadece yazılı birer metin olarak kalmasına yönelik pratik zorlukların arttırılması, çalışma sürelerinin uzatılarak 7×24 esnekliğine geçişe adım adım yönelinmesinde İsviçre burjuvazisi 2022 yılında vites arttırarak artan enflasyon ve hayat pahalılığına rağmen ücretlerde 0 zammı dayattı.  Yoksul halk kesimlerinin artan enerji ve tüketim maddeleri fiyatları karşısında reel alım gücünü kaybederek giderek yoksullaşması daha da derinlik kazandı. Bütün bu sosyal saldırılar ve dayatmalar karşısında birçok sektörde çalışan işçi yığınları ise aktif mücadelede geri adım atmadılar. Haklarını korumak ve ilerletmek üzere bazı zorlukları ve zayıflıkları olsa da direniş yolunu seçtiler.

2023 yılı İsviçre’de aynı zamanda Federal Meclis ve Kanton Temsilcileri Meclisi için yapılacak seçimlerin yılı aynı zamanda. Politik, ekonomik ve sosyal birçok sorunun 2022’den devredenlerle birlikte seçim yılı olması ve bazı olguların daha da derinleşerek yeni süreçlerin açılmasına neden olacağı yönleriyle daha çok gündeme gelecek. Burjuva partiler oy devşirmek üzere bu sorunlar üzerinden daha da çekişecek ve 2023’ün parlamento politikasındaki canlılığı arttıracak. Burjuva kamptaki çekişmenin Federal Konsey’e 2022 yılının sonunda seçilen 2 yeni bakanın görev yapacakları bakanlıklarının belirlenmesinde izlenen yol gözetildiğinde daha da çetin geçeceği ırkçı parti ve liberallerin parlamento ittifakının, çalışma yaşamı, çevre, ekonomi, enerji üretimi gibi alanlarda daha önce tespit edilmiş konsey politikasında bir ayrıştırmayı zorlayacağı ve bu ayrıştırmanın daha çok yasal düzenlemeleri ve hakları kötüleşme, sertleştirme ve ortadan kaldırma yönünde bir seyir izleyeceği, SVP ve FDP gibi en saldırgan partilerin seçimlere  de bu saldırı planları üzerinden dahil olacağı söylenebilir.

2023 yılı için ön görülen büyüme %0,7 ve eğitim ve sağlık başta olmak üzere birçok kamu alnında da kısıtlamalara gidilecek. Emekçi yığınlar içinse birikmiş bu sorunlar ve saldırı planları 2023 yılında daha bir zorlaşmış yaşam ve daha güçlü bir mücadelenin kaçınılmazlığına işaret ediyor.

( ARKADAŞ)