WEF 2023, belirsizliklerle dolu

 

 

 

 WEF 3023, Ukrayna’daki savaş, enerji krizi ve resesyon tehdidi  gündemiyle toplanıyor  

 

Grabunden (GR) kantonundaki Davos kasabası bu hafta, Koronavirüs pandemisi nedeniyle kesintiye uğrayan iki yılın ardından Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) 2023 toplantısına tekrar ev sahipliği yapıyor.  Dünya Ekonomik Forumu (WEF) pazartesi yapılan açılış sonrasında Salı günü Ukrayna’daki savaş, enerji krizi ve resesyon tehdidi konularının ele alınacağı gündemle Davos’ta gerçekleştirilecek. “Parçalanmış bir dünyada işbirliği” teması altında rekor katılımlarla gerçekleştirilen WEF, Cuma gününe kadar devam edecek. Aralarında Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’in de bulunduğu onlarca liderin katılması bekleniyor.

Organizatörler, 2023 WEF zirvesinin 379 ünlü ismin katılmasının beklendiği rekor katılımla öne çıkacağını belirtiyor. Bunların arasında Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Van Der Leyen ile birlikte 52 devlet ve hükümet başkanı da yer alıyor ki bunların büyük bir kısmı (30) Rusya – Ukrayna savaşının enerji ve ekonomi alanındaki etkilerini hala yaşamaya devam eden Avrupa’dan.

ABD ve Çin, üst düzey delegasyonlar gönderiyor ancak başkanlarını göndermiyor. ABD heyetinde Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines ve Federal Soruşturma Bürosu Direktörü Christopher Wray’in yanı sıra Başkanlık İklim Özel Temsilcisi John Kerry ve Ticaret Temsilcisi Katherine Tai de yer alıyor. Covid dalgasıyla mücadele eden Çin, pandemi başladığından bu yana WEF’e katılan en üst düzey yetkili olan Başbakan Yardımcısı Liu He’yi gönderiyor.

Organizatörler jeopolitik ve jeoekonomik zeminin bu yıl özellikle hassas olduğunu belirtiyor. Davos’a 2022’de olduğu gibi savaşta olan ve yaptırımlarla boğuşan Rusya’nın hiçbir temsilcisi davet edilmedi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodymr Zelensky’nin ise yine uzaktan video görüntüsü vermesi bekleniyor. Ancak Ukrayna First Lady’si Olena Zelenska Dünya Ekonomik Forumu’na (WEF) katılacak.

Yaklaşan durgunluğun nasıl önleneceği ve yükselen gıda ve enerji fiyatlarıyla nasıl mücadele edileceği Davos’ta en çok konuşulacak konular arasında yer alıyor. 56 maliye bakanı (bir WEF rekoru), 30 ticaret bakanı ve 19 merkez bankası başkanının yüksek katılımı, acımasız bir global görünümü yansıtıyor. Zira konuşulacak problemlerin kaynağı konumundaki uluslararası sorumlu kuruluşların temsilcileri olan Dünya Ticaret Örgütü Genel Direktörü Ngozi Okonjo-Iweala ve IMF Başkanı Kristalina Georgieva, WEF’in bu yılki ana teması olan parçalanmış bir dünyada güvenin yeniden tesis edilmesi doğrultusunda “çözüm” arayışlarına yön verecekler.

Davos’taki A-listesinde dünyadan ve farklı sektörlerden 60 CEO yer alıyor. İsviçreli çokuluslu şirketlerin üst düzey yöneticileri geçen yıla kıyasla bu yıl daha yüksek bir katılım gösteriyor. ABB, Adecco, Astra Zeneca, Novartis, Roche, MKS Pamp, Nestle ve SICPA’nın yanı sıra İsviçreli bankacılık devleri Credit Suisse ve UBS ile reasürör Swiss Re’nin üst düzey yöneticileri Davos’u gündemlerine almış durumdalar. Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki COP28 öncesinde ilerleme kaydetmek için geçmişte verilen yüksek vaatler ve hırslara rağmen WEF’e “iklim enerji bağlantısından” toplam 30 Bakan’ın katılması bekleniyor.

