GUERNICA’DAN GAZZE’YE

Raouf HALABY

Picasso’nun ünlü Guernica tablosunun devasa kompozisyonun teması aşırı derecede korkunç. Türünün ilk örneği olan o korkunç savaştan bu yana, uluslar barışçıl ve uyumlu bir varoluşa uymayı ve bunu uygulamayı öğrenemediler.
2. Dünya Savaşı’nı Hiroşima/Nagazaki, Kore, Vietnam, Kamboçya, Laos, Yakın Doğu/Filistin (8 savaş), Irak, İran, Afganistan, Libya, Ukrayna, Yemen ve Gazze savaşları izlemiştir. Ve bu savaşların her birinde, milyonlarca insanın ölümüyle sonuçlanan büyük bombardımanlar ve hava bombardımanları tercih edilen silahlar olmuştur.
Hava bombardımanı acımasız, korkunç ve insanlık dışıdır. Hava bombardımanı aşağılık, faşist, hegemonyacı ve egoist manyakların korkak silahıdır. Hava bombardımanı, güçlü haydutların kendilerini insanlığa karşı işledikleri suçlardan aklamak için arkasına saklandıkları bir paravandır. Hava savaşlarının çoğunlukla masum sivilleri ayrım gözetmeksizin yok etmesi, onları yoksulluk ve sefalete sürüklemesi her türlü insani norma aykırıdır.
Guernica resmi, daha önce hiç görülmemiş devasa bir ölçekte kübist tarzda çizilmiş aşağılık bir saldırıyı harmanlayan bir eserdir. 27 Nisan 1937’de, çoğunlukla Alman ve İtalyan savaş uçakları Guernica kasabasına ilk büyük çaplı hava bombardımanını gerçekleştirdi. Kuzey İspanya’da yer alan ve İspanya’nın Faşist diktatörü Franscico Franco’nun suç ortaklığıyla, Almanlar yeni ürettikleri savaş makinelerini -Nazi Luftwaffe’nin uçakları ve yeni tasarladıkları bombaları- sadece büyük ölçekte yıkım için test etmek istediler. Uzaklığı nedeniyle Guernica faşistler için mükemmel, hem gözden hem gönülden ırak bir hedef olarak seçildi.
Bugünün Gazze’si gibi Guernica da, masum sivillerin etlerini, kanlarını, kemiklerini ve sinirlerini örten devasa bir moloz yığınına dönüştü; moloz, inşaat demiri ve bir zamanlar yüksek binaların, caddelerin ve ara sokakların bulunduğu krater büyüklüğündeki kıyamet yıkımının kasvetli manzarasını gizledi. Hastaneler, ambulanslar, camiler, kiliseler ve okullar kasıtlı olarak ve acımasızca hedef alındı.
Bu bombalamaya tepki olarak Picasso kendini uzun bir süre stüdyosuna kapatarak, belki de dünyanın en önde gelen sanatsal politik bildirisi olan bu eser üzerinde uzun saatler boyunca ve tek başına çalışarak öfkesini kustu.
Bugün Picasso’nun kompozisyonunda güncel olarak görülen şey şu: en sağda kollarını göğe kaldırmış bir Gazze’li kadın; çığlık atıyor, yalvarıyor, kurtuluş için tanrılara yakarıyor. En üstte ise bir ışık var; sanki yaşanan katliamı aydınlatmak istercesine lamba tutan bir el de ona eşlik ediyor. Buna, Tanrı’nın seçtiklerinin bugünün «çocuk mezarlığı» olan Gazze’de yaptıklarına perde çekmek için İsrailli keskin nişancılar ve insansız hava araçları tarafından öldürülen 90’dan fazla gazeteci diyebilirsiniz. İsrail, askeri gücünün yanı sıra, katliamlarını karanlıkta gerçekleştirme konusunda da ustadır. Ve ABD medyasını güçlü