Marx ve Engels’in Manifesto’su, tiyatroya uyarlandı.

 

ASOP Cenevre Halkların Dayanışma Derneği’nin organize ettiği Manifesto tiyatrosu, Cenevre Dernekler Evi’nde 19 Kasım 2022 tarihinde seyircisiyle buluştu. Oyuncu Cansu Fırıncı, Charlie Chaplin den esinlenerek seyir keyfi yüksek bir oyun sergiledi.  İngilizce ve Almanca altyazılı olarak sunum gerçekleşti. İkinci bölümde, yönetmen Harun Güzeloğlu ve oyuncu Cansu Fırıncı, seyircilerin sorularını yanıtladılar, moderatörlüğü ev sahibi olarak Ali Üregen yaptı.

Marx ve Engels’in muhteşem eseri Manifesto, ilk kez anlaşılır bir dilde tiyatro sahnesinde seyircisiyle buluştu. Metnin temel tartışması olan “ezenler” ve “ezilenler” arasındaki kavga, oyunda konu ediliyor.. Çokuluslu şirketlerin doyumsuzluğu, anlaşılır bir şekilde oyunda sergileniyordu. Dünyamızın, Uluslararası şirketlerin para kazanma hırsı yüzünden yaşanılmaz hale geldiğini; oyunda net bir şekide görüyoruz. İş koşularının daha da kötüleştirildiği, haksızlıkların diz boyu olduğu, işçinin emekçinin ve üretenin sıkboğaz edilmesi; bu oyunda sergileniyordu. İnsanlığın bu sömürüyü hak etmediği mesajı, oyuncu tarafından ustaca seyirciye aktarıldı. Kapitalizm dünyayı bir felakete doğru sürüklerken, tiyatronun olanaklarını kullanmak;  Manifesto’nun hazırlanıp Avrupa’ya kadar getirilip seyircisiyle buluşturulması, önemli bir başarıdır. Emeği geçen kurum kuruluş ve kişilere başarılarının devamını dileriz.

Manifestoyu çeviren G. Goğan Görsev, uyarlayan, yöneten Harun Güzeloğlu,  ve oynayan Cansu Fırıncı, metin danışmanı Aydemir Güler, müzik Dengin Ceyhan, kareografi Gülgün Nural, kostüm Nazan Celebci (Zeze), ışık tasarım Yüksel Aymaz, görsel tasarım Orçun Kaya ve yönetmen asistanı Şilan Ecem Gül.

Tiyatro oyunu sonrasında, bizimle kısa bir röportaj yapmayı kabul eden  oyuncu Cansu Fırıncı ve yönetmen Harun Güzeloğlu’ya teşekkür ederiz.

 Cenevre’ye hoşgeldiniz, Arkadaş Gazetesi okurlarımız sizi tanıyabilirmi?

Ben Cansu Fırıncı, tiyatro,sinama ve dizi oyuncusuyum. Aynı zamanda biraz kalemimde var, edebiyat alanlarında üretimlerde bulunuyorum, Türkiye’de yaşıyorum, kısacası bu.

 Daha önce Avrupa’ya  veya yurtdışı turnelerine çıktınız mı?

Hayır ilk defa çıkıyorum. Almanya Berlin’de bu tiyatroyu seyircisiyle buluşturduk, dün akşam Berlin’de sahne aldık ve yorgun bir şekilde de olsa, bu akşam burada Cenevre’deki seyircimizlede bu tiyatro oyununu buluşturduk.

Kaç yıldır tiyatro ve sanatla  uğraşıyorsunuz?

1999’dan bu yana, 23 yıldır.

 İşçilerin, emekçilerin ve üretenlerin sorunlarını anlaşılır bir dilde çok iyi bir şekilde anlatınız. Bu tür tiyatroların, emekçilerle  daha çok buluşması için ne tür girişimleriniz olacak? Manifesto seyircisini  Türkiye’de yeterince bulabiliyormu?