WEF 2023 katılımcıları ağırlıklı olarak iş jetleri ve resmi ya da başkanlık uçaklarıyla Zürih Havaalanı’na gelerek, Davos’a helikopterler ile geçecekler.

Bu durum Greenpeace gibi çevre kuruluşlarınca eleştirilerek, foruma gidip gelen özel jetlerin normal zamanlara kıyasla dört kat daha fazla CO2 emisyonu ürettiğine dikkat çekildi. Greenpeace, 2022 yılında yaklaşık 1040 özel jetin gidip geldiğini ve 350.000 otomobil kadar CO2 yaydığını belirtti.

Greenpeace, dünya nüfusunun yaklaşık %80’inin hiç uçmadığını, ancak iklime zarar veren havacılık emisyonlarından muzdarip olduğunu söyledi. Üstelik WEF’in Paris’te belirlenen 1.5 derecelik iklim hedefine bağlı olduğunu iddia ettiği hatırlatıldı.

Artırılmış güvenlik

Davos ve çevresine WEF için barikatlar kuruldu. Terörizm, radikalizm ve siber saldırılara karşı WEF yerleşkesini karadan ve havadan korumak üzere çok sayıda polis gücü ve 5,000 asker görevlendirildi.

Ordu, küçük patikalar da dahil olmak üzere tehlike arz edebilecek alanları izlemek için insansız hava araçlarını kullanıyor. Tesise giren tüm trafik sistematik olarak izlenmektedir. Hava sahası İsviçre, Avusturya ve İtalyan orduları tarafından kontrol edilmektedir. WEF sırasında bölge üzerinde uçmak yasaktır.

 

Ekonomi, çevresel hedeflerin arkasındaki itici güç haline gelmelidir

Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Başkanı Børge Brende, yedi yıl içinde dünya yüzeyinin üçte birinin çevre koruma altına alınması çağrısında bulundu. Ona göre ekonomi, çevresel hedeflerin arkasındaki itici güç haline gelmelidir.

Børge Brende, “Dünyanın en zengin şirketleri çevresel hedefler belirler ve tedarik zincirlerini daha sürdürülebilir hale getirmeyi taahhüt ederlerse, bu sadece iklim politikası hedeflerini ilan etmekten daha fazlası olacaktır” dedi.

WEF Başkanı, dünyanın son derece kutuplaşmış olmasının iklim değişikliği, ekonomik büyüme ve ticaret konularında çözüm bulmaya yardımcı olmadığını da sözlerine ekledi. Ancak “diğer ülkelerle birlikte zenginleşmek yerine onların sırtından geçinmeye devam edersek bunun önümüzdeki on yıllarda büyüme ve istihdam açısından bize nelere mal olacağını hafife alıyoruz” uyarısında bulundu.

 

Oxfam yoksulluğu ortadan kaldırmak için zenginleri daha fazla vergilendirmeyi öneriyor

Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) açılışında Oxfam adlı uluslararası karşılaştırma kuruluşu tarafından yayınlanan bir araştırmanın sonucuna göre, en zenginlere uygulanacak “dürüst bir vergi” aşırı eşitsizliği azaltacak ve uzun vadede yoksulluğu ortadan kaldıracaktır.

Uluslararası örgüt milyonerler için %2, 50 milyon doların üzerindeki servetler için %3 ve milyarderler için %5 oranında servet vergisi uygulanmasını önermektedir. Örgüte göre bu önlem yılda 1.7 milyar dolar gelir getirecek ve iki milyar insanı yoksulluktan kurtaracaktır.

 

Tepkiler: önce iklim borçlarınızı ödeyin!

16 Ocak pazartesi sabahı St Gallen’deki Altenrhein Havalimanı, iklim aktivistlerinin protestosuna sahne oldu. Dünya Ekonomik Forumu’nu (WEF) protesto etmek üzere bir araya gelen aktivistler etkinliği protesto etmek için pankartlar açtılar. “Debt for Climate” grubu yaptığı açıklamada, eylemleriyle WEF katılımcılarının iklim krizindeki sorumluluğuna dikkat çekmek istediklerini belirtti. Hareket, en zengin %1’lik kesimin dünyanın dört bir yanındaki yoksul ülkelerin ve işçilerin sömürülmesindeki rolünün yanı sıra çok uluslu şirketlerin çevre tahribatı ve insan hakları ihlallerindeki rolünü de kınadı. “İklim için Borç” aktivistleri, zenginleri iklim borçlarını ödemeye çağırdı.

