SENDİKAL HAKLAR VE ÖZGÜRLÜKLER TEHDİT ALTINDA

İsviçre’de 2 Aralık’ta düzenlenen geleneksel Hukuk Sempozyumu, «İsviçre İş Hukukunda Haksız Fesihten Korunma: Mevcut Durum ve Perspektifler» başlığıyla gerçekleştirildi. Bu etkinlik, temel bir mesele olan işçilerin ve sendikal hakların korunması sorununu tekrar gündeme getirdi.

Son yıllarda İsviçre’deki enflasyon, işçi sınıfını ciddi şekilde etkiledi; çünkü gerçek maaşlar 2020 ile 2023 arasında düştü. Bu düşüşün, ekonomik büyüme ve «iş gücü sıkıntısı» yaşanan bir dönemde meydana gelmesi, işyerlerinde toplumsal hareketlerin örgütlenmesini zorlaştıran temel engelleri gözler önüne seriyor. Sendikal hakların yetersizliği bu zorlukların başında geliyor. Avrupa’nın diğer ülkeleri (ve Japonya ile ABD) ile karşılaştırıldığında, İsviçre’nin işçileri, özellikle sendikal faaliyetler nedeniyle haksız yere işten çıkarılmaya karşı yeterince korunmamaktadır. İşten çıkarılma korkusu, işçilerin mücadeleci tutumlarını önemli ölçüde baskılıyor.

HAKSIZ FESİH VE SENDİKAL BASKILAR
İsviçre iş hukukunda, sendikal faaliyetlerden dolayı işten çıkarılan işçilere yönelik yalnızca altı aylık maaş tutarında bir tazminat ödenmesi öngörülmektedir. Bu miktar, caydırıcı bir etki yaratmaktan uzaktır; zira 2023’te yalnızca İsviçre Sendikalar Birliği (USS/SGB) 21 adet sendikal sebeplerle işten çıkarılma vakası kaydetmiştir. İsviçre, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından, sendikal özgürlükleri ihlal eden ülkeler arasında sıralanmıştır. Bu durum, İsviçre’nin, uluslararası sendikal hakları ihlal ettiği için «kara listeye» alınmasına neden olmuştur.

‘REFORMLAR’ İLERLEMİYOR
İsviçre, ILO’nun çeşitli sözleşmelerini onaylamış olsa da, bu sözleşmelere aykırı hareket etmeye devam etmektedir. Özellikle, 2003 yılında USS/SGB, sendikal faaliyetler nedeniyle işten çıkarılanlar için sendikal korumanın yetersiz olduğu gerekçesiyle ILO’ya başvurmuş ve İsviçre’yi sendikal hakları iyileştirmeye çağıran bir karar alınmıştır. Fakat bugüne kadar somut bir değişiklik yaşanmamıştır. Hatta İsviçre hükümeti 2023’te işveren örgütlerinin talepleri üzerine sendikal korumaya yönelik bir ara buluculuk sürecini askıya almıştır. Ancak Ekim 2024’te, bu sürecin yeniden başlatılacağı duyurulmuştur.

HUKUKİ VE POLİTİKA PERSPEKTİFİNDEN ÇÖZÜMLER
Kolokyumda, hukuki açıdan çeşitli çözüm önerileri masaya yatırıldı. Helen Keller, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) perspektifinden sendikal faaliyetler nedeniyle işten çıkarılmaların korunması gerektiğine vurgu yaptı. Anne Meier, kolektif iş sözleşmeleri (CCT) aracılığıyla sendikal hakların güçlendirilmesi için mümkün olan hukuki iyileştirmeleri tartıştı. Ancak, İsviçre’nin mevcut hukuk düzeni içinde, yalnızca belirli prosedürler ihlal edildiğinde işten çıkarılmanın iptal edilebileceğini vurguladı. Karine Lempen ise, kadınların eşit ücret talebiyle ilgili işten çıkarılmaların engellenmesi için mevcut yasaların genişletilmesi gerektiğine dikkat çekti.

POLİTİK DURUM VE GERİ ADIM
Sempozyum, aynı zamanda sendikal özgürlükler konusunda İsviçre’nin yetersiz reformlarına karşı daha siyasi bir eleştiri de içerdi. Christian Dandrès, sendikal hakların ve işçilerin korunmasında yaşanan büyük eksikliklere dikkat çekerek, bu eksikliklerin işyerlerinde sendikal örgütlenmeleri engellediğini belirtti. Pierre-Yves Maillard, Avrupa Birliği’nin, işçilerin serbest dolaşımına ilişkin önlemlerini sertleştirirken, İsviçre’deki sendikal hakların eksikliğini görmezden geldiğini belirtti.
Sonuç olarak, İsviçre’de sendikal haklar üzerindeki baskılar giderek artarken, hükümetin ve işverenlerin bu konuda atması gereken adımlar hala belirsizdir. Uluslararası baskılara rağmen, İsviçre’nin işçi hakları alanındaki reformları geri planda kalmaya devam etmektedir. (Arkadaş)