Arkadaş gazetesi olarak; Yurdışında yaşayan Türkiyeli göçmenleri ve yabancı üke vatandaşlarının çok çnemli bir kesini igilendirdiğini düşündüğmüz OECD ülkelriyle Türkiye arasında imzalanan ve yürürlüğe giren ‘otomatik bilgi değişimi’ antlaşmanın arka planında neler yatıyor? Göçmen vatandaşlarımız hangi açılardan mağdur durumuna düşüyor ? Tüm bu konuları araştırdık ve bunları sizlerle paylaşıyoruz.
Bu anlaşma en çok Türkiye kökenlileri etkileyecek.
Almanya- Fransa’da* İsviçre ya da herhangi Avrupa ülkesinde sosyal yardım alan bir kişinin, Türkiye’de parası ya da mülkü olduğu belirlenirse önce yardımı kesilecek, ardından da aldığı sosyal yardım parası faiziyle geri istenilecek, sonra hapis ve yurt dışı edilme riskiyle karşı karşıya kalacaklardır.
Yurtdışında yaşadıkları ülkede sosyal yardım alanlar, 1 Ocak 2018’den itibaren mercek altına alınacak. Türkiye’de parası bulunan, gayrimenkulü ya da arabası olanlar ve emekli maaşı alanlar bulundukları ülkeye göre artık sosyal yardımlaşma kapsamında yardım alamayacak.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) üye ülkeleri arasında 2016’da üzerinde uzlaşılan “Otomatik Bilgi Transferi” 1 Ocak 2018 itibarıyla resmen yürürlüğe girdi. Bu anlaşma en çok Avrupa ülkelerinde yaşayan sayısalda en çok Almanya“ da bulunan Türkiye kökenlileri etkileyecek. Yaşadıkları ülkede sosyal yardım alan bir kişinin Türkiye’de parasi parasal geliri emekli aylığı, mülkü, arabası olduğu belirlenirse, önce yardımı kesilecek, ardından da o güne kadar aldığı sosyal yardım paraları da faiziyle geri istenecek. Mesela İsviçre“de değişen yabancılar yasasıyla birlikte, hapis cezası ve yurt dışı edilme riski ile karşı karşıya kalınacak.
Avrupa ülkelerinde yaşayan 50 yaş ve üstü Türkiye kökenliler’in yüzde 70’i gençlerin ise yüzde 30’u işsizlik/ Emekli / malulen emekli ya da başka başka adlardaki sigorta sandık ve kasalarına bağımlı olduğu için, sosyal yardımlarla ayakta kalıyor. Sadece Almanya’da 1 milyon Avrupa genelinde ise 1.5 milyonu aşkın Türkiyeli, sosyal yardım alarak yaşamlarını sürdürmekteler. Bu yardımlar ülkeden ülkeye değişik adlar altında verilmekte bu gruptakilerin Türkiye’deki bankalarda paraları, evleri, arabaları ya da herhangi bir mal varlıkları varsa; sosyal yardımları kesilecek. Mal beyanında bulunmayan gurbetçiler, vergi kaçakçısı konumuna düşecek, vergiyi ödemedikleri vergi beyanında bildirimde bulunmadıkları ve haksız yere sosyal yardım aldıkları gerekcesiyle hapis yoluyla beraber yurt dışı edilme ile karşı karşıya kalacaklar. Tüm bu işlemler yapılırken de, kriminal konumuna, karapara aklayıcısı durmuna sokulacak. Türkiye’de miras yoluyla dahi olsa mal varlığı bulunanlar, bunları bulundukları yani ikamet ettikleri ülkede beyan etmekle de mükellefler.
