Ergün ÖZALP
Gazeteler, dergi ve TV’ler hergün birçok istatistiksel rakam açıklıyor, birçok anket sonucu yayınlıyor. Bunlardan bilgilenmeye çalışıyoruz, fakat bu rakamların ne kadar doğru olduğunu, gerçek yaşamla örtüşüp örtüşmediğini; sorgulamıyoruz.
Son olarak yönetimi T.Erdoğan tarafından sıkça değiştirilen ve yalan üretim merkezine dönüşen TÜİK(Türkiye İstatistik Kurumu);Ekim ayında enflasyonun yıllık bazda yüzde 19.89 olduğunu açıkladı. Bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise, Ekim ayı enflasyonunu yıllık bazda yüzde 49.87 olarak açıkladı.Arada iki kattan fazla oransal fark var.Ayrıca cepleri boşaltılan yoksul kesimlere % 36 vergi artışıyla gelen zamlar bindirildiğinde yaşam çekilmez hale gelecek.Faşizan yönetimler geçmişten günümüze, devlete bağlı kurumlara ve insanların cehaletine yaslanarak algı yönetimi yaparken, rakamları çarpıtarak kullandılar. Bunların son ve en iyi bilinen örneği, Hitler ve Gobbels’ti, ama yalanlar ve sahte rakamlar onları kurtaramadı.Cephede ölen askerlerin sayısını, ülkedeki ekonomik çöküntüyü; propaganda aygıtıyla bir yere kadar gizleyebildiler.
İstatistiksel rakamlar görelidir.Rakamlar çarpıtıllmasa dahi, gerçeğe yakın bir durumu saptarlar.
İstatistik, kavramsal kök olarak, Latince statisticum collegium(=devlet konseyi), italyanca statista(devlet adamı,politikacı) kelimelerinden türemiştir.Üniversite yıllarımızda İstatistik kitaplarında, İstatistiğin, ‘Rakamlara yalan söyletme sanatı’ olduğunu öğrendik. Winston Churchill’in “Ben sadece kendim tarafından üzerinde oynanmış istatistiklere inanırım’ deyişi; ingiliz devlet adamı, Benjamin Disraeli’nin,’’Üç çeşit yalan vardır; basit yalan, kuyruklu yalan ve istatistik’’ deyişi, Sir Alex Ferguson’un ‘’ İstatistik mini eteğe benzer, çok şey gösterir ama asıl görünmesi gerekeni göstermez’’ deyişi; hafızalarmızdan silinmedi.. İstatistik, sadece faşizan yöneticilerin yalanlarını cilayarak sundukları bir alan değil, bilimsel araştırma ve tezlere, program, strateji ve taktiklere yardımcı olarak, doğru çıkarımlara hizmet eden bilimsel bir alandır. Doğanın, ülkelerin ve insanların fiziksel ve sosyal durumlarını belirleyen araştırmaların sayısal sonuçlarını yansıtırlar. Rakamlar bir simge olarak yaşam gereksinimlerini karşılamaktan doğdular.İlkin parmaklarını sayan atalarımız, daha sonra parmaklarla paralarını saymaya başladı.Ürettiği ürünün niceliğini ölçmek, alınacak verginin miktarını belirlemek, yıl sonu kârının muhasebesini tutmak, nesnelerin rakamsal sembollerle ifadesini gerektirdi. Bilimin çeşitlendiği günümüzde de istatistik; matematiğin ve ekonominin alt kolu olarak bilim dünyasında yerini aldı. Rakamlardan gelecek kestiriminde nasıl yararlandığınız; satrateji ve taktiklerinize , hedeflerinizi gerçekleştirecek güç ve iradenize de bağlıdır. Marx kapital’i yazarken, Lenin Rusya’da devrimin yolunu strateji ve taktiklerini belirlerken, emperyalizmi tahlil ederken; istatistiki verileri kullanmış, onları diyalektik ve mataryalist analize tabi tutarak; doğru sonuçlara ulaşmıştı.
İstatistik rakamaların karşılığı, ifade ettiği gerçeklik; yaşamdaki nesnelerdir nesnel dünyadır. Akşam pazaryerlerinde çöplükten yiyecek toplayanlar, elektrik ,su ve doğal gaz faturasını ödeyemediği için, elektriği suyu ve doğal gazı kesilenler; ailesine yiyecek götüremediği için intihar eden anne, babalardır. Doğru sonuçlara erişmek istiyorsak,salt rakamların içinde boğulup kalmadan; rakamların cilasını sıyırmalı, somut yaşamdaki karşılıklarını, kanlı canlı, somut insanı; gözönünde tutmalıyız. Söylem düzeyinde, örneğin ‘’Asgari ücret enflasyon oranında % 20 artırılsın ‘’,demekten ziyade ,‘’ Bir kilo kokmuş et fiyatı asgari ücrete hayır!’’ demek, daha öğreticidir.T.Erdoğan ve TÜİK yandaşları enflasyon ve işşizlik rakamlarını düşük göstererek, ‘büyüdük’ yalanını yayıyorlar. Fakat, yaşam savaşı veren, cebi delik yoksullar, sadece üç beş holdingin, devlet desteğiyle milyar dolarları servetlerine katarak büyüdüğünü, görüyorlar. Kriz ve yoksulluk dönemleri; algı yönetiminin ve aparat olarak kullanıldığı istatistiki rakamların da, iflas ettiği dönemlerdir.
İstatistikle gerçekleri çarpıtmanın yollarından biri ‘ortalama’ vermektir. Çöle gidecek saf birisine ortalama sıcaklık 25 derece derseniz, bu kişi de bavulunu ona göre hazırlarsa gece sıfır derecede donarken; gündüz 50 derecede yanmaktan korunamayacaktır. Söylediğiniz istatistik olarak doğru olduğu için, tezi savunmada sıkıntı çekilmez.Neden sonuç bağlantılarını tersine çevirmek.Örneğin gelir ve servet arasında bağlantıda yapıldığı gibi: geliri servetin ya da serveti gelirin kaynağı olarak göstererek;
artı- değer sömürüsü, yani zenginliğin gerçek kaynağı gizlenebilir. En saçma rakamlara virgülden sonra haneler ekleyerek, inandırıcılık kazandırma yoluna gidilebilir.
Özetle, bilimsel olan analiz ve olasılık hesapları, hesaplama teknikleri vardır.Şunun altı çizilmelidir, suçlu olan yalan söyleyen, aldatan rakamlar değil, bu rakamları keyfince kullanan, yalanına maske yapan eğemen sınıflar ve onların maaşlı, kadrolu elemanlarıdır. Farklı sınıfa mensup olanlar, aynı rakamlardan farklı sonuçlar çıkarır. Bu nedenle rakamlar ayrıca ele alınarak, yaşamda hangi karşılıklara denk düştükleri ,neyi ifade ettiklerini araştırılmalı ve rakamların desteklediği görüş, tez, analiz ve yorumlar sorgulanmalıdır.