Pazar günü İsviçre Sosyalist Gençliği ve Grev WEF derneğinden yaklaşık 300 gösterici Davos’taki Postane Meydanında “Zenginleri Vergilendir, İklimi Koru” sloganı altında bir gösteri düzenlemişti. Süper zenginler için bir iklim vergisi çağrısında bulundular. Almanya’nın Lützerath kasabasından ve Greenpeace’den aktivistler de onlara katıldı.

Sosyalist Gençlik Başkanı Nicola Siegrist, iklim vergisinden elde edilecek gelirle sosyal bir iklim politikasını finanse etmek istediğini söyledi. “Zenginler ödemeli, çünkü iklim krizine neden olan sistemden en çok yararlananlar onlar” dedi.

Katılımcılar ayrıca Güney ülkelerinin borçlarının iptal edilmesi çağrısında bulundu. Göstericiler, bu ülkelerin borçlarının, iklim krizine karşı koymak ve ekonomilerini karbonsuzlaştırmak için gereken yatırımları yapmalarını engellediğini söyledi.

Öte yandan Davos kasaba yetkililerine, WEF’e karşı gösteri yapmak için iki izin başvurusu yapıldığı açıklandı. Bunlardan biri, 15 Ocak’ta belediye binası meydanında gösteri yapmayı planlayan Graubünden Sosyalist Gençliği’nden. Diğeri ise Landquart’tan (GR) Davos’a kapitalizme, iklim krizine ve küresel eşitsizliğe karşı bir yürüyüş düzenleyen “Strike WEF” kolektifinden.

Ekonomistler küresel durgunluk bekliyor

WEF tarafından yapılan ankete katılan baş ekonomistlerin çoğunluğu bu yıl küresel bir durgunluk bekliyor. Ayrıca ABD ve Avrupa ülkelerinde daha da sıkı para politikası öngörüyorlar.

Toplamda, bu uzmanların neredeyse üçte ikisi durgunluk bekliyor. Bunların %18’i bunun son derece olası olduğunu düşünüyor ki bu oran birkaç ay öncesine göre iki kat daha fazla. Sadece üçte biri durgunluk ihtimalini düşük görüyor.

Öte yandan, özellikle ABD ve Avrupa ülkeleri için bu yıla ilişkin kasvetli ekonomik tahminler konusunda bir fikir birliği var gibi görünüyor. Neredeyse hepsi düşük büyümeden bahsediyor.

Çin için büyük büyüme bekleyenler kadar küçük büyüme bekleyenler de var. Yakın zamanda “sıfır Covid” politikasının gevşetilmesi ekonomiye yardımcı olacaktır, ancak bu iyileşmenin kapsamı henüz belirlenmemiştir.

Enflasyon cephesinde ise beklentiler bölgeye göre değişmektedir. Çin’de önemli bir rakam, baş ekonomistlerin sadece %5’i tarafından görülürken, Avrupa ülkelerinde bu oran yarıdan fazladır.

Her on uzmandan dokuzu işletmeler için düşük talep ve daha yüksek maliyetler öngörüyor. 85’ten fazlası operasyonel giderlerin azalmasını bekliyor. Tüm katılımcılar siyasi gerilimlerin ticaret, yatırım ve teknoloji akışlarını etkilemeye devam etmesini beklemektedir.

Buna karşılık, tedarik zincirlerindeki aksaklıkların iş dünyasını büyük ölçüde etkilemesi beklenmemektedir. Katılımcıların yaklaşık %70’i, WEF’in görüştüğü diğer uzmanlar tarafından kısa vadeli ana tehdit olarak görülen hayat pahalılığının etkisinin yılsonuna kadar azalmasını beklemektedir.

 

Metin ALAN/Lozan