İngiltere: İşçilerin sermayenin yakasından tutacağı bir yı

 

İngiltere’de son hükümet, artan işçi grevlerini yeni yılda nasıl engelleyeceğinin planını yaparken 2023, işçilerin grevlerle, sermaye ve iktidarın yakasından tutacağı bir yıl olacak görünüyor.

 

Arif BEKTAŞ / Londra

İngiltere geçtiğimiz yaz 40.3 dereceyi görerek tarihin en sıcak günlerini yaşadı. Ama asıl ortalığı kasıp kavuran işçiler oldu. Yüzlerce grev alanıyla 1970’lerden bu yana en büyük grev dalgasıyla sokaklar ısındı.

Siyasette de rekor bir sıcaklık yaşandı. Bakanlar, başbakanlar, liderler geldi gitti derken İngiltere siyaset tarihinde bir yılda üç başbakan Başbakanlık Konutu olan 10 Numara’ya taşındı. Tarihin en kısa süreli başbakanı olarak Liz Truss da 45 gün için 10 Numara’nın sakini olabildi.

Olağanüstü gelişmeler bununla da bitmedi. Fakirden daha fazla vergi alıp, zenginin vergilerini azaltan ve bu yüzden sermaye çevreleri ve merkez bankasının bile “Bu kadar da olmaz” diyerek tepki gösterdiği Liz Truss iktidarı alaşağı edilince, yerine İngiltere tarihinde ilk kez bir göçmen ailenin oğlu Rushi Sunak geçti.

 

ASIL GÜNDEMİ İŞÇİLER BELİRLEDİ

Bu yıl siyasetçilerin ve yaşamını yitiren 2. Elizabeth’in koltukları gündemi oldukça meşgul ederken temel gündem ise işçiler ile patronların ve hükümetlerin kapışması oldu. Birleşik Krallık işçileri, yıllardır çeşitli bahanelerle ücretlerine zam yapılmadan, iş koşullarının ağırlaştırılmasına artık isyan etti.

Yılın başından itibaren bir küçük işletme ve bazı sektörlerde grevler olduysa da asıl olarak demir yolu işçilerinin grev kararı meydanları ısıttı. 21, 23, ve 25 Haziran 2022 günlerinde yapılan greve katılım ve halkın desteği yoğun oldu.

Hemen sonrasında tüm sektörler grev oylamalarına başladılar. Sağlıktan eğitime, ulaşımdan inşaata, kamu işçilerinden belediye işçilerine kadar milyonlarca işçi grev oylaması yaptı. Oylamaların büyük bir çoğunluğu grevden yana çıktı. Hem de en az yüzde 90 “evet” oyuyla.

 

KAZANIMLAR

Birçok grev kazanımla sonuçlandı. Bazı işyerlerinde ise işçileri grev kararı alır almaz patronlar, talepleri kabul etti. Grevi göze alamadılar. Liverpool liman işçileri, eylülde başlattıkları grevlerini birkaç hafta içinde zaferle taçlandırdı. Tüm talepleri kabul edildi.

Hull’da otobüs şoförleri, Coventry’de belediye işçileri, Sheffield’de Rolls Royce işçileri, Londra’da otobüs şoförleri sadece bazı örneklerdi. Birçok işyerinde, yüzde 20’ye varan, enflasyonun üzerinde ücret zammı elde edildi.

 

BİR YILDA ÜÇ HÜKÜMET

İngiltere’de Muhafazakar Parti hükümeti iktidarda. Ancak hükümet krizi yıl boyu sürdü. Geçtiğimiz 7 Temmuz’da, biriken yolsuzlukları ve özellikle pandemi döneminde söylediği yalanların ortaya saçılmasının ardından istifa eden Başbakan Boris Johnson’ın yerine Liz Truss geçti. Sadece 45 gün görev yaptı. İstifa etmek zorunda kaldı. Son olarak Rishi Sunak yeni kabine ile devam ediyor.

Görünürde üç ayrı hükümet kurulmuş olsa da benzer yanları çok. Örneğin hepsi işçilerin haklarını hedef aldı.

