Beş soruda İsviçre’de elektrik sıkıntısı

Bu kış elektrik sıkıntısı yaşanması ihtimali yaz başından bu yana sıcak bir tartışma ve siyasi gündem konusu oldu. Şu an için telaşa kapılmamız gerektiğine dair net bir gösterge olmasa da, enerji tasarrufu çağrıları çoğalıyor.

Soru 1: İsviçre dış ülkelere ne kadar bağımlı?

Durum oldukça karmaşık. Genel olarak İsviçre, tükettiğinden daha fazla elektrik üretmektedir. Ancak, komşu ülkelerden ithalat yapmadan bunu gerçekleştirmesi mümkün değildir. Bunun nedeni, elektrik üretim ve tüketimindeki mevsimsel dalgalanmalar ve elektriği depolamanın her zaman çok zor olmasıdır.

Mayıs ayından Ekim ayına kadar nükleer ve hidroelektrik santrallerinin üretimi ihtiyaçları karşılamakta ve yaklaşık 30 milyar kWh ihracat yapmaya olanak sağlamaktadır. Ancak kışın İsviçre %20 ila 30 daha fazla elektrik tüketirken, nehirlerin akışı çok daha düşük seviyelerde seyrediyor. İsviçre’nin elektrik üretiminin yarısından fazlası hidroelektrik kaynaklıdır. Bu da yeterli güce sahip olabilmek için yakın komşularından elektrik ithal etmesi gerektiği anlamına geliyor.

2021 yılında İsviçre’ye ithal edilen elektriğin neredeyse %60’ı Fransa’dan gelmiştir. Ancak bu yıl, nükleer enerji santralinin yarısının teknik nedenlerle kapatılmış olması nedeniyle, artık İsviçre’ye elektrik veremeyebilir. Rusya’nın bu kış doğalgaz musluklarını tamamen kapatma tehdidi nedeniyle, Almanya’da ve Avrupa genelinde de Rus gazı eksikliği nedeniyle durum gergin. Avrupa Birliği ile geçen yıl imzalanan çerçeve anlaşmanın başarısız olması durumu daha da karmaşık hale getiriyor.

Soru 2: İsviçre bu kış kendi kaynaklarına ne kadar güvenebilir?

Hidroelektrik enerji, ülkenin elektrik üretiminin yaklaşık %60’ını oluşturmaktadır, ancak barajlar, düzgün çalışması doluluğa, yani kontrol edilemeyen bir unsura, yani yağışa bağlı olan istikrarsız bir kaynaktır.

Kuraklık nedeniyle şu anda seviyeleri önceki yıllara göre biraz daha düşüktür, ancak rezervuarların dolması esas olarak yaz sonundaki yağışlara bağlı olduğundan durum endişe verici değildir. Ancak kurak dönem devam ederse, elektrik üretim kapasitesinin azalması kaçınılmaz olacaktır.

Ancak hidroelektrik santrallerinin kaynakları her halükarda tüm kış için yeterli değildir. Federal Konsey bu nedenle rezervuarlarda su rezervi oluşturmayı planlıyor. Bu rezervler, işletmecilere mali tazminat ödenmesi karşılığında kış sonuna doğru kullanıma sunulabilir.

Yaklaşık 500 gigawatt elektrik üretimine olanak tanıyacak hacimlerden bahsediliyor. Karşılaştırma yapmak gerekirse, ülkenin yıllık tüketimi 60.000 gigawatt civarındadır. Ve İsviçre, kış başlangıcından itibaren elektriğe ihtiyaç duyduğu ve depolama da daha pahalı olduğu için üretiminin daha fazlasını bloke etmeyi göze alamaz.

Soru 3: Haneler için elektrik kesintisi mümkün mü?

Son çare olmak üzere evet. Gereksiz kurulumları ve daha sonra büyük müşterileri hedef alan teşvikler ve ilk tasarruf önlemleri başarısız olursa, bu Federal Konsey tarafından alınan en sert önlem olacaktır. Ülke genelinde döngüsel yük azaltımı sağlar.