Gurbetçilerin bu anlaşmalardan habersiz olmalarından türk hükümetinin gerekli bilgilendirmeyi vatandaşlarına vermediğinden dolayı, vatandaşlar iktidarın bu bilgileri, üzerinde yaşadıkları ülke yönetimininin ilgili dairelerine vermeyeceğini umut etmekteler. AK Parti iktidarı“nın daha önce oy almak uğruna yurt dışında olanların bir kısmından gelecek toplu paralarla onları emekli etmesi; bu kitleyle beraber diğer türkiyelilere de yarar değil zarara yol açmıştır. Örnegin malulen emekli olan biri, aynı dönemde maaşının yetmemesinden dolayı, ergänzungleistung“ dan ek yardım alırken, Türkiye“deki iktidarın emekliligin, Avrupa yasalarına göre yasal olmadığını bile bile, Türkiye“de emekli etmeye başlamış , şimdi ise bu işlemi ortadan kaldırmış olmasına rağmen; kendi vatandaşını bir nevi sahtekarlığa itmiş; emekli olanlar bulundukları ülkeye emekli maaşı aldıklarını bildirmedikleri için de, aynı dönemde her iki ülkede gelir elde etmişlerdir. Örneğin 1700 Tl maaş ortalama 400euro/ 450 sfr. bu para buradaki kurumlara bildirilmediğinden, geliri olduğu halde buradaki sigortaları dolandırıcı konumuna düşmüs olan türkiyelileri kötü sonuçlar beklemektedir. Her ne kadar da iktidara mensup milletvekilleri, bu bilgiler otomatik olarak verilmeyecek dese de kurumlar şimdiden işlemler başlamış, yeni müracat edenlerden Türkiye“de emekli olup olmadıklarına dair resmi belge istemeye başlamışlardır. Buna bağlı olarakta, geri dönüşlü olarak, bu kurumlardan baska tarzda yararlananlardan da aynı belgeler istenebilir.
Türk yetkilileri ya sahte evrak düzenleyerek, bu bilgileri vermeyecek (AK Partili milletvekillerinin ifadelerine binaen onlar bilgiler paylaşılmayack demekteler.) ya da gerçekleri olduğu gibi bildirecekler. Her iki durumda da, acı sonuç buradaki vatandaşlar için kaçınılmaz olacaktır. Genel seçimlerde TC. Cumhurbaşkanı“ nında buralarda yaşayan türkleri, buradaki siyasi parti ve iktidarlarına karşı Provake etmesinin acı sonuçlarını; yakında hep beraber göreceğiz.
Yoksula darbe
Bu anlaşma muhtaç olanı vuracak. Sosyal yardım veya başka adlardaki yardım sigorta v.b gibi kurumlardan yararlananların gerçekten çoğunun gelir seviyesi düşük. Burada ciddi bir mağduriyet yaşanacağı kesin. İnsanlar yüklü avukatlık ücretleri vermek zorunda kalacak. TC kimlik numarası ile kimin üzerine neler kayıtlı, ne varsa bunlar ortaya çıkacak. Özellikle veraset konularında insanlar hem Türkiye’de hem ülkeden ülkeye değişik vergi vermek zorunda kalabilir. Yardım sigortaları,“ önce ülkendeki mal varlığını sat, parayı deklere ettirdikten sonra, gel sosyal yardım hakkını kullan“ demekteler. Geçtiğimiz günlerde Hollanda“da meydana gelen olayda, bu kapsamda türk vatandaşının kimlik bilgileri ile üzerinde kayıtlı ne varsa otaya çıkaran Hollandalı memurlara karşın; oradaki türk kökenli avukatlar “bu bilgileri Hollanda resmi makamları hukuksuz olarak ele geçirmiş ve müvekkilimiz hakkında yasal olmayan işlemler yapmışlardır“ diye tv lerde feryat ederlerken aynı mantıkla hareket ettiklerini unutmakta ya da reklam yaparak müsteri kotarma çabasına girmekteler. Yardım almak için belli şart ve kuralların olduğu, her ülkede , her birey tarafından bilinmektedir. Yardım beyanında, hatta vergi formunda dahi, yurt dışında mal varlığın var mı banka hesap numaralarını ve varsa paranı beyan et, herhangi bir şirkette hissen ya da ortaklığın varsa bildirimde bulunun hanelerine yok – yok diyerek yanlış beyan verilmesinin vergi yasası açısından suç, ya da sosyal sigortalardan bu sekilde para almanın suç olmadığını kimse iddia edemez. Bu uygulama bu güne kadar ,yapılan bir dizi hata bilgisizlik ve aç gözlülükten kaynaklanmaktadir, hatta bunu kötüye kullananların da olduğu kesin olmakla beraber; uygulamanın en çok, garip gurabayı fakiri, durumu gercekten iyi olmayanı vuracağı kesindir .
