ARKADAŞ ANALİZ:
SBB için1998 yılı, Federal Konsey ve Parlamentonun,SBB’yi halka açık birlimited şirkete dönüştürmeye karar verdiği kader yılıdır esasen. SBB hâlâ Konfederasyonun elinde, amakâr etmesi beklenözel bir şirket olarak yönetiliyor. Bunun için de, maliyetlerin düşürülmesi ve hizmet kalitesinden daha fazla ödün verilmesi gerekiyor. Federal Konsey söz konusu demiryolu reformunu, “rekabetin tüm unsurları demiryolu sistemine dahil edilmelidir” diyerek gerçekleştirdi. Piyasa ekonomisinin kriterleriyle bu kamu hizmetinin mükemmel ve kârlı bir şekilde yönetilmesini amaçlayan bu eğilim, öyle ki, İsviçre’nin pandemi döneminde eve kapandığı 2020 senesinde, SBB’nin 617 milyon franklık zarara uğramasına neden oldu. Geçen Kasım ayında bir önceki yıla göre yolcu sayısında %24,3 oranında düşüş kaydeden şirket için kesinlikle zor bir dönem oldu. Bunun üzerinekayıpları kontrol altına almak için Federal Konsey Aralık ayında SBB’den, 2024’ten başlayarak her yıl 80 milyon frank tasarruf etmesini istemeye karar verdi. Böylece, 2030 yılına kadar bilançonun yaklaşık 500 milyon frank iyileşmesi bekleniyor. Öngörülen diğer tahmini önlemler ise: ray fiyatlarının, yani demiryolu ağının kullanım ücretinin düşürülmesi ve demiryolu altyapısının 2035 genişleme aşamasının ertelenmesi.
Cenevre eyalet meclisi üyesi Lisa Mazzone, “SBB’den tasarruf etmesini istemek, kamu hizmeti ve çalışma koşulları açısından kötüye işarettir” diyor. 80 milyon CHF’lık devasa bir tasarrufun, büyük harcama kalemlerini olumsuz etkileyeceğini düşünmek için ekonomist olmaya gerek yok. Çünkü bakım çalışmalarında gerileme, çalışma şartlarının kötüleşmesi, hizmet kalitesinde düşüş, yolcu taşıma fiyatlarında artış vs. olmadan böyle bir tasarrufun gerçekleşmesi imkânsızdır. Bu şekilde hayata geçirilecek bir tasarruf paketi, yatırımlardan vazgeçmek veya onları ertelemek, toplu taşımanın kamusal yönünü zayıflatmak ve dolaylı olarak özel olanı tercih etmek anlamına gelir. Dahası, tren sayısı ve tren sefer sayılarındaki azalma, daha fazla araba kullanımı ile sonuçlanacak ve bu da çevre lehine alınacak ekolojik önlemlere elveda demek anlamına gelecek.
Eksiklikler ve kötü yönetim
SBB üzerindeki kara bulutlarpandemininekonomik sonuçlarıyla sınırlı değil. Eksiklikler son birkaç yılda üst üste birikmiştir. Üç yıl önce, bin tren sürücüsünün eksildiği (emeklilik, işten ayrılma) bilinmesine rağmen, yerlerine yenileri alınmamıştır.
Ulaştırma Personeli Sendikası (SEV)’ndanHans-RuediSchürch, “Personel eksikliği kasıtlıdır. Ya da en azından 2005’ten beri çok sayıda tren sürücüsünün artık emekli olduğu gerçeğini SBB bugün itibariyle bilmiyor! SBB CEO’su Meyer, SBB’nin çok fazla sürücüyle çalışmaktansa biraz daha az personelle çalışmayı tercih ettiğini asla saklamadı. Sonuç? Sürücüler yıllarca fazla mesai yapmak ve yıllık tatillerinden vazgeçmek zorunda kalıyor» diyor.
2020 yazında yeni demiryolu tarifesini sunan Demiryolları, açık bir şekilde iki yüzden fazla sürücünün eksildiğini ve bu nedenle hizmette olan 9 bin trenden yaklaşık iki yüz trenin iptal edildiğini açıkladı. Federal Ulaştırma Dairesi (OFT), böyle bir yönetim tarzının tolere edilemeyeceğini söyleyerek sert tepki gösterdi. OFT direktörü Peter Flügistaller, “Konfederasyon yedek otobüsler için ödeme yapmıyor” dedi.
