İRAN’DA GEÇEN YIL YAKLAŞIK 1000 KİŞİ İDAM EDİLDİ

2024 yılında İran’da en az 975 kişi idam edildi. Bu, İran İslam Cumhuriyeti’nin siyasi baskı aracı olarak idam cezasını “korkunç bir şekilde tırmandırdığını” gösteren bir durum. Norveç merkezli İran İnsan Hakları (IHR) örgütü ve Fransız sivil toplum kuruluşu Ensemble contre la peine de mort (İdam cezasına karşı birlikte)’un (ECPM) 20 Şubat günü yayımladığı rapora göre, rejim her gün ortalama beş ila altı insanı idam ediyor.
HALKA KARŞI SAVAŞIN BİR ARACI
Rapora göre, 2024’te idam edilenlerin 31’i kadındı, 4 kişi ise kamuya açık bir şekilde asıldı. Toplam sayı 2023’e kıyasla %17 artarken, sivil toplum örgütleri açıklanan verilerin gerçek idam sayılarını yansıtmadığına dikkat çekiyor. Zira İran’da gerçekleştirilen infazların %90’ı devlet tarafından duyurulmuyor. Ayrıca, en az 40 idam vakası, güvenilir kaynaklarla teyit edilemediği için rapora dahil edilmedi. İdam edilenler arasında, suç işlendiğinde reşit olmayan kişiler de bulunuyor. Örneğin, 16 yaşındayken cinayet suçlamasıyla tutuklanan Mehdi, yıllarca cezaevinde tutulduktan sonra 22 yaşına geldiğinde, Eylül 2024’te idam edildi. IHR Direktörü Mahmood Amiry-Moghaddam, “İran halkı, rejim için en büyük tehdidi oluşturuyor ve idam cezası, bu tehdide karşı en etkili baskı aracı olarak kullanılıyor” diyerek, devletin infazları halkı sindirme politikalarının bir parçası olarak sistematik biçimde kullandığını vurguluyor.
İran, 1979’daki İslam Devrimi’nden bu yana şeriata dayalı bir yargı sistemini sürdürüyor ve her yıl Çin’den sonra en fazla idam cezası uygulayan ülke konumunda bulunuyor. Rejim, uyuşturucu suçları, cinayet ve tecavüz gibi gerekçelerle idam cezasını uygulasalar da, birçok infaz “yeryüzünde fesat çıkarmak” ya da “isyan” gibi muğlak suçlamalarla gerçekleştiriliyor. Bu tür suçlamalar, genellikle muhalifleri ve sistem karşıtı aktivistleri hedef almak için kullanılıyor.

MUHALİFLERE GÖZDAĞI
İran’da 2022’de Mahsa Amini’nin başörtüsü kurallarına uymadığı gerekçesiyle gözaltına alınıp öldürülmesinin ardından başlayan “Kadın, Yaşam, Özgürlük” hareketine katılanlardan en az 10 kişi idam edildi. 2024 yılı içinde de iki aktivistin infazı gerçekleştirildi. Şu an en az 13 muhalif, idam edilme tehdidiyle cezaevinde tutuluyor.
İnfazların büyük çoğunluğu hapishanelerde ve gizli bir şekilde gerçekleştiriliyor. Ancak, halkın gözünü korkutmak amacıyla zaman zaman kamuya açık idamlar da yapılıyor. Sanıkların avukatlarına erişim hakkı çoğunlukla engellenirken, birçok davada sanıkların “itirafları” sistematik işkenceyle alınmış oluyor. Raporda, psikolojik ve fiziksel işkencenin İran yargı sisteminde yaygın olarak kullanıldığı ve mahkemelerin bu itiraflara dayanarak karar verdiği belirtiliyor.

BASKIYA KARŞI DİRENİŞ
İran rejimi, idamları kullanarak toplumu sindirmeye çalışsa da, baskıya karşı direniş giderek artıyor. 2022 ve 2023 yıllarında milyonlarca insanın katıldığı protestolar, rejimin meşruiyet krizini derinleştirdi. Baskıya rağmen sokak hareketleri ve insan hakları savunucuları, İran’da özgürlük ve adalet mücadelesini sürdürmeye devam ediyor.
Ancak uluslararası toplumun sessizliği ve Batılı devletlerin İran’la ticari ve diplomatik ilişkilerini sürdürmesi, rejimin bu tür insanlık dışı uygulamaları rahatça sürdürmesine olanak tanıyor. İran halkı yalnız bırakıldıkça, baskı politikalarının şiddeti de giderek artıyor.
İdam cezalarının bu denli yaygınlaştığı bir ülkede, temel insan haklarının her geçen gün daha da büyük bir tehdit altında olduğu açık. Ancak, İran halkının adalet ve özgürlük mücadelesi devam ettikçe, rejimin baskı mekanizmalarının sonsuza kadar süremeyeceği de ortada. (Arkadaş)