İNŞAAT SEKTÖRÜ TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İŞÇİLERE NE VAAT EDİYOR?

Metin ALAN

İsviçre inşaat sektöründe çalışan yaklaşık 70.000 işçi için 2025 yılına yönelik maaş artışı kararı alındı. Adına sosyal ortaklık dedikleri işçi ve işveren temsilcileri arasında uzlaşmayla sonuçlanan bu düzenleme, beklentileri ne ölçüde karşılıyor? Yapılan %1,4’lük maaş zammı ve erken emeklilik yaşının 60 olarak korunması, işçiler için yeterli bir kazanım mı, yoksa işverenlerin daha büyük tavizler vermekten kaçındığı bir orta yol mu?

ZAM YETERLİ Mİ?
Yapılan %1,4’lük maaş artışı, işçilerin aylık gelirine ortalama 85 CHF ekleyecek. Ancak bu artış, yüksek yaşam maliyetleriyle mücadele eden işçiler için ne kadar anlamlı? İsviçre gibi yüksek gelirli bir ülkede, özellikle de temel tüketim ürünlerinin fiyatlarının arttığı bir dönemde, bu zam oranı alım gücünü gerçekten koruyabilecek mi?
Sendika temsilcileri, bu anlaşmanın mevcut alım gücünü koruduğunu savunuyor. Ancak ekonomideki olumsuz gidişat, istatistiksel manipülasyonlar ve evdeki hesabın çarşıdaki hesaba uymadığı bir realitede, bu tür artışlar yalnızca resmi enflasyon rakamları karşısında kayıpları sınırlamakla kalıyor ve işçilerin yaşam standartlarında gerçek bir iyileşme sağlamıyor.

ERKEN EMEKLİLİK HÂLA TEHDİT ALTINDA
Anlaşmanın bir diğer dikkat çeken unsuru, erken emeklilik yaşının 60 olarak korunması. İşverenlerin katkı oranı %0,5 artırılarak %6’ya çıkarıldı, ancak tam emeklilik maaşı alabilmek için gerekli katkı süresi 15 yıldan 20 yıla yükseltildi. Bu, özellikle geçici işçiler ve düzensiz çalışmak zorunda kalanlar için büyük bir darbe. Örneğin, kış aylarında iş bulamayan geçici işçiler, prim ödeyemedikleri yıllar nedeniyle düşük emeklilik maaşı alacak. İşverenlerin erken emeklilik fonuna %0,5 oranında daha fazla katkı yapacak olması ilk bakışta olumlu bir gelişme gibi görünse de, emeklilik maaşı alma şartlarının ağırlaştırılması işçiler için ciddi bir geri adım anlamına geliyor: Bu durum, özellikle inşaat gibi fiziksel olarak zorlu bir sektörde çalışanlar için ciddi bir engel oluşturabiliyor. İşçilerden daha uzun süre çalışmaları beklenirken, bu düzenlemenin sendikalar tarafından “güvence” olarak tanımlanması ne kadar doğru?
Öte yandan erken emeklilik yıllarında yaşlılık fonu (LPP/BVG) katkılarının kaldırılması, işçilerin ikinci sütun maaşlarında kayıplara yol açacak. Bu durum, birçok işçinin emeklilikte gelir kaybı yaşamasına neden olacak.
İşçilerin, son yıllarda artan yaşam maliyeti karşısında enflasyon farkını bile alamadığı bir ortamda, erken emeklilik haklarının bu şekilde budanması büyük bir tepkiye yol açtı. Bazı Unia sendikası temsilcileri, bu anlaşmaya şiddetle karşı çıktıklarını açıkladılar bile. Örneğin, sağlık sigortası primleri son üç yılda %30 artmışken, işçilere bu farkın ödenmemiş olması ciddi bir adaletsizlik olarak görülüyor.
Anlaşmanın en tartışmalı noktalarından biri de, erken emeklilik fonunun uzun vadede sürdürülebilirliğini sağlama yükünün işçilere devredilmesi ihtimali. Şu an için işverenler %0,5 daha fazla katkı yapacak olsa da, gelecekteki olası mali açıkların tamamen işçilere yükleneceği açıkça belirtiliyor. Bu durum, anlaşmanın işverenler için kısa vadeli bir rahatlama sağlarken, işçilerin uzun vadeli haklarından feragat etmesi anlamına geliyor.