Manifesto bir tiyatro  metni değil, tiyatroya uyarladık, Manifesto, örgütlü kesimlerin sahip çıkmasını gerektiren bir oyun, yani Türkiyedeki sosyalist siyasi partilerin, sendikaların, emek hareketinin, demokratik toplum örgütlerinin ve demokratik kitle örgütlerinin bu oyuna sahip çıkması gerekiyor ki ; Manifesto, geniş kesimlerle buluşabilsin. Bu bağ kurulamadığı takdirde Manifesto, biraz böyle topal yürüyebilir. Biz bu kurumlara çağırıda bulunduk, ‘’Manifesto’yla bağ kurun ve işçilerle emekçilerle buluşturulmasına destek sunun’’ dedik, ama henüz olumlu bir yanıt almadık, bizim elimizden gelen bu.

Bu denli ağır bir konuyu, uygun ve kolay bir dil kulanarak halk diliyle seyirciye anlatıp ve anlamalarını sağlamanızı neye borçlusunuz?

Bu soruyu Harun hacam cevaplasın dilerseniz.

Tabii ki, aynı zamanda yönetmenimiz Harun Güzeloğlu’nu okurlarımız tanımak ister.

Merhaba, ben Harun Güzeloğlu, tiyatro yazarlığı ve yönetmenliği yapıyorum. Tiyatroya Ankara Sanat Tiyatrosu’nda Ankara’da başladım, daha sonra birçok tiyatro topluluğunda oyunculuk yaptım yönetmenlik yaptım, sahne tasarımı yaptım, bir süredirde oyun yazıyorum ve dil-tarih kuran bölümünde okudum. Sorunuza gelince, Ankara Sanat’ta başladığımız ve genç arkadaşlarımızla kurduğumuz sokak tiyatrosu topluluğundan edindiğimiz tecrübeler.. Sokak tiyatrosu, anlık sokakta yürüyen insanlara çok kolay ve kısa sürede anlatma çabalarıyla kurgulanan bir dramatolojiye ve yapıya sahip. Sonrasında Ankara Ekim Tiyatrosu’nda halk tiyatrosunun çok önemli oyuncularıyla çalıştım ve altı yıl Türkiye’de turne yaptım ayrıca yerli biçimler, gölge oyunu hatta orta oyunu ve politik kabare üzerinede çalışmalar yaptım. Tüm bunlar, Manifesto metnine doğru geldiğimizde oralardan edindiklerim işi biraz kolaylaştırdı. Çünkü kafamda gerçekten hep bunu en kolay nasıl anlatabilirim, en anlaşılır nasıl anlatabilirim ve seyir keyfi yüksek nasıl anlatılıra kafa yordum, zaten dili çok ağır bir metin, herbir sözün anlaşılabilmesi, o tarihsel sürecin idrak edilebilinmesi vs. zor bir metin. Bunu olabildiğince halk tiyatrosu gelenekleri diyebileceğimiz, o biçimlerle birleştirmenin bir yolunu aradım ve ortaya sade, seyirci keyfi yüksek bir oyun çıkmış oldu. Politik tarafını anlamaya gelince, evet yani ben 1993’den buyana sol sosyalist hareketlerin yanında içinde bulundum, eylemlerde bulundum, hiçbir, 1 Mayıs’ı kaçırmamışımdır. Marxist Leninist litaratür okudum, devrimci kitapları okudum, bir oyun yazarı olarak işim gereği de bütün insanlık tarihini bilmek, yapabildiğimce ulaşmaya ve ne varsa okumaya çalıştım. Kendimi zorunlu ve sorumlu olduğumu düşündüğüm içindir ki, böyle olumlu bir sonuç çıktı.

Benzer bir soruyu sizede soralım, işçi ve emekçileri bu tür tiyatro oyunlarına nasıl yönlendirebiliriz?

