14 Haziran Kadın grevi için notlar…

 

Naciye Aktaş

DİDF KADIN GRUBU ÜYESİ

 Tarihi kadın grevinden dört yıl sonra, eşitlik için verilen mücadelenin önündeki engeller artarak devam ediyor. DIDF ve diğer göçmen emekçi örgütleri, üyelerini ve tüm emekçi kadınları 14 Haziran’da yapılacak büyük kadın grevine yönelik hazırlık için, kitlesel olarak harekete geçmeye çağırmalıdır. Amaç, öncelikle kadın emekçilerin haklarını ve günlük yaşamlarını iyileştirmek için taleplerini önceden belirlemek, bu doğrultuda canlı, örgütlü bir faaliyet yürütmek ve kitlesel bir katılımı sağlamak olmalıdır.

14 Haziran 2019’da tarihi bir kadın grevi ülkeyi sarstı. Yüzbinlerce kişi eşitlik, saygı ve onur için harekete geçti. İşyerinde, evde, sokakta maruz kaldıkları ayrımcılıktan, cinsiyet ayrımından ve cinsel şiddetten bıktıklarını hep birlikte haykırdılar. Sesleri, haklarını ve özgürlüklerini savunmak için dünyanın dört bir yanında ayağa kalkmış ve kalkmakta olan emekçi kadın hareketlerinin seslerine katıldı.

İlerleme ve gerilemeler arasında

Dört yıl sonra kadın hakları siyasi bir mesele haline geldi. İsviçre’de daha önce hiç bu kadar çok kadın parlamentoya seçilmemişti. Bunun, tecavüzle ilgili ceza yasasının gözden geçirilmesi gibi bazı konular üzerinde etkisi oldu. Herkes için evlilik, babalık izni ve çocuklar ya da hasta yakınları için izin gibi bazı konularda ilerlemeler kaydedildi. Ancak gerilemeler de oldu. Pandemi iş yükünü artırdı ve temel işlerde çalışan kadınları daha savunmasız hale getirdi. Enflasyon, satın alma gücünü düşürdü, bu da özellikle kadınları ve yoksul emekçi yığınları cezalandırmak anlamına geliyor. 14 Haziran grevi sayesinde verilen emeklilik maaşlarının iyileştirilmesi ya da eşit ücret gibi vaatlerin hiçbiri yerine getirilmeden, kadınların 65 yaşına kadar çalışmalarını gerektiren AVS 21’e karşı öfkeleri dinmedi ve hala tazeliğini koruyor. Zihinsel iş yükü ve ev işlerinin paylaşımı da değişmeden yerinde duruyor.

14 Hazı̇ran 2023’e doğru 

Tarih emekçi kadınlara, sahip oldukları tüm hakların – oy hakkı, doğum izni ya da kürtajın suç olmaktan çıkarılması gibi – güç, kararlılık ve azimle harekete geçerek kazanıldığını gösteriyor. Ancak mücadele etmeye devam ederek eşitlik sağlanabilir ve kadınların yanı sıra LGBT bireyleri de etkileyen cinsiyete dayalı ayrımcılık ve şiddete son verilebilir. Bu düşünceden hareketle Sendikalar ve kadın örgütleri, 14 Haziran 2023’te yeni bir kadın grevi çağrısında bulundular. Bu tarihe kadar kadınlar şimdiden, işyerlerinde örgütlenmeli, talepleri formüle etmeli ve bulundukları bölgelerdeki örgütlenme çalışmalarının aktif birer parçası olmalıdırlar.

Kadın hakları ve sendika talepleri

DIDF, kadınların ve sendikaların mücadelelerinin bir araya getirilmesini savunmalıdır. Çünkü eşitlik, işyerinde her türlü cinsiyetçilik ve cinsel tacizin ortadan kaldırılmasının yanı sıra ev işleri, çocuk bakımı ve bakım işlerinin tanınması ve paylaşılması anlamına gelmektedir.

Kadın hareketi ve doğru sendikal talepler, çalışma yaşamını eşitlik temelinde değiştirmek için elzemdir. Pandemi sonrasında sağlık emekçileri tükenmiş durumda: %40’ı mesleği erken bırakıyor. Eğitim ve çocuk bakımı gibi sektörlerde eğitimli personel sıkıntısı yaşanmaktadır. Bu bir tesadüf değil, otuz yılı aşkın süredir devam eden kemer sıkma ve neo-liberal politikaların bir sonucudur. Kadın emekçilerin çoğunlukta olduğu kamu sektöründe, daha iyi çalışma koşulları ve ücretler için adım atmanın zamanı gelmiştir.

