Ukrayna üzerinden büyük hesaplaşma mı?

 

 

Fuat AKYÜREK

Burjuvazinin uşaklığında uzmanlaşmış basın ve yayın organlarına bakılırsa savaş patladı patlayacak! Emperyalist şeflerin kışkırtmalarına inanmak gerekirse 3.Dünya Savaşı bile çıkabilir. Bütün bu fırtına Rusya-Ukrayna anlaşmazlığı üzerine koparılıyor. Bu iki ülke arasındaki sorunları kışkırtan ABD, bu savaş kışkırtıcı politikası ile pek çok emperyalist amacını gerçekleştirmek istiyor. Kuşatılmak ve köşeye sıkıştırılmak istenen Rusya’da karşı hamleler yapıyor ve kendi emperyalist emellerinden taviz vermek istemiyor.
 Hatırlanacağı gibi ABD Rusya’yı uluslararası politikadaki hedeflerini gerçekleştirme adımları bağlamında güncel düşman olarak ilan etmişti. Rusya dört bir yönden kuşatılmalı, ambargolarla yıpratılmalı, güçten düşürülmeliydi. ABD bunu yaparken başta NATO müttefikleri olmak üzere belli başlı emperyalist ülkeleri kendi arkasına almayı, onların kendi stratejik çıkarlarının itirazsız takipçisi olmalarını istiyordu. Böylece Almanya ve Rusya arasındaki ilişkilere darbe vurulacak, yalpalayan Fransa hizaya getirilecekti.
 Bilindiği gibi Almanya Avrupa’da Rus doğal gazının en büyük müşterisi ve Kuzey Akım’ın gerçekleştirilmesiyle de adeta avrupanın doğal gaz terminali olacak. Ayrıca alman tekellerinin Rusya’da ciddi yatırımları var ve Almanya’nın bir çırpıda bu ilişkileri sıfırlaması, Rusya’ya karşı radikal bir tutum alması en azından şimdilik olanaklı görülmüyor. Son günlerde gerçekleştirilen ABD-Almanya görüşmesinde Almanya söylem olarak üslubunu sertleştirmekle birlikte genel politikasından geri adım atmış değil. Almanya Ukrayna’ya ağır silahlar satmama tutumundan da vaz geçmedi.
Fransa ise dış politikada ABD’nin basit bir takipçisi olmak istemiyor, bunu kendi emperyalist çıkarlarını gerçekleştirmesinin önünde engel olarak görüyor.Son olarak gerçekleştirilen Macron-Putin görüşmesinden sonra Ruslar Fransa’nın bu konuda NATO’da belirleyici bir ülke olmadığını, büyük patronun ABD olduğunu bir kez daha hatırlattılar. Bu tutumun bir yanı Fransa’yı ABD politikalarını desteklememe konusunda daha ileri adımlar atmaya zorlarken, Avrupa’nın iki büyük devletinin ABD politikalarından ayrı bir yol tutmasını teşvik etme anlamını taşıyordu. Bilindiği gibi henüz somut adımlar atamasalarda Almanya ve Fransa’nın Avrupa’nın bağımsız bir askeri güç kurma istekleri bulunuyor.
ABD’nin sürdürdüğü ve sürekli tırmandırmak istediği bu gerilim politikası Ukrayna açısından da tam bir çıkmaza işaret ediyor. Nitekim Ukrayna devlet başkanı birkaç kez savaş olasılığını reddeden, gerilimi sürekli tırmandırmayı firenleyen açıklamalar yapmak zorunda kaldı. Son olarak NATO’ya üyelik konusunda ısrar etmeyebilecekleri açıklaması da yapıldı. Gelişmelerin tarafları 2015’te mutabakata varılan Minsk Anlaşması çerçevesinde bir anlaşmaya götürüp götürmeyeceğini göreceğiz.Almanya ve Fransa’nın da dahil olduğu bu anlaşmaya göre Ukrayna’ya ağır silahlar satılmayacak, yabancı askeri birlikler yerleştirilmeyecek, Ukrayna’nın doğusundaki iki bölgenin özerkliği tanınacaktı vb.
Erdoğan iktidarı Ukrayna’ya silahlı, silahsız insansız hava araçları satarak, Ukrayna ile özel anlaşmalar yaparak kışkırtıcı bir rol oynuyor. Durum böyle olmakla birlikte iktidar iki yüzlü bir arabuluculuğa soyunmak, Rusya ve Ukrayna arasında Erdoğan aracılığı ile görüşmeler yapılmasını istemek gibi bir çizgi izliyor. Bu gerici politika ile Erdoğan iktidarı bir yandan ABD ve Nato müttefiklerine yaranmayıhedeflerken, diğer taraftan ciddi ekonomik bağların olduğu Rusya ile ipleri koparmamayı, ama her iki tarafa da Türkiye’nin ne kadar önemli ve vaz geçilmez olduğunu kanıtlama peşinde koşuyor. Ama NATO tarafından son söz söylendiğinde “doğal olarak yerimizin NATO yanı olduğu” da arada bir hatırlatılıyor.
Bütün bunların işaret ettiği büyük resim ise emperyalist paylaşım ve egemenlik mücadelelerinin sadece Ukrayna sorununda değil, hemen hemen dünyanın her bölgesinde sertleştiği, bloklaşma eğilimlerinin şimdiden bazı çizgilerinin netleşmekte olduğudur. ABD Batı emperyalizminin liderliğini kaybetmemek için hamle üzerine hamle yaparken Almanya ve Fransa’yı güçsüzleştirmek, Rusya ve Çin’e karşı stratejik bir üstünlük kurma hesabı ile hareket ediyor. Ama köprülerin altından çok sular aktı ve akıyor. Ne ABD eski gücünde, ne karşısındaki rakipleri eski pozisyondalar. Rusya modern silahlara, büyük doğal kaynaklara, eğitimli bir askeri güce sahip, Çin hızla ABD ile arayı kapatıyor ve bazı alanlarda onu geçiyor.
Emperyalist dünya yeni ve büyük hesaplaşmalara doğru yol alırken, uluslararası işçi sınıfının dünyanın bağımlı halklarının bu gerici gidişata karşı sesini yükselmesinin önemi her geçen gün daha fazla artıyor. Dünya halklarının önünde emperyalizmin krizlerinin, savaşlarının, gerici hesaplaşmalarının dışında, bu eski dünyanın yıkıldığı,barışın ve kardeşliğin egemen olduğu yeni bir dünya kurma seçeneği bulunuyor ve bu yönde sürdürülen çabaların ivme kazanması gereken bir dönemin içine giriliyor.

 ( Bu yazı son gelişmelerden önce 14 Şubat 2022’de yazılmıştır. arkadaş)