Bu gibi durumlarda, yetkililerin talimatıyla, elektrik operatörlerinin, haneler de dahil olmak üzere, her sekiz saatte bir ülke genelinde dört saat süreyle elektriği kesmesi gerekecektir. Hastaneler, acil durum ve güvenlik hizmetleri, su tedarik sistemleri ya da radyo ve televizyon dalgalarının iletimi gibi yalnızca hayati öneme sahip olduğu düşünülen bazı altyapılar zarar görmeyecektir.

Nüfus için kesinlikle garanti altına alınması gereken hizmetlerin tanımlanması için görüşmeler devam etmektedir. Bununla birlikte, bazı yetkiler kantonlarda kalmaya devam edecek, böylece yük paylaşımı ülke genelinde eşdeğer olmayacaktır.

Tartışma özellikle Valais kantonunda hararetli: kayak liftleri bu kış olası bir enerji sıkıntısının ilk kurbanları olabilir. Konfederasyonun acil durum planı, enerji tüketen bu tesislerin fişinin çekilmesini öngörüyor.

Soru 4: Enerji tasarrufu bir fark yaratabilir mi?

Federal hükümet, halkı enerji tasarrufu yapmaya teşvik etmek için bir bilinçlendirme kampanyası başlattı. Federal Ulusal Ekonomi Tedarik Ofisi (FOES) bu kış tüketicilere çağrıda bulunacak olursa, talebin şimdiden %5 oranında azalacağını tahmin ediyor. Bu önemli bir potansiyel.

İsviçre’de üretilen elektriğin üçte birini haneler tüketmektedir ki bu da ülkenin en büyük iki nükleer enerji santralinin üretiminden daha fazladır. Suisse Energie’ye göre, haneler herhangi bir konfor kaybı olmadan elektrik tüketimlerinde %50’ye varan oranda tasarruf sağlayabilir. Sadece cihazlarının fişini çekerek veya LED aydınlatmaya geçerek. Enerji uzmanı Marc Müller’e göre, “bilinçli” bir aile tüketimini kolaylıkla yılda 2.000 kw/saate düşürebilecekken, hiç çaba sarf etmeyen bir hane yaklaşık 8.000 kw/saate ulaşacaktır.

Evinizdeki sıcaklığı bir derece düşürmek veya elektrikli radyatörleri ısı pompalarıyla değiştirmek de elektrik tüketiminizi önemli ölçüde azaltabilir. Modern kazanlarda olduğu gibi maksimum sıcaklığı 55 derece ile sınırlandırılabilecek sıcak sudan bahsetmek de gerekiyor.

İş dünyasında da çaba sarf edilmesi gerekecektir. Sanayi, sanat ve el sanatları elektriğin %30’unu tüketmektedir ve bu oran hanelerden biraz daha azdır.

Soru 5: İsviçre nasıl daha fazla elektrik üretebilir?

İsviçre çok daha fazla elektrik üretebilecek imkânlara sahiptir. İlk olarak, uzmanların en büyük potansiyele sahip olduğuna inandığı fotovoltaik var. İsviçre Federal Enerji Ofisi, sadece İsviçre’deki konut stokunun donatılmasıyla yılda 67 terawatt saate kadar elektrik üretilebileceğini tahmin ediyor ki bu da ülkenin geçen yılki tüm elektrik üretiminden daha fazla.

Gayrimenkulün ötesinde, güneş panelleri birçok yere, hatta dağlara bile kurulabilir. Yüksek irtifa tesislerine yönelik çeşitli projeler de görüşülmektedir. Kar örtüsünün yansıttığı ışıktan faydalanacaklardır. Bu, çatı üstü panellerin daha az verimli olduğu kış aylarında çok verimli olma avantajına sahip olacaktır.

Ancak fotovoltaikle ilgili bir sorun var: İsviçre’de bu alanda önemli bir kalifiye eleman açığı var. Şirketler hâlihazırda talebi karşılayamıyor.

Hidroelektrik de çözümün bir parçası olabilir. Enerji verimliliği açısından en umut verici olan ve biyoçeşitlilik ve peyzaj üzerinde en az etkiye sahip on beş proje belirlenmiştir.

Ancak potansiyel güneş enerjisinden çok daha küçüktür ve bu büyük projeler çok sayıda itirazın hedefi olabileceğinden, bunu başarmak için hala uzun bir yol vardır. (Arkadaş)