Salgın döneminde 10 Numara’nın kapısına çıkarak sağlıkçıları alkışlayan ve her gün televizyonlarından sağlık emekçilerini övüp duran eski Başbakan Johnson ve bakanları, işçilerin zam talebini ise duymazlıktan geldi. Salgında 12-14 saat çalıştırılan sağlık emekçilerinin zam istemesi neredeyse vatan hainliğiyle ya da insanların sağlığını tehlikeye atmakla suçlandı.

Ardından Liz Truss geldi. Truss, daha parti liderliği ve dolayısıyla başbakanlık yarışındayken, grevleri yasaklamanın yollarını arayacağını ve grevlerin gerçekleşmemesi için daha ağır sendikal yasalarını hayata geçireceğini söylüyordu.

 

SUNAK’IN GÜNDEMİ

Başbakan olduğunda da bir yandan başlayan işçi grevleri, bir yandan halkın hayat pahalılığı karşısında biriktirdiği tepkiler Liz Truss için üstesinden gelinmesi gereken bir durumdu. Birçok şirket rekor kâr elde etmesine rağmen zenginlerden alınan vergileri düşürme kararı aldı. İktidara gelir gelmez açıkladığı sonbahar mini bütçesine kararı ekledi. Sermaye çevreleri ve merkez bankası dahi halkın tepkisinin artacağını ve ekonominin daha fazla kötüye gideceğini düşünerek buna karşı çıktı. Truss çok yönlü baskıya ancak 45 gün dayandıktan sonra istifa etti ve yerine Rushi Sunak getirildi.

Sunak hükümeti de grevlerin yasaklanmasını konuşmaya başladı. Kendisi sadece 193 kişinin oyu ile başbakan atanırken, sendikacıların pozisyonlarının meşruluğunu tartışmaya açtı. Sağlık emekçilerine enflasyonun çok altında, yüzde 3 gibi komik bir zam oranı dayatan Sağlık Servisi (NHS) yönetimini haklı bulan Sunak, kamu alanında yapılan grevlerin de engellenmesinin yolunun bulunmasından yana.

Ancak Birleşik Krallık genelinde işçiler, üç hükümete karşı da direnmeye devam ediyorlar. Grevler her gün on binlerce işçinin katılımıyla devam ediyor. 2023’te daha etkili grevler hayata geçirilecek. Sağlıkçılar daha sık grevlere çıkacaklarını açıkladılar. Yanı sıra 450 bin eğitimci ve 100 bin kamu işçisi de greve hazırlanıyor.

 

2023 KRİTİK BİR YIL OLACAK

Enflasyonun yüzde 11’e ulaştığı, hayat pahalılığının giderek daha etkili olmaya başladığı ve insanların “ısınma mı, beslenme mi?” ikilemi içine girdiği yeni bir yıla giriliyor.

Birçok aile faturalarını ödeyememeye başladı. Çalıştığı halde yoksulluk sınırı altına düşen kişi sayısı yeni bir rekor kırdı. The Joseph Rowntree Foundation adlı araştırma şirketine göre 14.5 milyon kişi yoksulluk sınırının altında. Bunların 4 milyonu çocuk ve 2 milyonu emekli.

Muhafazakar Parti iktidarı ise yeni kemer sıkma programları hazırlıyor.

2023’te büyümenin sadece yüzde 0.3 oranında olacağı tahmin ediliyor. İngiliz ekonomisinin en az bir yıl daha toparlanamayacağı tahmin ediliyor. Üretim -2 seviyelerinde seyrediyor. Bu durum, salgın öncesinin seviyesi bile değil. Yatırımda da oranlar salgın öncesinin çok altında, yüzde 9 olması tahmin ediliyor.

Hükümet, tamamen sermayenin çıkarlarını hesaplayarak büyümeye endekslenirken, işçiler de halkın cebine daha fazla girebilmesi için mücadeleyi sürdürecek görünüyor. 2023, işçilerin grevlerle sermaye ve onun iktidarının yakasından tutacağı bir yıl olacak. Birçok sektörde 3 yıl zam yapılmamış olmasına rağmen, hükümet ve patronların hâlâ sıfır zamda diretmesi ve yer yer işçileri suçlayan tutumları, işçilerin onları daha iyi anlamalarına da sebep oldu. Onun içindir ki on yıllar sonra ilk kez grevci işçileri destekleyen halkın oranı desteklemeyenlerden daha yüksek çıktı. Halkın da desteğini arkalarına alan işçileri daha sıcak bir yıl bekliyor.