Bu uygulamayla oluşacak, bu duruma inanmak istemeyenler ya şaşkınlıktan ya da pişkinlikten son güne kadar bekleyenlerin sayısı bir hayli fazladir, bu arada birbirini ispiyonlamanın kapsı da iyice aralandı . Ama kimse empati kurmuyor. Asgari ücret nedir? diye bakmıyor. Sosyal yardım alanların çoğu, çocuğunu evde bırakıp ,çok az paraya çalışıyor.
Hapis yolu göründü
Sosyal yardım alıp da mal varlığını beyan etmeyenlerin alacağı cezalar ise, “Sosyal yardım kesilecek. Vergi kaçırmadan dolayı cezayi müeyyide uygulanacak. Cezai sorumluluktan dolayı hapis cezası uygulanabilecek ,emeklilik maaşı alıyorlarsa buna el konulabilecek. Bu durumda olanla, Türkiye’ye geri gönderilebilirler. Gidip kendini ibhar eden kişi ise, sadece vergiyi ödeyerek, cezai sorumluluktan kurtulabilirler.
Konuyu takip eden uzmanlar; Türkiye hükümetinin Otomatik Bilgi Transferi anlaşmasıni, sonuçlarını düşünmeden, aceleyle imzaladığına işaret etti. Anlaşmaya göre, üye bir ülke, kendisinden istenmesi durumunda, vatandaşlarının banka bilgilerini diğer üye ülkelere vermek zorundadir.
Her ne kadar, parasal imkânları iyi olmasına rağmen bulunduğu yabancı ülkeden sosyal yardım almak amacıyla kötü niyetli davrananları hedef alsa da, bu anlaşmanın uygulamaya koyulmasıyla beraber gerçek mağduriyetlerin meydana gelme ihtimali de oldukça fazla.( Ayrica, Türkiye“nin imzaladigi bu antlasma metnini ve AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu“ nun konuya iliskin yurtdisinda vatandaslara verdigi kacamak yanitlari da bu yazinin eki olarak bilginize sunuyoruz)
__________________________________________________
AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, ise bunların olmayacagını savunurken kendi kendisiyle çelişmekte ve ne diyeceğini nasıl bu işin içinden çıkacaklarını bilemez halde, pişkince hiç bir kötü sonucun doğmayacağını ifade edebilmektedir. AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Türkiye, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) tarafından geliştirilen ‘Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi’ ile ilgili yurt dışında yerleşik olan vatandaşlarımızın sorularını yanıtladı
-Bu anlaşmanın hazırlanmasındaki amaç nedir?
Türkiye, bu Forumun vergi amaçları yönünden bilgi verme kapasitesiyle ilgili ilerleme raporlarında eksik not aldığı için uluslararası finans kuruluşları Türkiye’ye kredi sağlamayı askıya alacaklarını açıkladılar. Türkiye’nin uluslararası şeffaflığı ve güvenilirliği açısından bu riskli bir durumdu. Türkiye riski ortadan kaldırmak için anlaşmaya taraf olmuştur. Dolayısıyla sözleşmeye taraf olma noktasında bir bakıma uluslararası zorunluluk söz konusudur.
Niçin konunun arka planı hakkında bilgi veriyorum? Bize ulaşan şikâyet ve eleştirilerden anladığım, özellikle yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızda otomatik bilgi paylaşımı meselesinin aniden gelişmiş ve sadece kendileriyle ilgili bir mesele olarak algılanmış olması. Tabi burada insanlarımızın vaktinde ve yeterince bilgilendirilmesi gerektiğini görüyoruz.
OECD ülkeleri arasında imzalanan ve 1 Ocak 2018’de yürürlüğe giren “Otomatik Bilgi Transferi” Anlaşması ilgili bilinmesi gerekeler.
Amacı OECD Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi kapsamındaki Otomatik Bilgi Değişimi Anlaşmasının vergi kayıp ve kaçağı ile mücadele etmek .
