Kapanan ve yeniden yapılandırılan fabrika sayısı bu yıl katlanarak arttı. İsviçre işçier oldukça kötü bir dönem geçirdi!
Geçtiğimiz yıl boyunca fabrika kapanışları, yurtdışına taşınmalar ve yeniden yapılanmalar birbirini takip etti. Çelik, cam, baskı, gıda ve makine endüstrileri de dahil olmak üzere farklı sektörlere bağlı birçok işletme bu süreçten etkilendi. Eternit, Vetropack, Micarna, Tamedia baskı merkezleri, Rieter, Sicpa, Stahl Gerlafingen, vs. hepsi etkilendi. 2023’ün sonundan bu yana on bir farklı şirkette toplamda 1.200’den fazla işçi işten çıkarıldı. Ve liste bu kadarla da sınırlı değil.
Bu yoğun işçi kıyımı karşısında, sendikalar ve emek örgütleri cenahında, İsviçre’nin bir sanayi politikası benimsemesini talep eden sesler yükseliyor. ABD ve AB son yıllarda sanayilerini desteklemek ve ekolojik dönüşümlerini hızlandırmak için yüz milyarlarca dolarlık programlar başlatırken, bazı kesimler ihracatı zaten güçlü para birimi frank karşısında zarar gören İsviçre’nin bu duruma seyirci kalamayacağına inanıyor.
Mart ayında, metal endüstrisindeki işten çıkarma korkuları şekillenirken Unia sendikası, İsviçre’nin bir sanayi politikası olmamasının sonuçlarının giderek daha belirgin hale geldiğine işaret eden bir basın açıklaması yayınladı. Sendika, Stahl Gerlafingen ve Swiss Steel çelik fabrikalarının karşılaştığı zorluklara yanıt olarak şunları yazdı: “Unia yıllardır Konfederasyon ve kantonlara, şirketlerin ekolojik dönüşümlerini başarılı bir şekilde gerçekleştirmelerine yardımcı olurken, İsviçre sanayisinde iyi çalışma koşullarına sahip istihdamı garanti altına alan bir sanayi politikası izlemeleri çağrısında bulunuyor.”
FEDERAL KONSEY DİRENİYOR
Eylem çağrısında bulunan iki yeni önergeye rağmen, Federal Konsey hala sübvansiyonlara dayalı bir sanayi politikası istemiyor. Sosyalist Parti tarafından sunulan ve 2023 sonbaharında Parlamento tarafından kabul edilen ilk önerge, AB himayeciliği karşısında İsviçreli metal üretim ve geri dönüşüm şirketlerinin desteklenmesine yönelik tedbirler alınması çağrısında bulunuyor. Halen incelenmekte olan ikinci önerge de aynı doğrultuda. Vaud kantonundaki Yeşiller tarafından geçtiğimiz Nisan ayında – Vetropack’ın kapatılacağının açıklandığı sırada – sunulan önerge, ülkenin tedariği için temel teşkil eden tesislerin korunmasını ve enerji dönüşümü ile döngüsel ekonominin teşvik edilmesini amaçlıyordu.
Eylül ayında hükümet, ilkinde olduğu gibi bu önergenin de reddedilmesini ve belirli sektörlerin ya da şirketlerin diğerlerinin aleyhine olacak şekilde sübvanse edilmemesini tavsiye etti. Mayıs ayında yayınlanan İsviçre ekonomisinin durumuna ilişkin raporunda, ekonominin durgunluğa iyi direndiğini ve diğer ülkelerin korumacı politikalarından çok fazla zarar görmemesi gerektiğine dikkat çekiyor. Federal Konsey Üyesi Guy Parmelin’in bu ilkbaharda söylediği gibi, yedi Federal Konsey üyesi, özellikle iklim ve enerji alanlarındaki teşvik programları yoluyla işletmeler için çerçeve koşullarını iyileştirmeye devam etmeyi tercih ediyor.
Stahl Gerlafingen, ilkbahardaki işten çıkarmaların ardından Ekim ayında yeni bir işten çıkarma dalgası başlatacağını duyurdu ve Swiss Steel’ de üretim kapasitesini azaltacağını doğruladı.
KONFEDERASYONUN İKİYÜZLÜLÜĞÜ
Unia’nın MEM endüstrileri şubesi başkanı Matteo Pronzini «Guy Parmelin hükümetin hiçbir şey yapamayacağını söylüyorsa, bu ikiyüzlülüktür,” dedi. «Konfederasyon tarımı destekliyor. Stahl Gerlafingen, yabancı rakiplerinin yarısı kadar karbon ayak izine sahip çelik üretmek için büyük yatırımlar yaptı» diyen Pronzini’ye göre mesele ille de şirketleri sübvanse etmek değil, ülkenin iklim hedefleriyle tutarlı olmak. “Örneğin, kamu işyerlerinden düşük CO2 emisyonlu tedarikçiler kullanarak öncülük etmelerini isteyebiliriz” diye ekliyor.
Matteo Pronzini ayrıca sanayi sektöründen çok fazla talepkâr olan bankaların ve kâr payı konusunda her zamankinden daha açgözlü olan hissedarların sorumluluğuna da dikkat çekiyor. “Ancak genel olarak bakıldığında, çalışanlarımızın becerileri ve bağlılıkları sayesinde sektörümüz hala iyi bir performans sergiliyor” diyor.
İş çevrelerinde ve liberal düşünce kuruluşlarında son zamanlarda devletin sanayi politikasına karşı çıkan ve bunun yerine deregülasyonu savunan bir koro oluşmaya başladı. Ancak PLR’den Olivier Feller’in basına verdiği demeçte belirttiği gibi, İsviçre’de 1990’larda her üç işçiden biri sanayi sektöründe çalışırken, bugün bu oran her beş işçiden birine düşmüş durumda. Vaud kantonu ulusal meclis üyesi sözlerini şöyle tamamladı: “Çevremizdeki tüm ülkeler ekolojik geçişi sağlamak ya da dışa bağımlılıklarını azaltmak için sanayilerini mali olarak destekliyorsa, İsviçre’nin hiçbir şey yapmadan nasıl idare edebileceğini anlamıyorum.» (Arkadaş)