Film Analizi: The Good Boss (orijinal adıyla El buenpatrón)

Mükemmel patron unvanını kazanmak

 TheGoodBoss (orijinal adıyla El buenpatrón), FernandoLeón de Aranoa tarafından yazılıp yönetilen ve başrolünde Akademi Ödüllü JavierBardem’in olduğu 2021 yapımı İspanyol komedi filmidir. 41. İstanbul Film Festivali kapsamında Türkiye’de de gösterimi yapılan film, dünya genelinde seyirciler tarafından büyük ilgi gördü.

Film; bir aile şirketi olan ve endüstriyel terazi imalatı yapılan Básculas Blanco Fabrikası’nın patronu Julio Blanco’nun (JavierBardem), şirketine mükemmeliyet ödülü kazandırmak için gösterdiği çabayı ve bu yolda başından geçenleri konu olarak işlemektedir. Herkes tarafından iyi, karizmatik ve çekici bir patron olarak kabul gören patron, her yönden örnek teşkil eden bölgesel bir fabrika için gıpta ile bakılan “Mükemmellik Ödülü” için yarışıyor. Blanco, ödül komitesinin ziyaretininyaklaştığı haftanın çok önemli olduğunu biliyor. Son derece samimi konuşan ve sürekli çalışanlarına “Biz bir aileyiz!” vurgusu yapan Blanco, çalışanların saygısını kazanmış ve şirkette gerçekten de “Baba” figürü olarak görülen bir karakter imajı çizmektedir. Hatta bu şirkette öyle bir aile havası vardır ki, kendini geliştirmek için başka bir yerde çalışmaya başlayacak olan ve şirketten ayrılacak bir çalışan, ayrılacağı için gözyaşlarına hâkim olamaz, duygulanır.Ancak görünüşte kusursuz olan fabrikada her şey birdenbire altüst olur: İşten atılan bir işçi çocuğuyla birlikte hakkını aramak için fabrikaya geliyor ve işe geri alınmak için yalvarıp yakarıyor fakat kesinlikle olumlu bir dönüt alamıyor. Böylece fabrikanın kapısının önünde greve başlıyor.İşçi, çocuğuyla birlikte “şiirsel” sözlerin yazılı olduğu pankartlar açarak fabrikanın önünde yüksek sesle protesto gösterisi yapar; bir ustabaşı, karısının sadakatsizliği yüzünden tüm üretimi riske atar; Blanco’nun genç bir stajyeri baştan çıkarma girişimleri ummadığı bir hâl alır… Patron, ödülü kazanmak istiyorsa tüm bunları bir an önce yoluna koymak zorundadır. Günler geçtikçe bunu kendi yöntemleriyle yapar ve sonunda “iyi bir patron” olarak gerçek yüzünü ortaya koyar.

İspanyol sinemacı FernandoLeón de Aranoa, işsizlik, işten çıkarmalar ve bir tersanedeki toplumsal mücadeleyi ele alan “Güneşte Pazartesi” filminden yirmi yıl sonra, iş dünyasını ele alan yeni bir filmle izleyicilerinin karşısına çıkıyor.Tek bir hafta içinde geçen hızlı tempolu senaryosu, mükemmel kurgulanmış rahatsız edici diyalogları ve JavierBardem’in başrolünde olduğu oyuncu kadrosuyla “El buenpatrón” filmi karanlık, alaycı ve eğlenceli bir komedi.Ama aynı zamanda bu ölçekteki bir fabrikanın yönetiminin etik olup olmadığı sorusunu da gündeme getiriyor.

Kendisini çalışanlarına anlayışlı bir baba gibi sunan ama gerçekte baskıcı ve otoriter bir tavırla hareket eden bu kahramanla yönetmen ve senarist, kendi ifadesiyle, “şirketin verimliliğini artırmak için isçilerinin özel hayatlarına utanmadan karışan, tüm etik çizgileri aşan ve geri dönüşü olmayan karizmatik bir karakter” sunuyor. Kaba ve alaycı bir tavırla, örneğin “işten çıkarma “dan değil, “teşvik “ten söz etmektedir. Ve nüfuzunu kullanarak basını ve politikacıları kendi çıkarları doğrultusunda manipüle etmekten çekinmiyor.

Komik konusuna rağmen, “El buenpatron” düşündürücü bir film ve film yapımcısının analiz ettiği gibi, “dayanışma, etik ya da kamu yararı gibi modası geçmiş kavramların istihdam haritasından silinerek yerlerini kâr ve güvencesizlik mantığına bıraktığı bir dönemin, çalışma ilişkilerinin kişiliksizleşmesinin ve bozulmasının bir portresi”. İzlenmeye değer kaçırılmaması gereken bir film! (Arkadaş)