– Türkiye’nin de tarafı olduğu OECD ülkeleri arasında imzalanan Otomatik Bilgi Transfer Sistemi Anlaşması tam olarak neyi kapsamakta, hangi bilgiler paylaşıma açılmaktadır?
OECD tarafından geliştirilen 3 Kasım 2011 tarihinde imzalanan “Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi” vergi kayıp ve kaçağı ile mücadele etmek maksadıyla birçok ülke tarafından da imzalanmıştır. Sözleşme, taraf ülkeler arasında bilgi değişimini, eş zamanlı vergi incelemelerini, yurt dışı vergi incelemelerini, tahsilatta yardımlaşmayı ve tebligat yöntemleri ile işbirliği yapılmasını öngörmektedir.
Türkiye’de sözleşmeye ilişkin “Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun ”20.05.2017 tarih ve 30071 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Sözleşmenin kapsayacağı vergileri- gelir, kurumlar ve katma değer vergileridir.
Bu sözleşmeyle yabancı ülkelerde ikamet kişilerin ve bu kişilerin kontrol ettikleri kuruluşların, Türkiye’deki finansal kuruluşlarda tuttukları finansal hesaplarına ilişkin bilgilerin karşılıklı bildirimi öngörülmektedir.
– Kişisel bilgilerin gizliliği ile ilgili anlaşmaları ve kanunları bilmek her vatandaşın anayasal hakkıdır. Sosyal yardım alsın ya da almasın kendileri ile ilgili kişisel bilgilerin, banka hesap detaylarının ve malvarlığı bilgisinin başka ülkelerle paylaşılıp paylaşılmayacağını bilmek de her vatandaşın yasal hakkıdır. OECD ülkeleri arasında imzalanan Otomatik Bilgi Transfer Sistemi Anlaşması bu mahremiyeti ortadan kaldırıyor mu?
Yeneroğlu: Uluslararası bir sözleşmeden bahsediyoruz. Değindiğiniz husus bağlamında ülkemizde ayrıca kişisel verilerin korunmasıyla ilgili özel bir kanun var. Sözleşme ile bu kanun arasındaki ilişkiyi detaylıca incelememiz gerekir. Mesela bu kanunun beşinci maddesinde ‘kişisel veriler ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenemez’ hükmü vardır. Ancak burada bazı istisnalar söz konusudur. Dokuzuncu maddedeyse kişisel verilerin ilgili kişinin açık rızası olmaksızın yurt dışına aktarılamayacağı ifade edilmekte, hangi şartlarda paylaşımın mümkün olabileceği belirtilmektedir. Örneğin verilerin paylaşılacağı ülkede, bilgilerin yeterli derecede korunup korunmayacağı önemli bir kriterdir.( Arkadas soruyor: Avrupa“ da kişilere ait verilerin iyi korunmadığı ve bu yüzden verilmeyeceği mi kast ediliyor ? Bu lafa inanmamiz mi bekleniyor? ) Ayrıca bu yasa yurt dışında bilgi aktarımı konusunda Kişisel Verileri Koruma Kuruluna kilit görev vermiştir. Kurul yapacağı çalışmalar doğrultusunda bilgilerin paylaşılabileceği ülkeleri tespit etme yetkisine sahiptir. Ancak herhalükarda şunu unutmamak gerekir: OECD Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi’nin Otomatik Bilgi Değişimi başlığını düzenleyen 6. Maddesi; otomatik paylaşım yönteminin ikili anlaşmalarla belirleneceğini hükme bağlamıştır. Dolayısıyla otomatik paylaşım talebinde bulunan ülkeye ilişkin veri paylaşımında bir sakınca görülmesi halinde Türkiye’nin veri paylaşmama hakkı da bulunmaktadır. ( Arkadaş soruyor: Bu sakıncalar nelerdir neden açıklanmıyor?)
– Banka bilgilerinin yanında tapu, hisse senedi, resmi ve özel sigortalar, araç kayıtları da bu kapsamın içinde midir?
Yeneroğlu: Otomatik bildirim mevduat kuruluşu, yatırım kurumu ve belirli sigorta şirketlerindeki finansal hesaplara yöneliktir. Gayrimenkul, tapu, hisse senedi araç kaydı gibi hususlarda bir paylaşım söz konusu değildir. Ayrıca emeklilik fonları, emeklilik ya da emekli maaşı hesapları ve emeklilik dışı tasarruf hesapları da kapsam dışındadır.
