Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) tarafından yayınlanan yıllık basın özgürlüğü raporuna göre İsviçre 2024 yılında basın özgürlüğü açısından dünyada dokuzuncu sırada yer aldı. RSF’ye göre durum “oldukça iyi”, ancak yasal ortam gazetecileri yeterince korumuyor.
Raporda İsviçre’nin, 2023’ten bu yana üç sıra yükselerek listedeki 180 ülke arasında 9. sıraya yükseldiği vurgulandı. Ancak RSF’ye göre bu yılki iyileşme “gerçek bir ilerleme” anlamına gelmiyor. Her şeyden önce, geçen yıl İsviçre’nin önünde yer alan üç ülkenin (Litvanya, Doğu Timor ve Lihtenştayn) gerilemesine işaret ediyor.
Konfederasyonun kullanılan beş göstergenin tamamında elde ettiği puan sayısı çok az da olsa düşmüştür (2023’teki 84.4’e kıyasla 84.01). İsviçre özellikle diğer göstergelere ilişkin sonuçların oldukça altında kalan (27. sırada) yasal ortamı nedeniyle eleştirilmektedir.
BANKALAR HAKKINDA ŞEFFAFLIK EKSİKLİĞİ
RSF bankacılık yasasının cezai hükümlerine dikkat çekiyor: İsviçreli gazeteciler bankacılık verilerinin sızdırılması ya da çalınmasıyla ilgili haber yaptıkları için üç yıla kadar hapis cezası alma riskiyle karşı karşıya.
RSF ayrıca şeffaflık yasasına rağmen gazetecilerin idarenin elindeki belgelere erişimde karşılaştıkları zorlukları ve eleştirel sesleri susturmak amacıyla medya ya da kitle örgütlerine karşı açılan kötü niyetli davalar olan “susturma prosedürlerini” de eleştiriyor.
RSF ayrıca İsviçre’nin cinsiyet, sınıf, etnik köken veya din temelinde basına yönelik aşağılama ve saldırıları ölçen “sosyo-kültürel” endekste 4. sıradan 11. sıraya gerilediğine dikkat çekiyor.
ÖZGÜR VE BAĞIMSIZ GAZETECİLİĞE KARŞI ARTAN SİYASİ BASKI
Her yıl 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde açıklanan RSF sıralamasında İskandinav ülkelerinin ağırlığı devam ediyor: Norveç, Danimarka, İsveç, Hollanda ve Finlandiya’nın önünde sekizinci kez zirvedeki yerini koruyor.
RSF, geçen yıl 52 olan ankete katılan ülkelerin 45’inde durumu “iyi” ya da “oldukça iyi” olarak değerlendiriyor.
Ancak dünya genelinde gazetecilik giderek daha fazla siyasi baskıyla karşı karşıya kalıyor. RSF, “Giderek artan sayıda hükümet ve siyasi otorite, gazeteciliğin icrası ve halkın güvenilir, bağımsız ve çoğul bilgi edinme hakkı için örnek bir çerçevenin garantörleri olma rollerinde başarısız oluyorlar” diye eleştirilerini dile getiriyor.
Örgüt, Batı demokrasileri de dahil olmak üzere “medya özerkliğine destek ve saygıda endişe verici bir kötüleşme ve devlet ya da diğer siyasi aktörler tarafından uygulanan baskıda bir artış” gözlemlemektedir.
UNESCO DÜNYA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ÖDÜLÜNÜ FİLİSTİNLİ GAZETECİLERE VERDİ
2 Mayıs günü UNESCO, Dünya Basın Özgürlüğü Ödülünü Gazze’de görev yapan tüm Filistinli gazetecilere verdi.
Medya profesyonellerinden oluşan uluslararası jürinin başkanı Mauricio Weibel, “Karanlığın ve kargaşanın hüküm sürdüğü bu dönemde, böylesine dramatik koşullarda bu krizi takip eden Filistinli gazetecilere güçlü bir dayanışma ve takdir mesajı göndermek istiyoruz” dedi.
“İnsanlık, cesaretleri ve ifade özgürlüğüne bağlılıkları için onlara büyük bir borçludur” diyerek basın açıklamasına devam etti.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü Genel Direktörü Audrey Azoulay, “gazetecilerin her yerde temel işleri olan bilgilendirme ve araştırma görevlerini yerine getirmeye devam edebilmeleri için kolektif bir seferberliğin önemini” vurguladı.
Merkezi New York’ta bulunan Gazetecileri Koruma Komitesi’ne (CPJ) göre 7 Ekim’den bu yana Gazze’de 92’si Filistinli olmak üzere en az 97 gazeteci ve medya çalışanı öldürüldü. On altı kişi de yaralandı. (Arkadaş)