Dünyanın dört bir yanındaki doğal yeraltı suyu rezervlerindeki seviyeler 1980 yılından bu yana düşmektedir. İsviçre’nin katılımıyla gerçekleştirilen yeni bir araştırmaya göre, seviyelerin düşme hızı son yirmi yılda hızlandı.
Ancak 24 Ocak tarihli «Nature» dergisinde yayınlanan çalışma, doğal rezervlerin uygun önlemlerle toparlanabileceğini de gösteriyor. Araştırma için İsviçre, İngiltere, ABD ve Suudi Arabistan’dan araştırma ekibi, son 40 yılda dünya çapında yaklaşık 1.700 yeraltı suyu sisteminden 170.000 yeraltı suyu izleme kuyusundan elde edilen verileri analiz etti.
Araştırmacıların raporunda da belirtildiği üzere, veriler 21. yüzyılda yeraltı suyu seviyelerindeki keskin düşüşlerin yaygın olduğunu göstermektedir. Araştırmaya göre, yeraltı suyu taşıyan bir kaya tabakası olan akiferlerin yaklaşık onda birinin seviyesi yılda yarım metre veya daha fazla düşmüştür. Yaklaşık her üç akiferden birinde düşüş son kırk yılda hızlandı. Araştırmaya göre, yoğun tarımın yapıldığı kurak bölgeler bu durumdan özellikle etkilenmektedir.
İSVİÇRE DE ETKİLENİYOR
Zürih’teki İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü’nden (ETH Zurich) çalışmanın eş yazarı Hansjörg Seybold, İsviçre genel olarak su kıtlığı tehdidi altında olmasa bile, düşen yeraltı suyu seviyelerinin bu ülkede de bir sorun olduğunu söyledi.
Bunun bir örneği Cenevre’de bulunan ve kanton ile komşu Fransa’da yaşayan yaklaşık 700.000 kişiye içme suyu sağlayan akiferdir. Seybold’un açıkladığı üzere, 1960 ve 1970 yılları arasında hem İsviçre hem de Fransa’da koordinasyonsuz bir şekilde su pompalandığı için seviyesi büyük ölçüde düştü. Sonuç olarak bazı kuyular kurudu.
Seybold, «Bununla birlikte Cenevre Akiferi, politika ve uluslararası işbirliğinin yeraltı su kaynaklarını nasıl istikrara kavuşturabildiğinin de iyi bir örneğidir» dedi. İki ülke, ortak su kaynaklarını korumak amacıyla Arve Nehri’nden doğal yeraltı suyu rezervuarına su eklenmesi konusunda anlaşmaya varmıştı. Seybold’a göre bu sayede yeraltı suyu seviyesi dengelenmiştir.