( Arkadaş olarak Soruyoruz: Sosyal yardım kurumu ahmet ya da mustafa hakkında bilgi istediğinde git emekli olmadığına dair bir belge getir ya da tapu kaydı v.b benzeri belgeleri şahıslardan istediğinde ne yapacaksınız? Yani Yeneroğlu yuvarlak kelimelerle politika yapma peşinde, net cevap verememekte yapılan işin farkındadir. Araçların çoğu yabancı sigorta şirketlerinde kayıtlıdir, TC kimlik bilgileriyle kimin üzerine ne kayıtlıysa ortaya çıkmaktadır.)
– Paylaşılacak bilgiler geçmişe yönelik olarak da bir paylaşım olacak mı? Olacaksa bu geçmişe yönelik paylaşımın sınırı nereye kadardır?
Yeneroğlu: Anlaşmanın yürürlüğe gireceği tarihten öncesine yönelik bir bildirim olmayacaktır. Bunun için hangi ülkelerle hangi kapsamda karşılıklı bildirimin yapılacağının netleşmesi gerekir. Kamuoyunda dolaştığı gibi herhangi bir ülke ile bu anlaşmadan hareketle otomatik bilgi paylaşımı söz konusu değildir. Hangi ülke ile bilgilerin paylaşılacağı hususu ilgili ülke ile karşılıklı anlaşmaya tabidir. Bu 6. Maddede açıkça belirtilmektedir. Uzman iddiası ile kamuoyunda vatandaşımızı endişelendirenlerin bazıları anlaşmayı okumamış gibi.
– Bu bilgilere ilgili ülkeler; otomatik olarak mı, Türkiye’den bilgi istemek sureti ile mi yoksa sadece mahkeme kararları veya adli takip üzerine mi ulaşabileceklerdir?
Yeneroğlu: Türkiye’deki finansal kuruluşlar, Türkiye’de ikamet olmayan yabancı kişi ve kurumların mali hesaplarını önce Türk Maliyesine, Türk Maliyesi de diğer ülkelerin mali otoritelerine bildirecektir. Aynı zamanda Türk vatandaşlarının yurt dışındaki finansal hesapları diğer ülkelerin finansal kuruluşları tarafından önce kendi vergi dairelerine oradan da Türk Maliyesi’ne ayrıca bildirilecektir. Bilgi paylaşımı talep üzerine veya otomatik olarak yapılabilir.
– T.C Anayasası’nın 62. maddesine göre Devlet, yurt dışındaki vatandaşlarının haklarını korumakla mükelleftir. Bu çerçevede vatandaşlara gerekli bilgilendirmelerin yapılması ve cezai takibata uğramalarının önüne geçilmesi gerekmektedir. Bu konuda hükümetimizin bir çalışması var mı? Neler yapılıyor?
Yeneroğlu: Bahse konu olan sözleşme kapsamında bilgilerin sadece vergi amaçlı kullanılabileceği yer almaktadır. Bu amaç dışında kullanılması sözleşmeye aykırıdır. Bu kapsam dışındaki kullanımlar, Türkiye’nin yazılı izni alınmadan paylaşılamaz ve ispat aracı olarak kullanılamaz. Bu durumda Türkiye’ye ve yaşanılan ülkedeki ilgili makamlara bilgi verilebilir ve gerektiğinde dava açılabilir.
– 1 Ocak 2018 tarihinde yürürlüğe giderecek olan OECD ülkeleri arasında imzalanan Otomatik Bilgi Transfer Sistemi Anlaşması ne tür kolaylıklar getirecek? Vatandaşımızın aleyhine olabilecek mahrem bilgiler nasıl saklanacak? Bu konudaki vatandaşımızın tedirginliği nasıl giderilecek?
Yeneroğlu: Öncelikle bilgi paylaşımının hangi ülkelerle nasıl olacağını henüz netleşmemiştir. Sözleşmede yukarıda değinilen temel hususlara yer verilmektedir. Bunun ötesinde şu aşamada bir şey söylemek mümkün değildir.