Metin Alan
Vaud kantonundaki kamu emekçileri, sendikalarının ve meslek örgütlerinin çağrısı üzerine, geçtiğimiz sonbahardan bu yana tam bir hayat pahalılığı tazminatı için mücadele ediyor.
Hayat pahalılığı 2022 yılında %3 oranında arttı. Bu durum, sağlık sigortası primleri gibi gerçek hane halkı bütçesinin temel bileşenlerini bile hesaba katmayan resmi verilerden açıkça anlaşılmaktadır. Ekim 2022’de Vaud Kanton Konseyi [kanton hükümeti] bütçede 2023 yılı için %1,5’lik ücret artışının yanı sıra, düşük gelirliler için yetersiz bazı seçici ek ödemeleri onayladı. Ancak, on yılı aşkın bir süredir devam eden uygulamanın aksine, sendikaların ve personel derneklerinin görüşme taleplerine kulaklarını tıkadı. Dahası, bu yılki kanton bütçesinde Vaud kantonunun yarı kamusal hizmetlerinde çalışan on binlerce emekçinin yaşam maliyetini telafi edecek herhangi bir artış da yer almadı.
Kamu emekçileri hayır cevabını kabul etmedi
Kasım ve Aralık 2022’de oldukça belirsiz bir başlangıçtan sonra, kamu emekçilerinin mücadelesi bu yılın başında 31 Ocak ve 9 Şubat 2023’teki grevlerle hız kazandı. Kamu emekçileri her iki günde de işyerlerinde gün boyu grev ve günün sonunda da protesto gösterisi yaptılar. İlk günkü grev ağırlıklı olarak okullarda hissedildi. 9 Şubat’ta 1.500’den fazla öğretmen greve gitti. Ancak CHUV’de [Lozan Kanton Hastanesi], sosyal hizmetlerde ve yarı kamusal sağlık hizmetlerinde de eylemler vardı. Ayni gün aksam saatlerinde Lozan’da 10.000’den fazla kamu emekçisi gösteri yaptı.
Mevcut grev hareketi, İsviçre’deki kamu emekçilerinin sağır edici sessizliğini kırmış ve önemli bir etki yaratmıştır. 23 Şubat’ta Kanton Konseyi’nden bir heyet ile bu işkolundaki emekçileri savunan üç sendikanın (Kamu Hizmetleri Sendikası – VPOD, SUD sendikası ve Memurlar Federasyonu) temsilcileri arasında bir toplantı yapıldı. Aslında bu ilk kazanımları oldu.
Ancak işverenler tarafından bu vesileyle yapılan teklif yetersizdi. Hükümet heyeti, 2023 kanton bütçesinin bir parçası olarak verilen %1,5’lik ücret artışını sorgulamayı reddederek, kanton konseyinin 2024 kanton bütçesinin bir parçası olarak kamu ve yarı kamu sektörleri için ücret telafisi önlemlerini değerlendireceğini ve 23 Mart’ta üç sendikayla yapılacak bir başka toplantıda daha fazla ayrıntı vereceğini duyurdu.
Bu oyalama, erteleme tutumu karşısında, kamu emekçileri 23 Şubat akşamı bir toplantı yaparak, 1 Mart’ta bir başka grev çağrısı yaparak ve 23 Mart’taki toplantıyı takip eden hafta için bir protesto ve grev haftası hazırlanacağını duyurarak karşılık verme kararı aldılar. Hükümet heyetiyle yapılacak ikinci görüşmeden de tatmin edici bir sonuç çıkmaması halinde, kamu emekçileri protesto ve grev haftasını başlatma ve kararlılıkla uygulama hakkını saklı tutacaklarını duyurdu.
1 Mart’ta, gün boyunca yapılan eylemler ve gün sonunda yaklaşık 5.000 kişinin katıldığı nitelikli ve kararlılığın özellikle vurgulandığı bir gösteri ile yine başarılı geçti.
Şu anda bu mücadelenin sonucunu tahmin etmek zor ve henüz erken. Bu, Kanton heyetinin 23 Mart’ta sendikaların temsilcilerine sunacağı teklife ve teklifin yetersiz kalması halinde bunu takip edecek eylemliliğin boyutuna bağlıdır.
