Cenevre merkezli Le Courrier’nin 17 Nisan 2024 tarihli araştırması ve izleyen haftalarda yayımlanan makaleler, Rassemblement Romand Patriote (RRP) adlı aşırı sağcı partinin yalnızca seçim hedefli değil, toplumu dönüştürmeye yönelik uzun vadeli bir strateji yürüttüğünü gözler önüne seriyor.
Kendini “unutulanların sesi” olarak tanımlayan RRP, aslında kültürel ırkçılık, silahlanma çağrıları, anayasal dönüşüm planları ve gençlik üzerindeki ideolojik çalışmalarla dikkat çeken bir yapılanma. Parti içi belgeler ve toplantı tutanakları, RRP’nin görünürdeki “ılımlı” söylemlerinin ardında radikal aşırı sağ bir çekirdeğin olduğunu kanıtlıyor.
MİLLİYETÇİLİKLE BEZENMİŞ GÜNDELİK HEGEMONYA
Le Courrier’nin ulaştığı iç yazışmalarda, partinin üyelerine gündelik sorunları “ideolojik açıklamalardan kaçınmadan, milliyetçi çözümlerle” ele alma direktifi verdiğini ortaya konuyor. Bu strateji, sınıfsal ve yapısal eşitsizlikleri etnik temelde yeniden yorumlayarak mahalli düzeyde hegemonya kurmayı hedefliyor. Vaud ve Valais kantonlarındaki mahalle toplantılarında dile getirilen şu ifadeler, partinin bu stratejisini açıkça yansıtıyor:
“İsviçre’de artık İsviçreli gibi yaşayamıyoruz. Mahallelerimizin rengi değişti.”
“Silahsız yurttaş, kölesi olduğu sisteme karşı savunmasızdır.”
Bu söylemler, yalnızca birer görüş değil; bireysel silahlanmayı ve “militan yurttaş” anlayışını meşrulaştıran, kültürel ırkçılıkla örülmüş bir siyasi hattın parçası.
AŞIRI SAĞI “PAKETLEYEREK” SUNMAK
Parti, kamuoyunda açıkça aşırı sağ olarak tanınmaktan kaçınıyor. Ancak Mart 2024 tarihli gençlik yapılanması toplantı tutanaklarında, Fransa’daki Zemmour çizgisinden ilham alındığı ve “İsviçre halkının duyabileceği şekilde mesajları yeniden paketleyeceğiz” ifadesi yer alıyor. Bu, radikal fikirlerin toplum nezdinde meşruiyet kazanması için “yumuşatılmış” bir dil kullanıldığını gösteriyor.
Partinin kapalı çevrim içi yayınlarında ise söylem çok daha açık ve sert: “Göçmenlik yalnızca ekonomik bir mesele değildir. Aynı zamanda kültürel bir virüstür. Bu virüsle mücadele edilmezse, halkımız kendini tanıyamayacak hâle gelir.”
Kamuoyuna ise bu nefret söylemleri, “uyum sorunu” ya da “entegrasyon yükü” gibi daha yumuşak terimlerle yansıtılıyor. Bu çifte dil, sağcı radikalizmi toplumsal meşruiyet kılığına sokma stratejisinin bir parçası.
SEMBOL SİYASETİ VE KÜLTÜREL HEGEMONYA
14 Nisan 2025 tarihli “La hallebarde en étendard” başlıklı makalede, RRP’nin İsviçre’nin tarihî sembollerini kendi ideolojisine entegre ederek, halk arasında milliyetçi bağlılık yaratma çabası inceleniyor. Özellikle İsviçre’nin geleneksel savaş silahı “hallebarde”in parti amblemine dönüşmesi, bu semboller üzerinden yürütülen kültürel hegemonya stratejisini ortaya koyuyor.
GENÇLİĞİ RADİKALLEŞTİRME TEHLİKESİ
16 Nisan 2025’te Le Courrier’de yayımlanan “Petits soldats de la haine” başlıklı makale ise RRP’nin gençlik yapılanmasına odaklanıyor. Parti, kamplar ve sosyal medya etkinlikleriyle gençleri kendi çizgisine çekmeye çalışıyor. Bu yapı, gençleri “nefretin küçük askerleri”ne dönüştürme riski taşıyor. Gençlik kollarının dijital platformlardaki söylemleri, radikalizmle toplumsal uyumu zedeleyen bir tehlikeyi haber veriyor.
ANAYASAL VE TOPLUMSAL HAKLARA
YÖNELİK SİSTEMATİK TEHDİT
Le Courrier, RRP’nin uzun vadeli hedefinin yalnızca seçim kazanmak değil, anayasal düzeni etnik ve kültürel temelli olarak yeniden şekillendirmek olduğunu belgelerle ortaya koyuyor. Bu hedefler arasında şunlar yer alıyor:
Çifte vatandaşlığın sınırlandırılması, Vatandaşlık başvurularında “kültürel uygunluk testi”, STK’lara “ulusal çıkar testi” uygulanması,Dini ve kültürel özgürlüklerin “yerel kimliği koruma” adı altında sınırlandırılması.
Bu öneriler, açıkça göçmen karşıtı olmakla kalmıyor; aynı zamanda anayasal haklara yönelik otoriter bir tehdit teşkil ediyor.
WHATSAPP İFŞALARI VE SKANDALLAR
2025 Mayıs ayına gelindiğinde, partinin yaklaşık yüz kişilik bir WhatsApp grubunda ortaya çıkan mesajlar, RRP’nin gerçek yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi. Kadın gazetecilere ve göçmenlere yönelik “domuz”, “parazit”, “sivrisinek” gibi hakaretlerin yanı sıra antisemitik ifadeler içeren mesajlar kamuoyunda büyük tepki çekti. Parti yönetimi bu ifadeleri “gençlerin deneyimsizliği” olarak açıklasa da, kamuoyundaki baskı artarak devam ediyor.
Özellikle Jura Bern bölgesindeki adayların, bulundukları bölgede yaşamamaları ya da ırkçı mesajlar nedeniyle suçlanmaları, partinin seçimlerde meşruiyet sorunları yaşamasına neden oldu. Bienne/Biel ve Jura Bern’in mevcut liberal prefektörleri (vali ve idari bölümlerin yetkilileri), RRP’nin siyasi etiği ihlal ettiğini ve kadın düşmanı, ayrımcı ifadelerin “İsviçre’de siyasetin ruhuna aykırı” olduğunu vurguladı.
SESSİZ BİR ANAYASAL DÖNÜŞÜM PROJESİ
RRP’nin faaliyetleri, onu sıradan bir protesto partisi olmaktan çıkarıyor. Parti, mahalle düzeyinden anayasal yapıya kadar uzanan, ideolojik, sembolik ve örgütsel bir dönüşüm projesi yürütüyor. Bu nedenle mücadelenin yalnızca seçim sandığıyla sınırlı kalmaması gerekiyor.
Toplumun demokratik refleksleri, sendikalarda, gençlik hareketlerinde, kültür alanında ve yerel düzeyde örgütlenerek bu tehdide karşı koymalı. Aksi takdirde, demokrasinin formel yapıları korunurken, içerik ve işleyiş aşırı sağ tarafından sessizce dönüştürülmeye devam edecek. (Arkadaş)