KÜRESEL ISINMADA ENDİŞE VERİCİ HIZLANMA

Dünya, ilk kez 12 aylık bir dönemde sanayi öncesi döneme kıyasla 1.5 derecelik küresel ısınma sınırını aştı. Bu, 2015 Paris İklim Anlaşması tarafından belirlenen sınırdır. Avrupa Birliği’nin Copernicus Dünya Gözlem Programı verilerine göre, Şubat 2023 ile Ocak 2024 arasında dünya genelinde hava sıcaklığı 1850-1900 dönemine kıyasla tam olarak 1,52 derece daha yüksek olmuştur. Bu tür ölçümler uzun zaman aralıklarında yapılıyor. 2023’te olduğu gibi bir yıllık bir aşım yeterli değildir; belirleyici olması için beş yıl veya on yıl gibi daha uzun sürelere yayılması gerekir.
Bu rakam aynı zamanda, tüm insanlığın geleceği açısından ciddi bir uyarıdır. Yeni araştırmalar gerçek küresel ısınmanın muhtemelen 1.7 dereceye daha yakın olduğunu gösteriyor.
Bu uyarı atmosfere CO2 salınımının durdurulmasına yönelik tedbirlerin şu anda olduğundan çok daha büyük bir kararlılıkla uygulanması gerektiği anlamına gelmektedir. Çünkü en azından sera gazlarının başlıca yayıcıları olan ülkelerin ayak sürüdüğü ve emisyon sertifikaları gibi geciktirme taktiklerinin arkasına sığındığı ya da ekonomik rekabetçilik adına tüm sanayi sektörlerini muaf tuttuğu gerçeği endişe vericidir.
Emmanuel Macron’un kısa bir süre önce yaptığı çevre mevzuatına ara verilmesi çağrısı, iklim konusunda şüpheci davranan aşırı sağa doğru siyasi yönelimiyle uyumludur. Tıpkı Fransa Cumhurbaşkanı’nın göç konusunda ve son zamanlarda doğum oranı konusunda yaptığı gibi, siyasi yelpazede yükselen bu güçlere dumanlı sinyaller gönderiyor. Benzer bir olguyu İsviçre’de de görüyoruz; UDC/SVP iklim krizini tamamen inkâr ediyor.
Haziran ayındaki Avrupa seçimleri bu konuda belirleyici olacaktır. Eğer aşırı sağ ve onunla birlikte ekoloji karşıtı bir söylem güç kazanırsa, ilk kurban iklim olacaktır. Bu da herkesin zarar göreceği anlamına geliyor. (Arkadaş)