BRICS ülkeleri “çok kutuplu, eşitlikçi ve demokratik bir dünya düzeni için” çağrıda bulundu
Rusya’nın Kazan kentinde düzenlenen Zirve’de BRICS üyeleri İsrail’in soykırım savaşını, ABD ve müttefiklerinin dünya halklarına uyguladığı yasadışı yaptırım rejimlerini ve Batı’nın egemenliğindeki çok taraflı kurumları kınadı.
Rusya’da 23 Ekim’de düzenlenen 16. BRICS zirvesinde kabul edilen Kazan deklarasyonu, dünya düzenini daha “eşitlikçi, adil, demokratik ve dengeli” hale getirmek için tüm uluslararası kurumlarda kapsamlı reformlar yapılması çağrısında bulundu.
“Adil Küresel Kalkınma ve Güvenlik için Çok Taraflılığın Güçlendirilmesi” başlıklı deklarasyonda, dünya genelinde hem ekonomik hem de siyasi alanda yeni güç merkezlerinin ortaya çıktığı ve bu merkezlere uygun temsil ve ağırlık verilmesi gerektiği kaydedildi.
Deklarasyon, uluslararası kurumları değişen dünya gerçekliğini daha iyi yansıtır hale getirmek ve gelişmekte olan dünyaya yeterli temsiliyeti sağlamak için Güvenlik Konseyi de dahil olmak üzere BM’de ve diğer uluslararası kurumlarda, özellikle de Bretton Woods kurumlarında reformlar yapılmasının şart olduğunu ileri sürüyor. Bretton Woods kurumları, İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda oluşturulan IMF, Dünya Bankası ve WTO (Dünya Ticaret Örgütü – DTÖ) gibi uluslararası finans kurumlarıdır.
BRICS deklarasyonu, dünya genelinde artan ticari anlaşmazlıkların üstesinden gelmek ve gelişmekte olan ülkelerin Batı tarafından uygulanan “tek taraflı, cezalandırıcı ve ayrımcı korumacılık” olarak adlandırdıkları duruma son vermek için daha etkin bir Dünya Ticaret Örgütü’ne ihtiyaç duyulduğunu özellikle talep etmektedir.
DTÖ’nün otoritesi, ABD ve AB üyeleri gibi ülkelerin son günlerde başta Çin olmak üzere bazı dünyanın az gelişmiş ve gelişmekte olan Güney ülkelerinden yapılan ithalatı hedef alan keyfi korumacı tedbirler uygulamaya başlamalarının ardından giderek zayıflamaktadır.
MÜDAHALE ETMEME
Kazan deklarasyonu aynı zamanda Güney ülkelerinin en yakıcı sorunlarından biri olan ve Batı’nın bu ülkelerin içişlerine sürekli olarak karışması ve onlara karşı yasadışı tek taraflı yaptırımlar uygulaması konusuna da değinmektedir.
Diğer ülkelerin içişlerine karışmamanın uluslararası hukukun ayrılmaz bir parçası olduğunu savunan BRICS deklarasyonu, her ülkenin kendi kalkınma yolunu belirleme hakkına sahip olduğunu ileri sürmektedir.
Bazı BRICS üyeleri ve Küba, Venezüella, Suriye gibi diğer bazı ülkeler, ABD ve Batılı müttefiklerinin yaptırımlarına maruz kalmış ve bu yaptırımlar söz konusu ülkelerdeki insanların yaşamlarını etkileyerek kalkınma çabalarını sekteye uğratmıştır.
Kazan deklarasyonunda, BRICS üyelerinin “yasadışı yaptırımlar da dâhil olmak üzere hukuka aykırı tek taraflı zorlayıcı tedbirlerin dünya ekonomisi, uluslararası ticaret ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılması üzerindeki yıkıcı etkilerinden derin endişe duydukları” vurgulanmakta ve bu tür tedbirlere “karşı çıkmak için ortak eylemler” gerçekleştirmenin yollarını bulma çağrısında bulunulmaktadır.