Ayrıca trenlerde eksilen yaklaşık yüz müşteri asistanı var. Kamu hizmeti açıkça zarar görüyor ve asistanların çalışma koşulları kötüleşiyor. “Müşterilerin refakatçisi 2020-21” projesi, uzun mesafe trenlerinde refakatçi sürücü bulundurma uygulamasının terk edilmesiyle sonuçlandı. SEV sendika gazetesinden RalphKessler, “Tren personelinin fiziksel ve zihinsel streslerinin Aralık 2018’den bu yana sürekli arttığı ve bunun bariz sonuçlarla izin günlerinde de devam ettiği inkâr edilemez” diyor.
Özelleştirmelerin feci sonuçları
Demiryolu işçileri sendikasını endişelendiren bir diğer yeni önlem, SBB’nin güvenlik sistemlerinin yapımını ve dönüşümünü kısmen özel firmalara devretme niyetidir. Sendikacı UrsHuber, “SBB’nin bugün sunduğu kalite ve güvenliği sürdürmek istiyorsak, dış şirketlerin etkinliklerini artırmadan, kadromuzu güçlendirmemiz gerekiyor” diyor.
Geçen yaz SBB, kendi temizlik hizmetleri personellerini sadece en yoğun istasyonlarda yoğunlaştırmayı ve küçük istasyonların temizliğini özelleştirmeyi planladığını açıklamıştı. Bu tedbir, 130 ila 150 geçici çalışan işçiyi etkiliyor. SEV sendikası bu projeye karşı bir imza kampanyası başlattı veİsviçre genelinde 4 bin imza toplandı. Sendika, özelleştirme yerine,bu güvencesiz işçilerin SBB tarafından tam olarak istihdam edilmesi gerektiğini savunuyor. Kar temizleme departmanıdaha önce zaten özelleştirilmişti.
2021sonbaharında Lozan-Cenevre demiryolu hattı, arazi çökmesi nedeniyle iki gün boyunca tamamen kapandı. On binlerce yolcu yaya olarak kaldı ya da yedek otobüsleri kullanmak zorunda kaldı. Bu olay, SBB’ye yönelik eleştirileri yeniden başlattı. Hatta Le Matingazetesi bunu “derin bir kötülük” başlığıyla “Yolculartren trafiğinin uzun zamandan beridüzensiz ve oldukça kırılgan olduğunu fark ettiler. Tren sürücülerinin yetersizliği, iptal edilen trenler, azaltılmış seferler, demiryolu ağındaki hasarlar, devam eden yol çalışmaları, arızalı kapılar, hattaki sorunlar vb. Çok fazla arıza bölgesel trafikle birlikte, aynı zamanda ana hatları da etkiliyor» cümleleriyle çarpıcı ve sert bir üslupla sayfalarına taşıdı.
Ulusal Sosyalist Meclis Üyesi BrunoStorni, Konfederasyonun Demiryolu Altyapı Fonu’na yılda 5 milyar CHF yatırım yapmasına rağmen SBB’ninplanladığı tasarruf tedbirlerine tepki göstererek, «Yolcular 2000 yılından bu yana %75 arttı.Peki, SBB ne yapıyor? 2016 yılında SBB’ninCEO’suMeyer, 2020 yılına kadar 1400 kişiyi işten çıkarmak için Railfit 20/30 programını duyurdu» diyor.
SBB nereye gidiyor?
Kamu Hizmetini Savunma Derneği, son zamanlarda sürekli olarak bozulmakta olan eski hizmet kalitesinin ayrıcalığına geri dönmek için eski binaları restore etmeyi teklif ediyor. Öte yandan İsviçre halkı, geçmişte her zaman demiryollarını desteklemiş. Örneğin; 1987’de 16 milyar franktan fazla tahsis edilen “Rail 2000″e oy vererek; 1998 yılında, temel tüneller için 30 milyar Euro’luk paketi onaylamış. Elbette Konfederasyonun SBB’yi büyük yatırımlarla desteklemesi doğru. Ancak kaliteli bir kamu hizmetini garanti altına almak için, yönetimin hesap paritesinin, tasarruf veya faaliyet kârı kriterlerine göre gerçekleşmesi beklenemez. Çünkü bu politikaların,eninde sonunda kamu hizmetini çıkmaza sokması kaçınılmazdır!