Geçen yüzyılın ikinci yarısına kadar, nikâhsız birlikte yaşayan kadınların vatandaşlık kazanma şansı çok düşüktü. Aynı zorlukları işsiz kadınlar veya mali açıdan zor durumda olan kadınlar da yaşadı. 1978’e kadar, İsviçre pasaportu olmayan bir erkekle evlenen kadınlar, İsviçre pasaportlarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalıyordu. Oysa erkekler için bu durum geçerli değildi!
1992’ye kadar, kadınların İsviçre vatandaşlığını çocuklarına geçirme hakkı, İsviçre pasaportu olan erkeklerle aynı değildi. Evlilik eşitliği kabul edilene kadar, İsviçre pasaportu olmayan ve İsviçreli hemcinsleriyle yaşayan kişiler, kolaylaştırılmış vatandaşlık kazanma imkânına sahip değildi. Ancak bu tarihsel ayrımcılık maalesef hâlâ geçmişte kalmış değil. Yeni bir EKM (Federal göçmen komisyonu) çalışması gösteriyor ki, 2018’de yeni vatandaşlık yasasının yürürlüğe girmesinden bu yana, olağan vatandaşlık daha da seçici hale geldi. Belirli Avrupa ülkelerinden gelen yüksek nitelikli ve iyi durumdaki kişilerin oranı belirgin bir şekilde artarken, zorunlu eğitimden sonra ileri eğitim almamış kişilerin oranı ciddi şekilde düştü.
Güvencesi sektörlerde çalışan ve erkeklere kıyasla daha sık ücretsiz bakım işi yapan kadınların vatandaşlık kazanması özellikle zor. Sosyal yardım alma koşulları, orantısız bir şekilde bu yardımlara bağımlı olan yalnız kadınlar ve anneler üzerinde adaletsiz etkiler yaratabilir. Yoksullukla mücadele eden kadınların, özellikle Doğu ve Güney Avrupa ile Küresel Güney ülkelerinden gelenlerin, vatandaşlık başvuruları çoğu yerde şanssız kalmaktadır. Ayrıca, günümüzde bile birçok vatandaşlık görüşmesinde klişeler ve cinsiyetçi rol modelleri etkili olmaktadır.
Bu durum, özellikle çoklu ayrımcılıkla karşı karşıya kalan kişileri, vatandaşlık hakkı ve eşit katılımdan dışlayan yapısal ayrımcılıklara yol açmaktadır. Ancak İsviçre’de adil bir vatandaşlık hakkı için yükselen sesler, özellikle feminist, kadın grev gününde umut vericidir. Demokrasi Girişimi’ni destekleyenler arasında eski Federal Konsey Üyesi Ruth Dreifuss, Spoken Word şairi, sunucu ve köşe yazarı Fatima Moumouni ve yazar, LGBTQ aktivisti ve Ulusal Konsey Üyesi Anna Rosenwasser gibi isimler bulunmaktadır.
Aktion Vierviertel derneğinin 14 Haziran 2024 etkinliklerinde imza kampanyasına katkı çağrısından