FİLİSTİN KONUSUNDA ÇİFTE STANDARTA DEVAM

7 Ekim 2023’ten bu yana devam eden İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırıları ve yok etme politikasına karşı İsrail yanlısı politikasını sürdüren İsviçre yönetimi, İsrail devletinin uluslararası hukuk ihlalleri karşısında ise sessizliğini korumaya devam ediyor.
Almanca konuşulan başlıca kentlerde Gazze’de barış lehine yapılan gösterilerin bastırılması, UNRWA’ya verilen fonun kesilmek istenmesi ve Hamas’ın yasaklanmasına yönelik benzeri görülmemiş bir yasa tasarısı katliamlara verilen desteğin iç politikadaki örnekleri.

Konfederasyon bugün resmi olarak Gazze’de derhal ateşkes sağlanmasını ve rehinelerin serbest bırakılmasını talep ediyor ve BM Güvenlik Konseyi’nde de tarafları uluslararası hukuka saygı göstermeye çağırdı. Ancak bu açıklamalar hem Federal Konsey’de hem de parlamentoda tepkiyle karşılanıyor. Konfederasyonun eski Başkanı Micheline Calmy-Rey, İsviçre’nin uluslararası insancıl hukuka saygı konusundaki pasifliğine dikkat çekti. “Çifte standart olduğu hissine kapılıyorum. Ukrayna söz konusu olduğunda Federal Konsey uluslararası hukuk ihlallerini açık bir şekilde kınıyor. Ancak işgal altındaki Filistin toprakları söz konusu olduğunda İsviçre, Cenevre Sözleşmelerinin ihlal edildiğini tespit etmeden önce Uluslararası Adalet Divanı’nın görüşünü derinlemesine incelemeyi düşünüyor ve BM’de Filistin’in tanınmasına destek vermeyi reddediyor, aynı zamanda iki devletli çözümü savunmakla övünüyor” dedi.
Dışişleri Bakanı Ignazio Cassis’in İsrail’e yakınlığı ise iyi biliniyor. Yeşiller Ulusal Meclis Üyesi Nicolas Walder, “İsviçre-İsrail” parlamento dostluk grubunun eski bir üyesi olan Cassis’in, 2022 yılında İsrail’in talebi üzerine ve seleflerinden farklı olarak İsviçre işbirliği ofisini Doğu Kudüs’ten Ramallah’a taşıma kararı aldığını hatırlatıyor. Geçen yıl Kasım ayında, İsrail’in ayrım gözetmeyen bombardımanlarının Gazze’de yaklaşık on bin kişinin ölümüne yol açtığı bir dönemde Ignazio Cassis, ateşkes çağrısını reddetmesini haklı göstermek için İsrail’in “kendini savunma hakkını” öne sürmüştü. İsviçre-Filistin parlamento grubunun bir üyesi olan Sosyalist Devlet Konsey Üyesi Carlo Sommaruga, “İsviçreli yetkililer için İsrailli ölüler kurban, Filistinli ölüler ise insanlıktan çıkmış rakamlardır” dedi. Bu durum ona İsviçre’nin Güney Afrika rejimini savunduğu apartheid dönemini hatırlatıyor. “O dönemde İsviçre Konfederasyonu Güney Afrika’yı, bu ülkenin Batı dünyasının değerlerini savunduğu gerekçesiyle desteklemişti, tıpkı İsrail’in bu değerleri savunduğunu düşündüğü gibi” diyor. Bugün Konfederasyon’un birçok üst düzey yetkilisi İsrail’e yakın.
Carlo Sommaruga parlamentoda “korkunç bir sağa kayış ve İsrail hükümeti tarafından yürütülen dezenformasyon kampanyasına karşı güçlü bir duyarlılık” gözlemliyor. Eylül ayında Ulusal Meclis UNRWA’ya verilen tüm mali desteğin kesilmesine karar verdi. Alt meclis, Nicolas Walder’in ciddi insan hakları ihlallerinden sorumlu şiddet yanlısı İsrailli yerleşimcilere karşı yaptırım çağrısında bulunan önergesini reddetti. Nicolas Walder “2023 yılında 400’den fazla kişinin ölümünden ve evlerin yıkılmasından sorumluydular. İnsani yardım konvoylarını engelleyerek aralarında çocukların da bulunduğu çok sayıda insanın ölümüne neden oldular” diyor. AB ve ABD’nin şiddet yanlısı yerleşimcilere karşı yaptırımlar getirdiğine dikkat çekiyor. “İsviçre, çatışmanın sadece bir tarafının suçlarını kınıyorsa inandırıcı değildir” diye ekliyor.
Hamas’ın yasaklanması sol da dahil olmak üzere tüm partiler tarafından desteklenmektedir. Ancak sol, insani yardım ve barış diyaloğunu baltalayacağı endişesiyle Federal Konsey tarafından önerilen tasarıya çekinceyle yaklaşıyor. Partisiyle aynı fikirde olmayan Carlo Sommaruga, Hamas’ın yasaklanması ilkesine karşı çıkıyor. “BM tarafından yasaklanmamış bir örgütün yasaklanması bir ilk olur ve İsviçre’nin pozisyonunu zayıflatır”.
Cenevre Sözleşmelerinin muhafaza edicisi olarak İsviçre, BM Filistin’in bu yöndeki kararını kabul ettiğinden, işgal altındaki topraklarda uluslararası insancıl hukuka saygı konusunda uluslararası bir konferans düzenlemekle görevlendirildi. Carlo Sommaruga’nın da belirttiği gibi, “Devletler sözün ötesine geçmeli ve İsrail’i işgal altındaki topraklardan çekilmeye ikna etmenin yollarını bulmalıdır.» (Arkadaş)