bir şekilde boğarak kendisini kurban olarak göstermekte ustadır. Sol üstte Netanyahu ve arkadaşları, Biden ve arkadaşlarıyla birlikte, ölü bebeğine sarılmış bir deri bir kemik kalmış anneyi ezerken yıkımın üzerinde kibirli bir şekilde zıplıyorlar. İbrani intikam tanrısını yatıştırmak için kaç tane beyaz kefenin gömülmesi gerekiyor? Ve kaç cesedin çıplak ellerle enkaz altından çıkarılması gerekiyor? Ve kaç tane parçalanmış kalıntının derme çatma torbalara yerleştirilmesi gerekiyor? Ön plan dikkatle incelendiğinde, Picasso’nun dünyaya «Ben Guernica’yım: Beni hatırlayın, ne kadar iğrenç suçlar işlediğinizi hatırlayın.» haykırışını duyarız. Kırılmış bir silahı tutan ezilmiş sırtüstü yatan figür ise kaba kuvvetin ağırlığı altında ezilmiş, çiğnenmiş adaleti temsil ediyor.
Pek çok Avrupalı sanatçı Masumların Katliamı başlığı altında, Yahudi Kralı Herod’la ve İsa’nın doğumuyla ilişkilendirilen bir tema etrafında çok sayıda eser üretmiş olsa da Picasso’nun Guernica’sının kendi sınıfında yer aldığını belirtmek gerekir.
Hıristiyan âleminin Kurtarıcısının, Barış Prensinin, Mesih’inin doğumunu kutlamak üzere olduğu bir zamanda İsraillilerin, bazıları kurbanlarını buharlaştıran korkunç 2 tonluk fosfor türünden bombalar yağdırması ironik değil mi? Bugüne kadar üç Hiroşima/Nagazaki bombasına eşdeğer bir bomba, aç, susuz ve yönünü şaşırmış 2,3 milyon yerinden edilmiş Filistinlinin üzerine atıldı.
2023 Noel’i de dahil olmak üzere bugüne kadar İsrail 8 binden fazla masum çocuğu katletmiştir ve bu sayı artmaktadır. Ve bugün Hıristiyanlığın kalesi olan Batı, iğrenç bir şekilde destekleyici ve sessiz.
Evet, son birkaç yılda faşizm yavaş yavaş adalet saraylarımıza, kamusal alanlarımıza, hava dalgalarımıza ve dijital formatlarımıza sızdı. Netanyahu’nun kuklası ve savunucusu Joe Biden «Özümde Siyonist’im», İsrail bayrağına büründü ve kravatını, gömleğini, takım elbisesini ve söylemini, yakın arkadaşı ve efendisi Netanyahu’nun tarzına ve söylemine göre şekillendirdi ve süsledi.
10 Aralık 2023’te, Gazze katliamına karşı öfkesini dile getirecek ahlaki cesarete sahip tek Batılı ülke olan İspanya, 1937’de Naziler ve Faşist güçler tarafından bombalanan Bask şehri Guernica’nın pazar meydanında bir dayanışma etkinliği düzenledi. Havadan çekilen bir görüntüde mozaik formunda devasa bir Filistin bayrağı (tüm meydan büyüklüğünde) görülüyordu; bayrağın mozaikleri vatandaşlar, sendikacılar, sanatçılar, savaş karşıtı ve anti-faşist gruplar tarafından oluşturulmuş ve Picasso’nun kucağında çocuğuyla göklere doğru ağlayan anneyi tasvir eden büyük bir resmi yer alıyordu. Ve bir dakika boyunca sirenler Gazze’nin anne ve çocuklarıyla dayanışma için çaldı.
Eğer Pablo Picasso hala hayatta olsaydı, başka bir resim yapardı. Bu sefer adını Guernica değil, Gazze koyardı! Ve en altına da şöyle yazardı: «Filistin özgür olacak, nehirden denize kadar.»

Kaynak: https://janataweekly.org/
Çeviri: Metin Alan