İsviçre’nin düşük işsizlik oranları, birçok kişi tarafından hayranlıkla izleniyor. İsviçre dışından gelip çalışanların bir kısmı bu durumu, kendi ekonomik istikrarlarının bir temeli olarak bile görüyor. Ancak bu algı, gerçekte bir yanılsama olabilir. Bunun nedenini anlamak için biraz derine inmek gerekiyor.
Fransa’da, Ulusal İstatistik ve Ekonomik Çalışmalar Enstitüsü (INSEE), işsizlik oranlarını Cenevre merkezli Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (BIT/ILO) kriterlerine göre hesaplıyor. ILO, dünya çapında işsizlik oranlarını belirlerken, temsili nüfus örnekleri üzerinde anketler yapıyor ve işsizliği şu kriterlerle tanımlıyor:
* Son bir hafta içinde hiç çalışmamış olmak,
* Önceki ay içinde aktif bir şekilde iş aramış olmak veya
* Üç ay içinde başlaması kesinleşmiş bir işi bekliyor olmak.
Ancak İsviçre’de, işsizlik oranları İsviçre Ekonomi Sekreterliği (SECO) tarafından belirleniyor ve yalnızca Bölgesel İş Bulma Merkezleri’ne (ORP) kayıtlı olanları kapsıyor. Bu yaklaşım, ILO’nun uluslararası standartlarına göre önemli bir fark yaratıyor; zira işsiz olmasına rağmen ORP’ye kayıtlı olmayan kişiler bu istatistiklerin dışında bırakılıyor. Buna, işsizlik sigorta süresi dolmuş olanlar da dahil.
İsviçre, ILO kriterlerine göre hesaplanan işsizlik oranlarını da biliyor ve bu veriler Federal İstatistik Ofisi (OFS) tarafından üç ayda bir yayımlanıyor. Ancak kamuoyunda ve uluslararası karşılaştırmalarda, resmi olarak SECO’nun verileri kullanılmaya devam ediyor. Bu durum, İsviçre’nin işsizlik oranlarını komşu ülkelerle kıyaslarken avantajlı bir konumda görünmesine neden oluyor.
2024 yılının ilkbaharında, Fransa’nın işsizlik oranı %7,3, Almanya’nın %3,2 olarak açıklanırken, İsviçre’nin oranı SECO’ya göre %2,3’tü. Ancak OFS’nin BIT kriterlerine dayalı verilerine göre bu oran gerçekte %4,2 idi.
CENEVRE ÖRNEĞİ VE BÖLGESEL
FARKLILIKLAR
Cenevre, işsizlik konusundaki bölgesel farkların en çarpıcı örneklerinden biri. SECO verilerine göre Cenevre’deki işsizlik oranı Temmuz 2024’te %4,3 olarak açıklanmıştı. Aynı dönemde Vaud kantonunda bu oran %3,6, Valais’de %2,4, Basel-Campagne’da ise %1,8’di. Ancak ILO yöntemine göre hesaplandığında, Cenevre’deki gerçek işsizlik oranının %7,8 olduğu tahmin ediliyor. Transfrontalier İstatistik Ofisi’ne göre ise bu oran %10’a kadar çıkabiliyor.
Bu oranlar, Cenevre’nin işsizlik oranını, sınır komşusu Fransız bölgeleri Ain (%5,7) ve Haute-Savoie (%5,5) ile karşılaştırıldığında, daha kötü bir durumda gösteriyor. Bu durum, İsviçre’nin genel işsizlik tablosundan oldukça farklı.
İŞSİZLİKTE YAPISAL SORUNLAR
Cenevre’deki yüksek işsizlik oranları, istihdam yaratımının eksikliğinden değil, iş gücü talebi ile yerel nüfusun becerileri arasındaki uyumsuzluktan kaynaklanıyor. Özellikle sağlık sektörü gibi yüksek nitelikli eleman gerektiren alanlarda, bu fark daha belirgin hale geliyor. Bu sektörlerde çalışan birçok kişi sınır ötesinden geliyor.
Cenevre, bu yapısal sorunu çözmek için eğitim yatırımlarına yeterince ağırlık vermiyor. Uzun vadeli ve maliyetli bir çözüm olan eğitim reformları yerine, genellikle komşu ülkelerden nitelikli iş gücü ithalatına yöneliyor. Bu durum, Cenevre ekonomisinin dış iş gücüne olan bağımlılığını artırıyor.
İsviçre’nin düşük işsizlik oranları, hesaplama yöntemlerindeki farklılıklar nedeniyle yanıltıcı olabilir. SECO’nun dar kapsamlı verileri, işsizliğin yapısal sorunlarını maskelemekte ve uluslararası karşılaştırmalarda İsviçre’ye haksız bir avantaj sağlamaktadır. Özellikle Cenevre gibi bölgelerde, iş gücü piyasasının ihtiyaçları ile yerel halkın becerileri arasındaki boşluğu kapatmak için daha fazla yatırım ve uzun vadeli planlama gerekiyor.
Bu gerçekler göz önüne alındığında, İsviçre’nin ekonomik başarı hikâyesini değerlendirirken, kullanılan istatistiklerin ardındaki yöntemleri anlamak büyük önem taşıyor.
(Arkadaş)