Ancak bu müzakere Vaud kantonunun ötesinde bir öneme sahip; zira geçtiğimiz sonbaharda inşaat sektöründeki toplu sözleşmenin yenilenmesi vesilesiyle inşaat sektöründe yaşananlar dışında, İsviçre’de birkaç yıldır yaşanan ilk büyük ücret anlaşmazlığı. Bu nedenle arka planı ve kapsamı anlamaya çalışmak önemlidir.
Bu mücadele öncelikle siyasi nedenlerden kaynaklanmaktadır
Ne de olsa Vaud Kantonu, bütçesi dolu olduğu için kamu ve yarı kamu sektörü emekçilerine hayat pahalılığı için tam tazminat ödeyecek kadar parası olduğunu söyleyebiliriz.
Nisan 2022 seçimlerine kadar Vaud kanton Konseyi de pembe-yeşil çoğunluğa sahipken bile, Büyük Konsey [Vaud’un yasama organı yasaları çıkarır, bütçeleri onaylar ve kullanıma tahsis eder] her zaman burjuva-sağ çoğunluktaydı. Bununla birlikte, yürütmedeki eski çoğunluk, diğer şeylerin yanı sıra ve özellikle kanton kamu ve yarı kamu hizmetlerindeki çalışma ilişkileriyle ilgili olarak kantonun hükümet politikasına damgasını vurmuştu.
Hükümetin şimdiye kadarki politikası, kararlar alınmadan önce personel temsilcileriyle görüşmek ve zaman zaman tavizler vermekti. Ancak bu genellikle, Vaud kantonunun kamu ve yarı kamu sektöründe her zaman geniş çapta desteklenen personel eylemlerine yanıt niteliğindeydi. Zira Pascal Broulis’in (FDP) kanton maliyesi başkanı olduğu dönemde, pembe-yeşil çoğunluğa rağmen devlet bir işveren olarak çalışanlarına karşı hiç de hoşgörülü değildi. Ne yazık ki bu tür eylemler yıllardır gerçekleşmiyordu.
2022’de sağcı bir çoğunlukla seçilen yeni Kanton Meclis Üyesi, çalışanlarının maaşlarına saldırdığı ve önemli kararlar alıp bunları Büyük Konsey’e sunmadan önce sendika ve personel derneklerinin temsilcileriyle görüşmeyi reddettiği için, kendisini seçenlere siyasi bir mesaj göndermek istedi: “Sosyal tavizlerin zamanı geçti!” dedi.
Burjuva siyasetçilerin ekonomik politikalarından en çok etkilenen işçilerin ve kamu emekçilerinin neler olup bittiğini anlamak için uzun açıklamalara ihtiyaçları yoktu. Tüketici olarak yaşadıkları deneyimler onlara her geçen gün ücretlerinin ve satın alma gücünün azaldığını gösteriyordu. Bu nedenle 9 Şubat ve 1 Mart’ta eğitim, sağlık ve sosyal sektörlerdeki grevler de geniş çapta destek gördü.
Kantonlarda kamu sektörü emekçileri tarafından yürütülen geniş faaliyet yelpazesi içinde, grev yapma koşulları her yerde aynı değildir. Örneğin, sağlık sektöründeki çalışmalar kolaylıkla askıya alınamıyor. Bu kabul edilen bir gerçektir. Ancak, bir saldırı tüm işgücünü etkilediğinde, grevciler sadece kendi özel çıkarlarını savunmak için mücadele etmezler. Aynı zamanda bilinçli olarak Vaud Kantonunda çalışan ve çeşitli nedenlerle toplu eylem yapmakta zorlananların çıkarları için de mücadele etmektedirler. Dolayısıyla, akşamları yapılan gösteriler herkesin katılmasına olanak sağladı. Bugüne kadar kitlesel ve geniş çaplı destek gördüler. Bu da gelecekte yapılacak eylem ve etkinlikler için umut ve cesaret vericidir. Ancak, toplu tepki verebilme yeteneği birdenbire ortaya çıkmadı.
Vaud Kantonundaki kamu ve yarı kamu sektörü emekçileri nispeten iyi örgütlenmiş durumdadır
İsviçre’nin diğer kantonlarının büyük bir çoğunluğuyla karşılaştırıldığında, Vaud kantonundaki emekçiler sendikal bir geleneğe sahiptir. Örgütleriyle birlikte defalarca mücadele deneyimi kazanmışlar ve bazı tam ya da kısmi kazanımlar elde etmişlerdir. Ve bu mücadele azmi, İsviçre’nin diğer yerlerindeki gelişmelerin aksine, düşüşte değil yükseliştedir.
