SÖMÜRGECİ GEÇMİŞ MERCEK ALTINDA

FOTO: LANDESMUSEUM

KONFEDERASYON MÜZESİ
“SÖMÜRGECİ” İSVİÇRE’Yİ
ÖNE ÇIKARIYOR

İsviçre’nin sömürgecilik tarihi ilk kez Zürih’tek Konfederasyonl Müzesi’nde bir serginin odak noktasını oluşturdu. Yeni araştırmalara dayanan sergi, ülkenin sömürgecilik ve kölelikteki rolünü inceledikten sonra bu rolün günümüze bıraktığı mirası ele alıyor.
“Sömürgecilik – İsviçre de dahil” başlığını taşıyan sergi 13 Eylül günü açıldı ve 19 Ocak’a kadar devam edecek. Sergi, Afrika, Asya ve Amerika halklarının sömürülmesinden kâr eden ama sömürgesi olmayan bir ülkeyi gözler önüne seriyor.

İŞADAMLARI, MİSYONERLER, PARALI ASKERLER
Eşyalar, sanat eserleri, fotoğraflar ve diğer yazılı kaynaklarla desteklenen sunum iki bölümden oluşuyor. Ulusal Müze’nin 11 Eylül günü yaptığı açıklamaya göre ilk bölüm, 16. yüzyıldan bu yana İsviçreli bireylerin, şirketlerin ve toplulukların ilişkili olduğu sömürgeciliğin on bir yönüne ayrılmış.
Sergi, transatlantik köle ticaretinde yer alan ya da sömürge mallarının ticaretini yaparak ve köleleştirilmiş nüfusu sömürerek servetlerine servet katan iş adamlarının hikâyesini anlatıyor. Sergide özellikle Gana’daki kahve ve kakao plantasyonlarında köleler için kullanılan ve İsviçreli işadamlarının servet kazanmalarını sağlayan kırbaç ve kelepçeler gösteriliyor.
Sergi aynı zamanda misyoner olarak dünyayı dolaşan ya da yerleşim yerleri kurmak ve ıssız olduğu düşünülen bölgeleri sömürmek için İsviçre’den ayrılan sömürücülerin hikâyesini de anlatıyor.
Yoksulluktan kaçanlar, sömürgeci fetihlerde yer alan ve yerli halkların direniş hareketine karşı savaşan Avrupa ordularında paralı asker olarak görev yaptılar. İsviçrelilerin sömürge ülkelerden gönderdikleri mektupları ve tanıklıkları, kamuoyunun bu bölgelerdeki halklara bakışını şekillendirmiştir.

İSVİÇRE’DE DE IRKÇI BİR DÜNYA GÖRÜŞÜ
Bilim dünyası da bu eleştirel bakıştan azade kalmamıştır. Cenevre ve Zürih üniversitelerindeki araştırmacılar, uluslararası bir yankı bulan ve sömürge sistemini meşrulaştırmaya hizmet eden ırk teorileri formüle ettiler.
Sergi, ilgili ana taraflarca kullanılan eşyaları, imgeleri, ırkçı ve ayrımcı terimleri kasıtlı olarak öne çıkarıyor. Müzenin müdürü Denise Tonella basına yaptığı açıklamada, “İsviçre tarihinin bu yönü hakkında bilgi vermenin önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi. Sömürgecilik, “halk arasında sözde bir üstünlüğe dayalı ırkçı bir dünya görüşü” oluşturmuştur.

TARİHE SANSÜR
Serginin ikinci bölümünde sömürgeciliğin malların adaletsiz dağıtımı ve çevre üzerindeki güncel sonuçları vurgulanıyor. Özellikle sokak isimlerinin değiştirilmesi ve sömürgeciliğe dahil olanlara saygı duruşu niteliğindeki heykellerin yıkılması tartışmaları üzerinden sömürgecilik mirasının önemi hakkında sorular soruyor. Ziyaretçilere “tarihin sansürü”, Batı’nın Afrika’ya yönelik paternalizmi ve safarilerin sömürgeci kökenleri hakkında sorular soruyor.
Sergi, Denise Bertschi, Sasha Huber, Chris Pappan, Mathias C. Pfund, Deneth Piumakshi Veda Arachchige ve Dom Smaz’ın katkılarıyla sanatçıların bakış açısını da içeriyor. Uluslararası bir bilimsel danışma kurulu tarafından denetlenen bu sunumun geliştirilmesine sivil toplum, uzmanlar ve sahadaki aktörlerle etkileşim de katkıda bulunmuştur.
Sömürgecilik teması çerçevesinde Ulusal Müze, tarihçi Ashkira Darman ile işbirliği içinde okullar için geniş bir etkinlik yelpazesi sunuyor. ETH Zürih ve İsviçre Tarih Sözlüğü ile işbirliği içinde düzenlenen etkinlikler, interaktif rehberli turlar, toplantılar ve yuvarlak masa toplantıları da programda yer alıyor. (Arkadaş)