Daha az ve daha ı̇yı̇ koşullarda çalışmak

İsviçre’de çalışma saatleri çok uzun ve yarı zamanlı çalışma oranı çok yüksektir. Ve yarı zamanlı çalışma düşük ücretlere, düz kariyerlere ve emekliler için sefalet maaşlarına yol açtığı için bir tuzaktır. Burada en yüksek bedeli kadınlar ödemektedir, çünkü çoğunluğu ev ve aile işleri için, ücretli çalışma oranlarını düşürmektedir. Emekçi kadınlar 2020 yılında 192 milyar CHF değerinde 4,7 milyon saat ücretsiz çalışma gerçekleştirdiler. Daha iyi yaşamak için daha az çalışma ve daha erken emeklilik ısrarla talep edilmelidir.

Eşitlik ve ücret artışları

2020’de kadınlar tam zamanlı olarak erkeklerden ortalama %18 veya ayda 1.500 CHF daha az kazanmıştır. Bu farkın neredeyse yarısı sadece cinsiyet ayrımcılığı ile açıklanabilmektedir. Diğer yarısı ise açıklanabilir, ancak gerekçelendirilemez bir durumdadır. Çünkü kadınların işlerine daha az değer veriliyor, daha az kariyere sahipler ve düşük ücretli işlerde çoğunluktalar. Eşitlik ve ücret artışları ısrarla talep edilmelidir.

AVS/AHV emeklı̇ maaşlarının güçlendı̇rı̇lmesı̇

2021 yılında, yeni kadın emekliler erkeklere kıyasla %43 daha düşük 2. sütun emekli maaşı almıştır. Erkeklerin yarısı daha yüksek bir emekli maaşıyla daha erken ayrılabilmişken, bu durum kadınların yalnızca üçte biri için geçerlidir. Bu sistem son derece eşitsizdir ve LPP/BVG 21 reformu bunu değiştirmeyecektir. Sadece AVS/AHV’nin güçlendirilmesi ve 13. emeklilik maaşının uygulamaya konulmasıyla herkes için eşitlik ve yeterli emeklilik maaşı –kısmen de olsa- garanti altına alınabilir.

Kamu hı̇zmetlerı̇nı̇n gelı̇ştı̇rı̇lmesı̇

Eşitlik ancak çocuklara bakmak, hasta, bakıma muhtaç ve/veya yaşlılara bakmak, yemek pişirmek veya bakım ve temizlik yapmak için kamu hizmetlerinin mevcut olması halinde sağlanabilir. Bu iş, kaliteli hizmet ve iyi çalışma koşullarını garanti eden bir kamu hizmeti olarak sağlanmalıdır. Halkın ihtiyaçları mantığı, kâr mantığının yerini almalıdır.

Toplumsal cı̇nsı̇yete dayalı şı̇ddetı̇n ortadan kaldırılması

Kadın grevi, kadınlara, LGBT bireylere yönelik şiddet konusunda sözün serbest kalmasına yardımcı olsa da, cinsiyetçilik ve cinsel taciz işyerlerinde çok yaygın bir şekilde hoş görülmeye devam etmektedir. Cinsiyetçiliği ve cinsel tacizi önlemeye ve bunlarla mücadele etmeye yönelik programlara ve mağdurlar ve tanıklar için koruma tedbirlerine ihtiyaç vardır. Ayrıca, mağdurlarla ilgilenen profesyoneller için, rıza ve eğitim konularında eğitime ihtiyaç vardır. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve ayrımcılığa karşı etkin tedbirler talep edilmelidir.

Hamilelik ve anneliğin korunması

Hamilelik ve annelik, annelerin kariyer yolu üzerinde babalarınkinden çok daha büyük bir etkiye sahip olmaya devam etmektedir. İsviçre’de hamile ve doğum sonrası annelerin korunması yetersizdir, mevcut yasal hükümlere uyulmamaktadır ve izinler çok kısadır. Çok sayıda çalışan anne, doğum izninden döndükten sonra işten çıkarılmakta ya da bir çözüm bulunamadığı için istifa etmektedir. Tüm ebeveynlik biçimlerine uyum sağlayacak şekilde daha uzun annelik ve ebeveyn izni tedbirlerine ihtiyaç duyulmaktadır.

Yukarıda sıralanan talepler başta olmak üzere emekçi kadınlar, 14 Haziran 2023’te eşit haklar ve özgürlükler için şimdiden hazırlıklara başlamalı, grevi zenginleştirecek ve güçlendirecek etkinlikler planlamalıdırlar.