SÜPER ZENGİNLERE VERGİ AYRICALIĞI

Vaud Kantonu’nda sağ hükümetin vergi ayrıcalıkları yaratma girişimi siyasi deprem yarattı

Valérie Dittli’nin süper zenginlere yönelik vergi indirimleri için devreye girmesi yalnızca kişisel bir skandal değil; sağcı çoğunluğun uzun süredir sürdürdüğü saldırının yeni bir aşamasını temsil ediyor.
İsviçre’nin Vaud Kantonu’nda yaşanan bu son siyasi kriz, zenginlere yeni ayrıcalıklar sağlama girişimlerinin devlet işleyişini nasıl doğrudan etkilediğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Vaud kantonunun sağcı çoğunluğuna mensup olan ve yakın zamana kadar maliyeden sorumlu olan Devlet Konseyi üyesi Valérie Dittli, süper zenginlerin taleplerine yanıt olarak bazı vergi işlemlerini iptal ettirmek istemesi nedeniyle görevinden alındı. Konuya ilişkin görevlendirilen bağımsız uzman, Dittli’nin girişimini, «polis müdürünün birkaç ayrıcalıklı kişi için cezaları silmesi»ne benzeterek eleştirdi.
Bu skandalın merkezinde, 2022 yılında süper zenginleri koruyan «mali kalkan» (zenginlerin vergi yükünü sınırlayan mekanizma) uygulamasının zayıflatılmasının ardından vergileri bir miktar artan ultra zengin bireylerin gizli ve yoğun lobi faaliyetleri bulunuyor. 2009’da getirilen mali kalkan, yüksek gelirlilerin vergi yükünü sınırlayarak zenginlerin daha az vergi ödemesini sağlamaktaydı.

VAUD KANTONU’NDA «MALİ KALKAN» NEDİR?
Mali kalkan (bouclier fiscal), 2009 yılında Vaud Kantonu’nda uygulamaya kondu. Amaç: Süper zenginlerin vergi yükünü sınırlayarak, ödedikleri toplam verginin gelir ve servetlerine oranını düşürmek. Bu mekanizma sayesinde, özellikle çok yüksek servete sahip bireyler, normal vergi tarifelerine kıyasla çok daha düşük bir efektif vergi oranı ödüyor. 2022’de kalkanın zayıflatılmasıyla, bazı zenginlerin vergi yükü bir miktar arttı. Bu da son dönemdeki lobi faaliyetlerini ve siyasi krizleri tetikledi. 2025’te sağ partilerin girişimiyle mali kalkan daha da güçlendirildi, bu da emek örgütleri ve sol hareketler tarafından yoğun şekilde eleştiriliyor.

VERGİ YÜKÜ ARTINCA SÜPER ZENGİNLERİN LOBİSİ HIZLANDI
Özellikle basında adı geçen isimlerden biri, kira gelirleri üzerinden servet biriktirerek 500 milyon CHF’dan fazla bir servete ulaşan yerel emlak patronu Bernard Nicod oldu. Nicod ve benzeri milyonerler, Dittli’yi baskı altına alarak kendilerine daha avantajlı bir vergi muamelesi sağlanmasını talep etti.
Valérie Dittli’nin vergi iptali yönündeki girişimi, süper zenginlerin çıkarlarını savunmanın son derece çirkin bir örneği olarak kayıtlara geçti. Bu nedenle, Dittli’nin istifasını isteyen sesler tamamen meşru kabul ediliyor. Ancak sorun sadece bir kişiye indirgenemeyecek kadar derin: Sağcı çoğunluk, süper zenginlerin vergi yükünü azaltmayı genel bir siyasal hedef haline getirmiş durumda.

ZENGİNLER KAÇIYOR YALANI
Nitekim kısa süre önce Vaud Büyük Konseyi, sağ partilerin desteğiyle mali kalkanı güçlendirme yönünde bir kararı kabul etti. Bu kararı, kantonun «vergi rekabetçiliğini kaybettiği» ve «büyük vergi mükelleflerinin kaçabileceği» gibi alarmcı argümanlarla savundular. Ancak bu iddialar, resmi verilerle çürütülüyor: Konfederasyon’un yayımladığı istatistiklere göre, Vaud’da 10 milyon frankın üzerinde net servete sahip kişi sayısı 2015’te 1094 iken, 2021’de 1664’e yükseldi. Yani mevcut vergi oranları zenginleri kaçırmak bir yana, aksine onları cezbediyor.

YENİ SALDIRI DALGASI: 12% VERGİ İNDİRİMİ GİRİŞİMİ
2025 yılında sağ partilerin mali kalkanı daha da güçlendirmesi, büyük sermaye sahiplerinin daha geniş bir saldırısının parçası. Bu saldırının bir sonraki adımı, bu sonbaharda halk oylamasına sunulacak olan patron örgütlerinin «12% vergi indirimi» girişimi olacak. Bu girişim, servet vergilerini de kapsayarak, kamusal hizmetleri ciddi şekilde tehdit ediyor ve servet eşitsizliğini daha da derinleştirme riski taşıyor. Zira İsviçre’de en zengin %1’lik kesim, ülke toplam servetinin %42’sini elinde bulunduruyor! Bu ölçüde fütursuz bir girişimin, İsviçre’nin en büyük üçüncü kantonunda başarı kazanması, burjuva güçlere tüm ülkede yeni bir saldırı dalgası başlatma cesareti verecektir. Ayrıca kantonlar arası vergi rekabetini daha da körükleyerek yalnızca kapitalist sınıfın lehine bir vergi yarışına yol açacaktır. (Arkadaş)