Yoksulluk Verilerine göre her beş kişiden biri risk altında
İsviçre Federal İstatistik Ofisi (FSO), gelir ve yaşam koşulları araştırmasının sonuçlarını yayımladı. Bu verilere göre, İsviçre nüfusunun %8,1’i yani yaklaşık 708 bin kişi yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bu oran 2022 yılında %8,2 olarak kaydedilmişti; 2014’te ise %6,7 idi. Veriler, ülkedeki ekonomik eşitsizliğin zamanla nasıl kronikleştiğini gözler önüne seriyor.
Yoksulluk sınırı, İsviçre Sosyal Yardım Kurumları Konferansı’nın (SKOS) belirlediği kriterlere göre hesaplanıyor. Buna göre, 2023 yılı için bir kişinin aylık ortalama yoksulluk sınırı 2351 frank, iki yetişkin ve iki çocuktan oluşan bir aile için ise 4051 frank olarak belirlendi.
KADINLAR, YAŞLILAR VE ÇOCUKLAR RİSK ALTINDA
Yoksulluk oranı kadınlar arasında %8,8 ile erkeklere kıyasla (%7,4) daha yüksek. 65 yaş üzerindeki bireylerde ise bu oran dramatik bir biçimde artarak %15,1’e ulaşıyor. Bu durum, emeklilik sistemindeki yapısal adaletsizlikleri yeniden gündeme taşıyor.
Özellikle çocuklar açısından tablo endişe verici. Pro Familia’nın verilerine göre, 18 yaş altındaki 269 bin çocuk –yani İsviçre’deki çocukların %17’si– yoksulluk içinde yaşıyor veya yoksulluk riskiyle karşı karşıya. Bu durumun çocukların sağlığı, eğitimi ve sosyal gelişimi üzerinde kalıcı etkiler yarattığı biliniyor.
ÇALIŞMAK YOKSULLUKTAN KURTARMIYOR
Verilere göre, çalışmasına rağmen yoksulluk sınırının altında yaşayanların oranı 2022’de %3,8 iken, 2023’te %4,4’e yükseldi. Bu, mutlak sayıyla ifade edildiğinde 144 binden 176 bine çıkan bir artışı temsil ediyor. Yani çalışan yoksul sayısı bir yılda %22 oranında arttı. FSO, bu artışın istatistiksel olarak anlamlı olmadığını belirtse de, yaşanan sosyal gerçeklik bu yorumla çelişiyor.
Yoksulluk riski altında yaşayanların oranı ise %16,1. Bu gruba dahil olmak için belirlenen eşik, tek kişilik bir hane için 2599 frank. Ayrıca nüfusun %18,8’i beklenmedik 2500 franklık bir harcamayı karşılayamıyor ki bu miktar sağlık sigortasındaki en yüksek muafiyet tutarına denk geliyor.
POLİTİKALAR YETERSİZ, UYARILAR CİDDİYE ALINMALI
İsviçre Sosyal Hizmetler Yüksek Okulu’ndan Prof. Éric Crettaz’a göre, yoksulluğun önlenmesi için yalnızca istihdam yaratmak yeterli değil. Asgari ücretin yasalaşması, işten çıkarmaya karşı daha güçlü bir koruma ve geçici sözleşmelere dair düzenlemeler de gerekli. Ancak İsviçre Federal Parlamentosu’nun son kararları, bu önerilerin tersine giderek iş güvencesini daha da zayıflatıyor.
ARTAN GEÇİM ZORLUKLARI, GENİŞLEYEN KIRILGANLIK
Gerçek ücretlerin uzun süredir yerinde sayması ve sağlık sigortası primlerindeki artış, halkın büyük bölümünü maddi açıdan kırılgan hale getiriyor. Boşanma, iş kaybı gibi yaşam olayları, hızla yoksulluğa sürüklenmeye neden olabiliyor. Social Change in Switzerland dergisinin son sayısına göre, boşanma durumunda kadınların geliri %28 ila %38 oranında azalıyor.
Federal ve kantonal yetkililer kemer sıkma politikalarını sürdürürken, toplumun geniş kesimleri daha fazla sosyal koruma talep ediyor. Gerçek bir sosyal politika için sermayeden alınacak vergilerle finanse edilen adil bir yeniden dağıtım mekanizması inşa edilmesi gerektiği açıkça görülüyor. (Arkadaş)