Şöyle bir açıklık getireyim, mavi yakalılar, öğrenciler ve emekçiler artık tiyatro salonlarının olmadığı semtlere itildi. AKP, kent merkezinde işçileri bir nevi kovaladı, emekçilerin olduğu semtlerde tiyatro ve salonlar yok. Şehir merkezinde beyaz yakalılar kaldı, onlar zaten bizim oyunlara ilgi duymazlar. Ayrıyeten tiyatro izlemek, bir işçi ailesine pahalıya da geliyor, işçi ücretleri Türkiye’de gittikçe kötüleşiyor. Bir işçinin üç kişilik bir ailesiyle bir tiyatro oyununa gitmesi, hele de özel bir tiyatro oyununa gitmesi çok mümkün değil. Bir de patronlar, işçinin canını çıkartıyorlar, yorgunluktan halleri kalmıyor.

İşçilerin aidat ödedikleri sendikaları, DİSK gibi sendikalar, üyelerine veya üyelerinin çocuklarına yılda bir veya iki defa da olsa tiyatro biletlerinin ücretlerini ödeyemiyorlar mı?

Eskiden 90’lı yıllarda oluyordu, bu tür olanakları artık çoğu sendikalar yapmıyor. Daha ziyade popüler kültür hastalığı, her yeri sarıp sarmış vaziyette. Popüler kültüre yönelme var, müzik, konser düzenliyorlar. Biz bu Manifesto oyununu 2021’de yaptık, şu ana kadar DİSK’in Manifesto’yu işçilerle buluşturması için bir çabası olması gerekiyordu, ama olmadı. Kültür sanat özelinde, özellikle taraflı oyunlardan emekçiler uzaklaştırılıyor. Bu belki, işçilerin gerçekleri öğrenmelerini istememelerinden de olabilir.

Okurlarımıza başka vermek istediğiniz bir mesaj veya eklemek istedikleriniz var mı?

Biz Manifesto dışında da üretimleri olan bir topluluğuz işte: Taranta Babu var, İranlı şairin hayatı, Nazım Hikmetin şiiri. Ahker projemiz var. Metin Altıok’un hayatı ilk defa sahneye yine yönetmenimiz Harun Güzeloğlu tarafından uyarlandı, önümüzdeki sezon onun ilkini yapacağız. Eğer Türkiye’de şartlar tepetaklak gitmezse, elverirse üretimlerimizi devam etireceğiz. Avrupalı seyircilerimizle oyunlarımızın buluşmasından mutluluk duyarız, sonuçta tiyatro insanlık için üretilen bir sanat, yalnızca bir ulusa seslenen bir sanat değil. Tiyatro evrenseldir. Almanya’da yunanlılar Manifesto’yu seyrettiler, Almanlar seyretti, çok sevdiler, yurtdışında yaşıyan türkiyeli yurttaşlar oyunu çok sevdiler. Sizleri tekrar tekrar ziyaret etmeyi çok isteriz.

Talep olduğunda Manifesto veya başka oyunlarınızla gelip tekrar oynayabilirmisiniz?

Tabii ki çok mutlu oluruz, çok isteriz; Manifesto, Taranta Babu, Furuyla gelebiliriz. Derya Günaydın oynuyor, başka oyunlarımızda olabilir. Biz dört kişi geldiğimizde üç oyunla gelip oynayabiliyoruz. Türkiye’den  çok kişiyle gelirsek hareket alanımız kısılıyor ve masraflıda oluyor. Tek kişilik Oyunlarımızla küçük bir arabayla turne yapabiliyoruz. On kişilik bir oyun yaptığınızda, bir yarım otobüs tutmak zorundasınız, hepsi maliyetlerle ekonomik koşullarla ilgili.

Bize ayırdığınız zaman için tekrardan teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Ali Korkmaz 19 Kasım 2022, Cenevre

E-Mail a.korkmaz@bluewin.ch