2024 yılı, işçiler için bir kez daha iş kayıplarının yoğun olarak yaşandığı bir yıl oldu. Artan işten çıkarmalar, piyasaya sürülen esnek istihdam politikaları ve neoliberal saldırılar sonucunda, özellikle 50 yaş üstü çalışanlar işsizlik cenderesinde sıkışıp kaldı.
Bir taraftan nitelikli iş gücü ihtiyacının kesinlikle giderilmesi gerektiği söylenip yanı sıra da bir çok sektörde kitlesel işten çıkarmaların yaşanması, sermayenin işgücünün ucuzlatılması girişimlerinin ayrılmaz bir paçası durumunda.
TÜM SEKTÖRLERDE İŞTEN ÇIKARMALAR ARTIYOR
Von Rundstedt adlı outplacement (yeniden yerleştirme) şirketinin 2025 İşgücü Piyasası Barometresi raporuna göre ise, bu türden işten çıkarmalar artık tüm sektörlere yayılmış durumda.
Finans ve ilaç endüstrisi gibi geleneksel olarak yüksek kazanç sağlayan sektörler en büyük darbeyi alsa da, daha önce ‘geleceğin sektörü’ olarak pazarlanan bilişim sektörü dahi kitlesel işten çıkarmalarla sarsıldı.
Özellikle yüksek teknoloji alanında büyük bir sarsıntı yaşanıyor. Örneğin, Argau kantonundaki Aveniq firması geçtiğimiz hafta 40 çalışanını işten çıkardığını açıkladı. Bu da dijital dönüşüm söylemlerinin gerçekte işçi kıyımı ve esnek çalıştırma politikalarının bir kılıfı olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Ancak işten çıkarmaların artmasına rağmen, sermaye çevreleri iş gücü piyasasında ‘denge’ olduğunu iddia ediyor. Von Rundstedt CEO’su Pascal Scheiwiller, iş gücü piyasasında hareketlilik olduğunu, özellikle genç çalışanların kolayca iş bulduğunu öne sürüyor. İş arama süresinin 6,1 aydan 6,0 aya düşmesi ise, bu dengenin sadece genç ve esnek çalışmaya razı çalışanlar için geçerli olduğunu gösteriyor. Diğer yandan Neoliberal sistem, iş gücünü sürekli olarak güvencesiz ve düşük maaşlarla çalışmaya mahkûm etmeye devam ediyor.
İsviçre’de resmi işsizlik oranı Aralık 2024 itibarıyla %2,8 olarak açıklandı. Bu oran, bir önceki yıla göre %0,5 artış gösterdi. Ancak resmi rakamlar, eksik istihdamı, düşük ücretli ve güvencesiz işleri göz ardı ettiği için gerçeği tam olarak yansıtmıyor. İşsizlik oranlarının düşük görünmesi, işçilerin kötü çalışma koşullarını kabul etmek zorunda bırakılmasıyla sağlanıyor.
50 YAŞ ÜSTÜ ÇALIŞANLAR İÇİN KRİZ
DERİNLEŞİYOR
Ne var ki, iş gücü piyasasındaki bu ‘denge’ herkes için geçerli değil. 50 yaş üstü işçiler için iş bulma süresi 2023’te 6,6 ay iken, 2024’te 7,4 aya çıktı. Daha yaşlı işçilerin iş bulmakta zorlanması, emek piyasasının genç, esnek ve düşük ücretli iş gücü talebiyle şekillendiğini gösteriyor.
Von Rundstedt’e göre, 50 yaş üstü çalışanlar iş bulduklarında da ciddi maaş kayıplarına uğruyor. 50 yaş üstü çalışanların işten çıkarılmalarının ardından maaşlarının ortalama %14’ünü kaybederken, 40-50 yaş aralığındaki işçilerin maaşları sabit kaldı. 30-40 yaş arasındaki çalışanların ise maaşlarında ortalama %5 artış görüldü. Bu veriler, yaşlı çalışanların kapitalist piyasa tarafından sistematik olarak değersizleştirildiğini ve iş gücü piyasasının yalnızca esnek, güvencesiz ve düşük maliyetli emeği teşvik ettiğini gösteriyor. Örneğin emeklilik yaşının giderek yükseltilmesi, işçilerin daha uzun süre düşük ücretle çalıştırılmasına neden oluyor. (Arkadaş)