BRICS EKONOMİK ORTAKLIĞI
BRICS, Batı’nın ekonomik gücünü gelişmekte olan ülkelere karşı bir silah olarak kullanma girişimlerini sürekli olarak kınamaktadır. Bu sorunlarla başa çıkmanın bir yolu olarak Batı’dan daha fazla mali bağımsızlık öneriyor ve görünüşte bunun yollarını araştırıyor.
Kazan deklarasyonu bu kapsamda BRICS üyeleri arasında daha derin bir ekonomik ortaklık oluşturarak mali bağımsızlık ihtiyacını yineledi. İkili ve uluslararası ticarette ulusal para birimlerinin kullanımının yaygınlaştırılmasına yönelik girişimlerin sürdürülmesine karar verildi.
Deklarasyonda, Batı’nın öncülük ettiği SWIFT sistemine alternatif olarak sınır ötesi ödemeler için BRICS Clear Settlement and Depository System (Şeffaf Takas ve Saklama Sistemi) üzerinde müzakerelerin sürdürülmesi ve alternatif bir kalkınma finansmanı kaynağı olarak Yeni Kalkınma Bankası’nın daha da geliştirilmesi vurgulandı.
BRICS deklarasyonu ayrıca Afrika ve diğer bölgelerdeki yoksul ve yaptırımlara maruz kalmış ülkeler için bir Tahıl Borsası Platformu önerisini de onayladı. Bu platformun gıda güvenliği ve ekonomik faaliyetlerin sürdürülmesi için gerekli olan gıda tahılları ve hammaddeler için fiyat istikrarının sağlanmasında önemli bir rol oynaması öngörülmektedir.
BRICS deklarasyonu, Küresel Güney’den daha fazla ülkenin gruba dahil edilmesine yönelik yöntemleri onayladı ve çekirdek üyeliğin daha da genişletilmesi konusunda fikir birliği olmaması nedeniyle yeni bir “ortak ülke” kategorisi oluşturdu.
FİLİSTİNLİLERİN KENDİ KADERİNİ TAYİN HAKKI
Kazan deklarasyonunda İsrail’in Filistin halkına yönelik soykırımı ve bölgedeki sivillere yönelik saldırıları sert bir dille kınanarak derhal ateşkes ilan edilmesi talep edildi.
BRICS ülkeleri önemli bir adım atarak İsrail’in Eylül ayında Lübnan’da yüzlerce iletişim cihazını patlattığı siber saldırıyı “önceden planlanmış terör saldırısı” olarak nitelendirmeyi kabul etti. Ülke genelinde yüzlerce insan ölmüş ve yaralanmıştı.
Bildiride İsrail’in Lübnan ve Suriye’deki hava saldırıları da kınanırken, İsrail’in İran konsolosluğuna düzenlediği ve bazı İranlı yetkililerin öldürüldüğü saldırılara da özellikle değinildi.
BRICS ülkeleri ayrıca bağımsız bir Filistin devletine olan taahhütlerini ve bu devletin BM’ye tam üyeliğini desteklediklerini yineledi.
Kazan deklarasyonunda ayrıca ABD’nin Suriye’deki askeri varlığı “yasadışı” olarak nitelendirildi ve derhal çekilmesi talep edildi. Hâlihazırda yüzlerce ABD askeri, ülke hükümetinin rızası olmaksızın Suriye’de konuşlanmış durumda.
BRICS ülkeleri BM Tüzüğüne olan inançlarını ifade ederek Ukrayna’daki savaş da dahil olmak üzere dünyadaki tüm çatışmaların barışçıl ve siyasi yollarla çözülmesi gerektiğini yinelediler.
BRICS ülkeleri BM Tüzüğüne olan inançlarını ifade ederek Ukrayna’daki savaş da dahil olmak üzere dünyadaki tüm çatışmaların barışçıl ve siyasi yollarla çözülmesi gerektiğini yinelediler. (Arkadaş)