Arif Koşar’ın, Kor Kitap’tan Ekim ayında ilk baskısı çıkan kitabın 2. Baskısı da yapıldı.Kitap, robotlara dair temel soruları yanıtlamaya çalışıyor. Teknolojik yenilikler ve otomasyon toplam istihdamda bir azalmaya yolaçma eğiliminde mi, değil mi? Çalışma ya da ‘‘işin sonu’‘na mı geldik? Teknolojik gelişmeler sonucunda işçi sınıfı küçülen ve giderek marjinal hale gelen bir toplumsal kategori mi? Bu soruların yanıtı ve analizi; işçi sınıfının öneminin kalmadığı, tarihin dışına itildiğini ,sınıf mücadlesinin bir anlamını yitirdiğini ileri süren burjuva ideologların varsayımlarının çürük bir temele sahip olduğunu görmek açısından da önemlidir.
Ayrıca, gençler ve gerek geniş yığınlar tarafından iliyle okunan bilim-kurgu kitapları, ya da heyecanla seyredilen dizi filimler; robotlar konusunda saçma sapan gerçeküstü ve bilimsel olmayan algıları da -dünyayı ele geçirme, insanları köleleştirme, insanlara aşık olma,evlenme vb.- yaymaktadır. Bu bakımdan bilimsel teknolojinin günümüzdeki kullanımı ve eriştiği düzeyi, kapitalist üretim yapısındaki yolaçtığı değişim ve sonuçları, rakamsal olarak izlemek ve bilimsel bir yaklaşıma sahip olmak, sorulan sorulara doğru yanıtlar vermek; kendini işçi sınıfı davaya adayan ileri işçi kuşağı ve sosyalistler için de zorunlu bir görevdir.
Bir diğer konu, bu türden ekonomik ve politik analiz yapan eserler, çoğu zaman rakam ve grafikler arasında boğularak meramını anlatamamaktadır.Arif KOŞAR, kitabıyla sorunun üstesinden gelmiş. Akıcı,sade bir anlatımla,robotlar dünyasında yaşananları, bu konudaki akademisyenlerin tezlerini, yanliş algıları; güncel istatistiki veriler ışığında ve popüler örnekler üzerinden – Örneğin Deep Blue adlı robotun satrançta dünya şampiyonu olan Kasparov’u sonunda yenebilmesini, iphone telefonlarının ve kakaodan çikolata üretimini irdeleyerek – bilimsel bir analize tabi tutuluyor. Yeni teknolojilerin ve robotların ortadan kaldırdıkları iş ve mesleklerden daha fazla yeni meslek ve iş yarattıkları; güncel rakamlar eşliğinde tanıtlıyor.
Kitabın son sözlerinde Arif Koşar şunları belirtiyor: ‘‘ Canlı emeğin iktisadi faaliyetin dışına atıldığı tam otomasyon kapitalizmi mümkün değilse de, tek tek kapitalistler,işçilerden ve mücadelelerinden kurtulmak, otomasyonla onların bir kısmını,hatta olanak varsa tamamını işten çıkarmak için bitmek bilmeyen bir özlem ve çaba içindedir.(…) Robotlar ve yapay zekanın bütün işleri ortadan kaldırdığı,insanlığın ağır ve tüketici iş yükünden kurtulduğu bir tür post-kapitalist ütopyaya, böyle bir kendiliğinden ilerleme ya da çöküşe ilişkin herhangi bir somut gösterge sözkonusu değildir.(…) Teknoloji tanrı değil ve yazmış olduğu bir kaderde yok.Dahası bir özne bile değil.Onu yapan,üreten,kullanan,çıkar sağlayan, etkilerini hesaplayan ya da gözden kaçıran insanlar var. (…) Teknolojik gelişmeler ve sermaye birikimi emekçi halkın yoksulluk,işşizlik,ağır ve gergin iş koşulları, güvencesizlik ve gelir dağılımındaki adaletsizlik gibi temel sorunlarını çözmemiştir, böyle bir işleve de sahip değildir.(..) Örneğin robotlar,işşizik ve yoksulluğu teşvik etmek yerine, refahı artırmak amacıyla kullanılabilir. Günlük 8,10,12,14 saatlik, yorucu,monoton ve tüketici çalışmayı ortadan kaldırıp 2 ya da 3 saatlik çalışmayı mümkün kılabilir. Günümüz teknolojik olanakları ile, dünyadaki açlık ve yoksulluk sorunu, kolayca çözülebilir. Bütün bunlar için başka bir toplumsal işleyişe, kâr ve sermaye birikimine dayalı kapitalist ilişki biçiminin ötesine geçmeye, çoğunluğun ihtiyaçlarını temel alan planlı bir ekonomiye ihtiyaç vardır(…) Robot,yapay zeka, ve genel olarak otomasyon teknolojileri halkın çıkarları temelinde kullanıldığında, yoksulluk,sefalet ve insan onurunu ayaklar altına alan yoksunlukları ortadan kaldıracak bir bolluk toplumu gerçekliğe dönüşebilir.’’
Özetle, kitap robotlar konusuna ilgi duyan herkesin anlayabileceği düzeyde, yalın anlatımıyla; bir başucu kitabı olarak okuma listenizde bulunmayı hak ediyor. Kitabı, Basel DİDF Derneğinden ( Längistr. 14 , 4133 Pratteln / BL adresinden) temin edebilirsiniz.
(arkadaş)