ÇALIŞMA SÜRESİ TARTIŞMA KONUSU
Unia Sendikası’nın inşaat sektörü konferansında, işçilerin gelecekte çalışma süresinin azaltılmasını talep ettiği vurgulanmıştı. Özel yaşam ile iş arasındaki denge, güvenli ve sağlıklı çalışma koşulları gibi öncelikler belirlenmiş olsa da, bu taleplerin somut bir şekilde ele alınması gerekiyor. Ancak, sendikalar ve işverenler arasında gelecekte bu konularda daha sert tartışmalar yaşanması muhtemel görünüyor. Zira inşaat sektöründeki işçilerle ilgili sendikalarca atılacak her adim sadece inşaat işçilerini değil tüm İsviçre işçi sınıfını etkileyecek bir özelliğe ve kapsama haizdir. Çünkü işçi yoğunluğu ve kapsamı nedeniyle diğer sektörlerdeki işçi ve işveren taraflarının birbirlerine karşı nasıl konumlanacaklarını etkileme özelliği taşımaktadır.

PROTESTOLARIN ROLÜ
Sendika temsilcileri, şantiyelerde düzenlenen protestoların müzakere sürecinde önemli bir etkisi olduğunu belirtiyor. Ancak bu protestoların ardından varılan anlaşmanın, işçilerin hakları açısından ne kadar tatmin edici olduğu tartışmaya açıktır. Bu durum, özellikle 2025’te yenilenecek Ulusal Sözleşme görüşmelerinin ne kadar çetin geçeceğine dair bir ipucu sunuyor.

UZLAŞMA STRATEJİSİ
Yapılan zam ve erken emeklilik düzenlemeleri, işverenler ve sendikalar arasında bir uzlaşma olarak sunuluyor. Ancak bu “uzlaşma” işçiler için gerçek bir zafer mi, yoksa yalnızca mevcut durumu koruma çabası mı? İşçilerin talepleri ve beklentileri göz önüne alındığında, müzakerelerin yeterince ileri gitmediği yönündeki eleştiriler güçleniyor.
Bu tavizler karşısında önümüzdeki yıl yapılacak müzakerelerde işverenler, çalışma süresi, ücretler ve diğer sosyal haklar konu başlıklarını daha keskin bir şekilde gündeme getirebilir. İşçilerin kazanımlarını artırmak için sendikaların diyalogcu veya uzlaşmacı değil daha etkili bir strateji izlemesi gerekecek gibi görünüyor. Üyelerinin üretimden kaynaklı gücüne dayanan ve bu gücü harekete geçirmede tereddüt etmeyen bir sendikal mücadele bu stratejiye uygun bir strateji olacaktır.
Bu anlaşmayı, işçilerin mevcut haklarını korumak bir yana, uzun vadede ciddi kayıplar yaşamalarına neden olabilecek bir uzlaşma olarak değerlendirmek daha objektif bir yaklaşım olacaktır. Ancak sendikalar bu artışı, işçilerin temel haklarının budanmasının bir mazereti (bir teselli) olarak sunmaktadır. İşçilerden gelecekteki mali açıkların bedelini ödemeleri beklenirken, işverenlerin katkıları neden sınırlı tutuluyor? Bu sorular haklı olarak, işçiler arasında anlaşmanın gerçek anlamda adil olup olmadığının sorgulanmasına neden olacaktır.
Sonuç olarak, bu anlaşma işçiler için bir kazanımdan çok, uzun vadede hak kaybını meşrulaştıran bir düzenleme gibi görünüyor. İşçilerin haklarının korunması ve daha adil bir sistemin oluşturulması için sendikaların daha güçlü bir duruş sergilemesi, önümüzdeki yıl yapılacak olan ulusal toplu iş sözleşmesinin kazanımlarla imzalanmasını güvence altına alacaktır.