SERBEST DOLAŞIM HAKKI İÇİN
AVRUPA İSVİÇRE’YE HAYIR DEDİ
Avrupa Birliği’nin 27 üye ülkesinin bakanları 15 Ekim’de Lüksemburg’da yaptıkları toplantının sonunda eğer İsviçre serbest dolaşım konusunda bir koruma maddesi istemekte ısrar ederse, İsviçre’ye cevaplarının hayır olacağını açıkladılar.
AB üyesi 27 ülkenin cevabı öncekilerden farklı olarak bu kez ‘resmi’ bir hayır oldu. Bu resmi açıklamaya göre;
* İsviçre insanların ve işçilerin serbest dolaşımına ilişkin bir koruma maddesinden yararlanamayacak.
* İsviçre AB’ye tam katılımı kabul etmesi halinde Avrupa iç pazarında bir istisna teşkil etmeyecek.
* İsviçre’nin bir anlaşmayı halkın önünde savunabilmesini mümkün kılan doğrudan demokrasisinin kendine özgü doğası, AB ülkeleri tarafından dikkate alınmak zorunda değildir.
* İsviçre Avrupa Birliği ile yapılacak yeni bir ikili anlaşma paketinden zarar görmeyecektir.
«Avrupa tek tip değildir. Herkes için ortak kurallarımız var” diyen Lüksemburg Dışişleri Bakanı Xavier Bettel, bu kuralların ‘herkes için olduğu gibi İsviçre için de geçerli olduğunu’ ifade etti. Fransa Dışişleri Bakanı Benjamin Haddad ise “Fransa, İsviçre ile bir anlaşma yapılmasını desteklemektedir” ancak bu anlaşma “tek pazar kriterleri ve AB’nin dört özgürlüğü” ile uyumlu olmalıdır diye vurguladı.
İSVİÇRE’NİN KORUMA TALEBİNE RET
İsviçreli diplomatların duymamayı umdukları anahtar yanıt buydu. AB ile yeni ikili anlaşmalar imzalandıktan sonra, İsviçre’nin işgücü piyasasını istikrarsızlaştırabilecek büyük akışlar olması durumunda serbest dolaşımı kısıtlayacak bir mekanizmaya sahip olmasına izin verecek tek taraflı bir koruma maddesine hayır. “Önceki komisyonda İsviçre-AB dosyasından sorumlu olan ve yeni kurulda da görevini sürdürmesi beklenen Slovak Avrupa Komisyonu Üyesi Maros Sefcovic, insanların serbest dolaşımı ve uyuma katkının en hassas konular olduğunu” belirtti. “Avrupa Birliği’nin menfaatine olan şey çok açık bir şekilde vatandaşlarımıza adil davranılmasıdır. Size şunu söyleyebilirim ki tek taraflı herhangi bir koruma maddesine yönelik yeni bir destek söz konusu değildir. Bu mesaj ‘İsviçreli ortaklara’ siyasi düzey de dahil olmak üzere çeşitli vesilelerle iletilmiştir.”
Avrupalı müzakereciler şu anda 27 AB Üye Devletinin bakanlarının baskısı altında. Artık manevra yapabilecekleri bir alan kalmadı. İsviçre bir koruma maddesi talep etmeye devam ederse, 2024 yılı sonuna kadar “İkili III” olarak adlandırdıkları pakete ilişkin müzakerelerin başarısız olması bir kez daha muhtemeldir. Aralık 2023’te Bern ve Brüksel tarafından kabul edilen yol haritasından geri dönülmesi söz konusu değildir.
İÇ PAZARDA İSVİÇRE İSTİSNASINA HAYIR
AB üyesi 27 ülkenin bakanları, 17 ve 18 Ekim tarihlerinde Brüksel’de yapılan Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi öncesinde Lüksemburg’da yaptıkları toplantıda Avrupa iç pazarının belirleyici önemini bir kez daha vurgulamışlardı. İsviçre AB’nin dördüncü en büyük ticaret ortağıdır. Ancak ekonomisi ve ihracatı için 450 milyonluk bu büyük pazara da ihtiyacı var.
Avrupa’ya göre, tüm ekonomik hususlar incelenmiştir. Geriye sadece iki engel kalmıştır: İsviçre tarafından talep edilen serbest dolaşıma ilişkin koruma maddesi ve AB içindeki uyum yardımı için İsviçre’nin tekrarlayan mali desteği.
DOĞRUDAN DEMOKRASİ HER ŞEYİ MEŞRULAŞTIRMAZ
İsviçreli müzakerecilere ve Federal Konsey’e göre öne sürdükleri bu argüman tamamen meşru ve kaçınılmazdır. AB ile referandum ve halk oylaması engelini aşabilecek ikili bir anlaşma yapılmalıdır. Ancak, AB düzeyinde, Avrupa Komisyonu tarafından müzakere edilen söz konusu anlaşmanın Üye Devletler ve ardından Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanması gerekiyor. Bu konuda Maros Sefcovic «Sorun şu ki İsviçre’nin doğrudan demokrasisi kendisini 27 Üye Devlete dayatamaz. Üye Devletlerimiz ve onların Devlet ya da Hükümet Başkanları açık bir taahhütte bulundular. Dolayısıyla çıkarlarımızı savunmak için dürüst ve gerçek bir çaba sarf etmemiz gerektiğini düşünüyorum» dedi. (Arkadaş)