Bu özellik, Vaud kantonundaki kanton kamu emekçilerinin, işverenlerinin kışkırtıcı politikalarına neden bu kadar sert tepki gösterdiklerini büyük ölçüde açıklamaktadır. Bu üzerinde başka açılardan da düşünmeye değer bir konu.
Ancak Vaud Kantonunda kamu ve yarı kamu sektörlerinde emekçilerin örgütsel yapılanması homojen değildir ve bu durum bazı açılardan sorunludur. Bunun nedeni, çıkarlarının savunulmasının üç farklı örgüt tarafından yürütülmesidir:
– Fédération des Sociétés de Fonctionnaires (memurlar federasyonu) ya da kısaca FSF, korporatist (uzlaşmacı, diyalogcu) derneklerden oluşmaktadır. Vaud kanton yönetiminde, düşük aidatlar ve işverenlerin kendisine yönelik büyük iyi niyeti sayesinde üyelerin çoğunluğunu temsil etmektedir ve bugüne kadar işveren tarafıyla uzlaşmaya çok istekli olmasıyla öne çıkmıştır.
– FSF’nin bölünmesiyle ortaya çıkan SUD sendikasının çok sayıda üyesi bulunmaktadır. Asgari bir ekiple çalışmaya çalışmakta ve militan bir sendikal çizgi izlemektedir.
– İsviçre Sendikalar Federasyonu’na bağlı olan VPOD, yüksek üyelik aidatları almakta, geniş bir ekiple çalışmakta, ancak diğer iki federasyondan daha az üyeye sahiptir. Bununla birlikte, iyi örgütlenmiş ve militan bir sendikal çizgi izlemektedir.
Bu üç sendikal yapı birbirleriyle koordine olmaya alışkınlar. Ancak, işveren tarafı ile bir anlaşmazlık durumunda, kararlar her bir yapı tarafından ayrı ayrı alındığından, bu koordinasyon sadece belirli bir yere kadar sürmektedir.
İsviçre’nin diğer bölgelerindeki mücadele isteğinin aksine düşüşte olmayan bu güçlü örgütsel yapılanma sayesinde Vaud, son yıllarda bazıları emekçilerin güçlü bir şekilde harekete geçirilmesi ve kısmi zaferlerle sonuçlanan çok sayıda sendikal mücadeleye sahne oldu.
Ancak pembe-yeşil koalisyonun Vaud Kanton Meclisi’nde çoğunluğa sahip olduğu bir dönemde, emekçilerin üç sendika tarafından örgütsel olarak yapılandırılması, “militan” tutumları savunanlar için yıkıcı sonuçlar doğurdu. İşveren tarafı, üç “sendikadan” yalnızca birinin kendileri için “en uygun maliyetli” çözümü benimsemesinden memnun oldu. Bu da işveren tarafının tüm emek örgütleriyle yapılan istişareleri atlamasına ve kararlara daha fazla dahil olmasına olanak sağladı. Bu durum, sınıfsal değil militan bir sendikal çizgiyi destekleyenler için son derece cesaret kırıcı oldu.
Mart 2022’den beri iktidarda olan Devlet Konseyi müzakereleri başlatmayı açıkça reddettiği için bu sorun mevcut müzakerelerde henüz ortaya çıkmadı. Ancak görüşmelerin nihayet başlatılıp başlatılmayacağı 23 Mart’ta belli olacak ve bu da “militan” hareketin yelkenlerini biraz olsun suya indirebilir. Ancak kamu emekçileri bunu beklemek istemediklerini açıkça ifade ediyorlar. Şu anda sendikal mücadele hala tüm hızıyla devam ediyor.
Sonuç olarak son bir unsurdan daha bahsetmek gerekir: Şubat ayının sonunda, Vaud kantonundaki yarı kamusal sosyal sektör emekçileri, örgütleri VPOD, Sud ve Avenir social tarafından 27 Şubat 2023 tarihinde çağrısı yapılan çok geniş katılımlı bir toplantının ardından çalışma koşulları ve ücretleri için mücadeleye başladılar. Sektörlerindeki işveren yetkililerinin çoğunun bulunduğu binanın önünde 14 Mart’ta bir ilk toplantı yapılması planlanıyor. Kantonal yarı kamu hizmetlerinin devam eden mücadelede şimdiye kadar unutulduğu düşünüldüğünde bu umut ve cesaret verici bir haber olarak değerlendirilebilir.